Üretici köylüler örgütleniyor

Kurultayın açılış konuşmasını yapan Malatya Tüm Köy Sen Eski Başkanı Hayri Yıldırım, üretici köylülerin her yıl, bir öncekinden daha kötü koşullarda yaşadıklarını ifade etti.

Buğday fiyatının yerinde saydığını söyleyen Yıldırım, “Kayısıya verilen fiyatlar yüzümüzü güldürmüyor. Binbir zorlukla baktığımız, yetiştirdiğimiz kayısı dolandırıcıların eline düştü. Emeklerimiz heba olurken borçlarımızı ödeyemez duruma geldik. Ülke genelinde yüz binlerce üretici köylü bankalara ödeyemedikleri borçlar nedeniyle icralık durumda” şeklinde konuştu. Bölgede önemli geçim kaynaklarından birisi olan hayvancılığın bitirildiğini, tarımsal alana yönelik fabrikaların tek tek kapatıldığını da anlatan Yıldırım, “TEKEL fabrikası kapatıldı. Tütün diksen bir dert, dikmesen başka dert. Şimdi de kendi yetiştirdiğimiz tütüne kaçak muamelesi yapıyorlar. Şeker fabrikası satıldı. Pancar üretimi yok denecek kadar azaltıldı. Bugün tek tutar dalımız, kayısı kaldı elimizde. Bizden 3-4 liraya alınan kayısı 20-25 liraya satılıyor” dedi. Sorunlarının çok olduğunu belirten Yıldırım, köylünün sendikası olamayacağını söyleyenlere karşı sendikanın verdiği hukuki mücadeleyle de bunu bir kez daha kanıtladığını belirtti.

HAYVANCILIK BİTİRİLİYOR

Kurultaya Kürecik’in Keller köyünden katılan hayvan üreticisi Hasan Şahin, hayvanlarının çıkacağı meraların şirketler tarafından işgal edildiğini, yaylaların ise doğrudan mermer şirketlerinin hizmetine sunulduğunu belirtti. Şirketlerin meraları tahrip ederek kullandığını ifade eden Şahin, “Artık hayvancılık yapamaz duruma geldik. Zaten yıllardır hayvancılıkta hastalıklar ve ithal hayvanlarla mücadele ediyorduk. Yaylaların ve meraların elimizden alınması ise buna tuz biber ekti. Bu şartlarda nasıl hayvancılık yapabiliriz” dedi.

Yaşanan sorunlar karşısında mücadele edilmesi gerektiğini anlatan Şahin, “Ya duyarsız köle bir toplum oluruz ya da örgütlü bir toplum oluruz. Bunun başka bir alternatifi gözükmüyor” diyerek örgütlenme çağrısı yaptı.

ADIYAMAN BAŞKA BİR DEVLET Mİ?

Kurultaya Adıyaman Çelikhan ilçesinden katılan Tütün Üreticisi Tahir Ayaz,  “Adıyaman’ın tütünden başka alternatifi yoktur. Köylümüz çok perişan durumdadır. Tütün şu anda kaçak, yakalanırsa idari para cezasıyla cezalandırılıyor. Biz bu mesele için meclise kadar gittik, bir çözümünü bulamadık. Adıyaman valisi, emniyet müdürü serbesttir diyor, Adıyaman’dan çıktıktan sonra sanki Adıyaman başka bir devletmiş gibi başka yerde yakalandığımız zaman ağır cezalarla karşılaşıyoruz. Bize öyle bir muamele yapıyorlar ki sanki biz bu devletin insanları değiliz”  şeklinde konuştu. Başbakanın tütünün zararlı olduğu yönündeki söylemini hatırlatan Ayaz, “Eğer bu tütün zararlı ise Başbakan Amerika’dan tütün getirmesin bizim tütünümüzü de yasak etsin. Ama bakıyoruz ki adam Mersin’e, Tarsus’a fabrika açmış. Bu tütünü paketleyerek Türkiye’nin her yerindeki marketlere kadar sokmuş. Adıyaman’da en az 200 bin kişi tütünden geçimini sağlarken sen Amerika’dan tütün ithal edeceksin Adıyaman’ın tütününü de yasaklayacaksın. Bu çok vahim bir durumdur” diyerek tütün üreticilerinin sorunlarına değindi.

