Galatasaray, Benfica'yı ağırlıyor: Bir ihtimal daha var...
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde bugün sahasında Benfica’yı ağırlıyor. Galatasaray’ın gruptan çıkabilmesi için Benfica karşısında mutlak galibiyete ihtiyacı var.

Faruk AYYILDIZ
İstanbul
Galatasaray’da Fatih Terim’in zamansız ayrılışı ya da gönderilişiyle başlayan kaosun en masum ve toparlayıcı unsuru oldu Hamza Hamzaoğlu. Terim’in ardından Mancini, daha sonra Prandelli... İki başarısız İtalyan’ın ardından “Havlu attı, atacak” noktasında bir takımın başına geldi Hamzaoğlu. “Yerli”ydi, maliyeti yüksek değildi. Yıllardır spor medyasında da sık kullanılan tabirle; “Türkiye Ligi’ni tanıyordu.” Hamza Hamzaoğlu’ya çok fazla sırt çevirme şansı ya da lüksü olmayan Galatasaray taraftarının ise aklında tek soru vardı: ‘Hamzaoğlu, Dünya Kupası zamanı Sneijder’e kötü laflar etmişti, şimdi nasıl olacak?’
Dünya Kupası’nda TRT adına yorumculuk görevi üstlenen ve Hollanda-Meksika maçını yorumlayan Hamzaoğlu, maç öncesi yaptığı yorumda Sneijder’in yerli futbolculardan 3-4 kat fazla para aldığını ve bu parayı hak edip etmediğinin sorgulanması gerektiğini belirtmiş, devamında da benzer sözler etmişti. Hamzaoğlu bu sözlerin yeni bir krize sebep olmasına izin vermeyerek, kibirsizce o sözleri toparladı ve Galatasaray taraftarıyla yeni bir köprü kurdu. Artık; Galatasaray’ın teknik direktörüydü... Prandelli’nin vasat ve taraftarlarca kabul görmeyen sık değişen kadro tercihinin aksine Hamzaoğlu, en basit doğrularla yola başladı: İstikrarlı ve taraftarların büyük bölümünce de kabul gören kadro/oyuncu tercihleri. Yoluna devam eden Hamzaoğlu, şampiyonluk talebi ve isteğinin Galatasaraylılarca en düşük seviyede olduğu sezonda takımına kupayı kazandırdı. Ardından Türkiye kupası, sonra büyük çilek olarak Süper kupa.
Üç kupa sahibi, başarılı bir takım. Bakıldığı zaman; hem takıma, hem de teknik direktöre uzunca kredi sağlaması gereken bir sezon ve kupalar vardı ancak hikaye öyle devam etmiyor. Yönetim krizi, seçimler, borçlar, transfer döneminde Hamzaoğlu ile taraftarın arasını hiç olmadığı kadar açtı. Şampiyonluğa ve kupalara rağmen Galatasaray taraftarının çoğunluğu, yeni sezon öncesi transferi olması gereken bir durumdan öte ‘kesin ihtiyaç’ olarak görüyor, takımı yetersiz buluyordu. Dursun Özbek yönetimin transfer konusundaki çarpık, vasat açıklamaları, başarısız PR çalışması, Hamzaoğlu’nun transfer istememesi ya da transfer yapmayan yönetimin yerine taraftar ile kavga etmeye girişmesi; taraftarın sabırsızlığı ile karşı karşıya gelince üç kupalı Galatasaray 2015-2016 sezonuna gergin başladı. Hatta Hamzaoğlu’nun söylediği iddia edilen, ‘Bu kadro üç kulvarda yeter açıklaması’ ciddi bir taraftar/seyirci kitlesinde öfkeye sebep olmuş, Hamzaoğlu’nun ligin ilk haftalarında istifası tartışılmış, yuhalanır mı diye taraftarlar arasında da gerginlikler çıkmıştı. Ligde ilk hafta Sivasspor beraberliği, ikinci hafta Osmanlıspor yenilgisi Galatasaray’da gerginliği daha ciddi noktalara taşıdı. Transfer isteyenlerin hedefinde ise yönetimden daha çok transfere karşı çıkan bir pozisyonda bulunan Hamzaoğlu vardı ancak devamında gelen iyi sonuçlar harareti biraz indirdi.
