19 Ekim 2015 00:57

Sennur Sezer’e son mektup

Paylaş

Nevzat Süer SEZGİN

Sevgili Sennur merhaba;

Sen buralardan gittiğinden beri içimden seninle konuşup duruyorum. Yüreklerimiz ve akıllarımız seni sonsuzluğa uğurlama gerçeğini kabul edememişken Ankara’daki BARIŞ mitinginde bombalar patladı. 102 canımız daha paramparça edildi, halklarımız bir kez daha yaralandı.10 Ekim cumartesi günü sen buralarda olsaydın yine çok ağlardık ve yine direnmenin değerini konuşurduk, yıllardır yaptığımız gibi. Ama telefonun ucunda değilsin artık ne yazık ki...

Bu akşam sana, bir sürü konuda teşekkür borcum olduğunu düşünerek bu mektubu yazmaya karar verdim.
Sen, attığın her adımda, söylediğin her sözde emekten, barıştan, adaletten, eşitlikten yana bir insan olmanın gereğini yaptın. Yıllardır savaşa, adaletsizliğe, etnik ayrımcılığa, doğa katliamına, her çeşit şiddete, emek sömürüsüne, yolsuzluklara her durumda karşı çıktın. Sınıfsal örgütlenme, örgüt içi demokrasi ve eğitimin önemini sürekli vurguladın. Sözünle eylemlerin birbiriyle uyum içinde yol aldı. Ve yaşamın boyunca sergilediğin bu kararlı ve tutarlı  duruşunla kadınlara, gençlere, politikacılara ve edebiyat dünyasına örnek oldun.

Hiç bir baskıdan yılmadığın, korkmadığın, kaçmadığın için teşekkürler.

Sen, edebiyatın dönüştürücü gücüne inandın, şiirlerini, yazılarını, konuşmalarını edebiyatın incelikleriyle, estetiğiyle birleştirerek insanları her çeşit sömürüye, ayrımcılığa, baskıya, savaşa karşı direnmeye çağırdın. Grevlerde, meydanlarda, salonlarda hep aynı, yürekleri titreten, akıllardaki ezberleri bozan ses oldun. 
Gür sesini şu dünyada var olduğun son güne kadar hiç kısmadığın, köşene çekilip vazgeçmediğin için teşekkürler. 

Sen sevgili Sennur, şiirlerine “poetik  başkaldırı” tanımını koyanları yanıltmadın. Ülkemizdeki pek çok şair gibi köşene çekilip sadece aşk şiirleri yazmadın. Biz kadınların, tüm emekçilerin ve çocuklarımızın, vahşi kapitalist sisteme karşı isyanını dile getirdin. Direncimizi ve dayanışma gücümüzü büyüttün. 
Dizelerinle kendilerini çoğaltan tüm kadınlar, emekçiler, gençler ve çocuklar  adına binlerce teşekkür.
Sevgili Adnan abiyle olan beraberliğinde de evlilik kurumunun dostlukla, birlikte üretebilmekle, yokluğa, baskılara beraberce direnebilmekle  çok güzel ve uzun erimli olabileceğini, bireyci olmadan, birey kalınarak dayanışabilineceğini ispatladınız. Sizin yanınızdakiler size özendi, sırlarınızı sordu durdu. Sırrınız çok basitti aslında “yoldaşlık ve sevgi”.

İkinizin  daha güzel bir gelecek için, biz yoldaşlarınızla beraber yarattığınız  dayanışma için çok teşekkürler. 
Bir söyleşimizde hiç yorulmayışının ve harika enerjinin kaynağını “Sevdadır her işin başı, denir ya, umutsuz sevda da olmaz inanç da. Yaşamanın tadını çıkarmak, paylaşmayla mümkün, umutsuzluğa teslim olanlar yaşadıklarının farkında değildir. Sömürüden kurtulmak için de bir şey üretmek için de umut gerekiyor. Bir otun güzelliğinin farkında olmak bazen yaşama gücünü körükler” diye anlatmıştın. 

Umudunu hiç tüketmediğin ve çevrende çoğalttığın için çok teşekkürler.

Sanırım yaşadıkça her kederde ve sevinçte içimden dışımdan seninle konuşmayı sürdüreceğim, şimdiden kendini bana özlettiğin için de çok teşekkürler.  

ÖNCEKİ HABER

İsmaillere karşı savaş var…

SONRAKİ HABER

O gün ölülerimiz toplanacaktır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...