KURULTAYA KATILANLAR

Güzelyurt Belediye Başkanı Ali Seydi Millioğulları, sendikanın örgütlenmesinin önemine değinerek, üreticilerin sendikalarında örgütlenmeleri için gereken desteği sunacağını ifade etti. Kurultaya Tüm Köy-Sen Genel Merkez örgütlenme sekreteri Satılmış Başkavak, Güzelyurt Belediye Başkanı Aliseydi Millioğlu, Emekli- Sen Bölge Temsilcisi Ali Dağdelen, Ören Belediye meclis üyeleri, PSAKD, BES ve EMEP yöneticileri de katıldı.

Kurultayın arkasından Malatya’da kongreye kadar çalışmaları yürütecek olan yönetim ise şu isimlerden oluştu: Ali Gürel, Hasan Hazar, Aydın Kaya, Bülent Karataştan, Hacı Durmuş, İbrahim Barlas, Hasan Bali, İbrahim Yaşar, Ferhat İmer. Kurultayın ardından sonuç bildirgesi de hazırlandı. (MalatyaEVRENSEL)

TARIM KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

Gerçekleşen kurultayın sonuç bildirgesinde alınan bazı kararlar şöyle: *  Hayvan ithalatının durdurulması, meraların hayvancılıkla uğraşan köylülerin ortak alanı olarak belirlenmesi gereklidir. *  Tarımsal üretime konulan kotalar kaldırılmalıdır. *  Üretici köylülerin bankalara olan borçlarının faizleri silinmelidir. Borçlar yeniden yapılandırılmalıdır. * Mera kanununda yapılacak değişikliklere müdahil olarak meraların talanı ve özelleştirilmesine karşı faaliyet yürütülmelidir. * Ülke tarımının şirketlere açılmasıyla ilgili tüm düzenlemeler iptal edilmelidir. *  Tarımsal üretimde kullanılan girdilerden mazot, ilaç, gübre ve tohumluktaki ÖTV, KDV gibi tüm dolaylı vergilerin kaldırılması için mücadele edilmelidir. * Kayısı üretiminin sorunlarının çözümüne önerilen kayısı tanıtım grubu ve ulusal kayısı konseyi gibi üretici köylüden aidat toplarken, şirketler tüccarların belirleyici olduğu ve kendi çıkarlarını gözettiği oluşumların kayısı üreticisinin derdine deva olmayacağı açıktır. Bu nedenle kooperatif ve birliklerin yeniden üretici lehine düzenlenmesi ve taban fiyat ve destekleme alımı yapılması için mücadeleyi yükseltmeliyiz. *  Kürecik radar üssüne karşı mücadele edilmelidir. Üssün, insan sağlığı, doğal yaşam ve tarımsal üretime birçok zararı olacağı açıktır. Bu nedenle Kürecik radar üssünün kapatılması için çalışma yürütülerek Tüm Köy Sen olarak emperyalist kışkırtmalara karşı barış ve kardeşlik çağrısı yapıyoruz.

İKTİDARLAR DEĞİŞSE DE TARIM POLİTİKALARI AYNI

Tüm Köy Sen Genel Merkez Örgütlenme Sekreteri Satılmış Başkavak, ülkede uygulanan tarım politikalarının aynı olduğuna dikkat çekti. 12 Eylül ve 24 Ocak kararlarından bu yana uygulanan tarım politikalarının iktidarların değişmesine karşın aynı olduğunu ifade eden Başkavak, tarım ve hayvancılık alanında üretim yapan fabrikaların özelleştirildiğini ifade etti.  Özelleştirme öncesinde Türkiye’nin tarım ürünlerini dışarıya pazarladığına da dikkat çeken Başkavak, Avrupa Birliği’nin Türkiye’den tarıma olan desteğin azaltılmasını ve bazı tarım ürünlerinin üretiminden vazgeçilmesini istediğini belirtti. 2014 yılına kadar şeker pancarı üretiminin en az üretim seviyesine çekilmesinin de istendiğini anlatan Başkavak, AKP Hükümetinin iktidara geldiğinden bu yana mazot fiyatında 4 kez zam gelmesine karşı üreticinin ürünlerinin fiyatının ancak 2 kat arttığına dikkat çekerek, “Bunun sonucunda tarımdan geçimini sağlayan üretici büyük şehirlere göç ettirilmek zorunda kalmıştır. İşsizler ordusuna yeni işsizler katılmıştır” dedi. Başkavak, Malatyalı üreticilerin sorunlarını da hatırlatarak, siyasilerin tarımın artık üretici köylünün değil büyük şirketlerin yapacağı iş olarak gördüklerini de ifade etti.