İKNA OLMAYAN TARAFTAR
İlk iki haftanın ardından ligde daha iyi sonuçlar alan Galatasaray’da tartışmalar biraz olsun durmuş görünüyor. Tartışmalar bitti diyemiyoruz çünkü; Galatasaray Şampiyonlar Ligi’nde yoluna devam ediyor. Takımda ciddi değişikliklerin yapılmadığı bir sezonun ardından yetersiz kadronun Şampiyonlar Ligi’nde başarısız olacağını düşünen Galatasaray taraftarının yüzü Şampiyonlar Ligi kuralarında güldü. Atletico Madrid, Benfica ve Astana gibi Madrid, Münih, Barça’ya oranla daha ‘normal’ rakipler geldi. İlk maç içeride; Atletico ile oynandı. Hamzaoğlu’nun Hakan Balta’yı ön libero olarak sahaya sürdüğü, tartışmaları kadro tercihlerinin arasında Atletico maçı kaybedildi. Ardından kağıt üzerinde herkesin 3 puan beklediği Astana deplasmanına gidildi ve beraberlik ile dönüldü. Üçüncü maç bugün; Benfica ile. Kuraların ardından Galatasaray’ın ikincilik için çekişeceği yorumları yapılan Benfica grupta iki galibiyet ile lider konumda. Galatasaray’ın kendi sahasında yenildiği A. Madrid’i deplasmanda yenmeyi başardılar. Ardından da Astana galibiyeti. Kadrosunda; Gaitan, Jonas, geleceğin önemli oyuncularından birisi olarak gösterilen Gonçalo Guedes gibi önemli oyuncular bulunan Benfica, oynadığı takım oyunuyla da Galatasaray’ın önünde bulunuyor.
Galatasaray’da ise Benfica maçının kadro tercihlerine Gençlerbirliği maçı etki edecek. Hamzaoğlu, Gençlerbirliği maçına José Rodríguez, Bilal Kısa ve Selçuk İnan’lı üçlü orta saha ile başlamış ancak vasatı aşamayan ve topu ileriye taşıma konusunda sıkıntılar yaratan bu tercihten ikinci yarı vazgeçerek; ikili orta saha, Yasin Öztekin kanatta, Sneijder forvet arkası sistemine dönmüştü. Bu değişikliğin ardından Galatasaray, Gençlerbirliği maçının ikinci yarısıyla son dönemin en etkili oyununu oynadı ancak Benfica karşısında yeterli mi ya da Benfica karşısında bu oyun oynanabilir mi soru işareti olarak önümüzde duruyor. Galatasaray’ın kadro tercihlerine dair merak edilen ve maç sonrasında da tartışılması muhtemel Sabri Sarıoğlu (Jason Denayer) ve Umut Bulut (Burak Yılmaz) tercihlerini de dipnot olarak düşelim. Sabri ve Umut, Burak ile Denayer’in sakatlıkları nedeniyle Gençlerbirliği karşılaşmasında ilk 11’de oynamıştı. Şimdi ise iki oyuncu da iyileşti ve Benfica maçı kadrosunda yer alacaklar.
İHTİMALLER
Galatasaray’ın bugün oynayacağı Benfica maçıyla birlikte grupta 4 maçı var. Bugünkü maçın ardından Galatasaray sırasıyla Benfica ve Atletico Madrid deplasmanlarına gidecek. Son maç ise içeride Astana ile. Benfica’nın iki maçta aldığı 6 puan, Galatasaray’ın gruptan çıkma ihtimalini zayıflatsa da; henüz biten matematiksel bir gerçeklik yok. Ancak Galatasaray’ın gruptan çıkabilmesi için zorlu iki deplasman öncesi içeride mutlak kazanması gerekiyor. Grup üçüncüsü olup, UEFA Avrupa Ligi’ne rahat gidebilmek adına ise bugün en kötü beraberlik alması şart. Benfica maçı Galatasaray’ın gelecek rotası açısından belirleyici bir noktada ve üzerine olumlu ya da olumsuz birçok senaryo yazılabilir.
OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE...
İhtimallerin ardından sona gelecek olursak; oynanacak bir maça dair yazılan yazıya iki sezon öncesinden başlamak zorunda kalmak, teknik direktör portresi çizmek kuşkusuz garip gelebilir ancak sistemsiz, kontrolsüz Türkiye kulüp-takımlarını düşününce garip değil. Kazanırsa alkışlanacak, kaybederse ‘yuhalanma’ tehlikesi yaşayan bir takım ve teknik direktörün varlığı Benfica maçının olası her skoruyla; ‘Bir ihtimal daha var...’ maçı olduğunu gösteriyor.
Evrensel'i Takip Et