Çocuk Esirgeme Kurumu’nda işçi kıyımı

Göztepe Semiha Şakir Çocuk Esirgeme Kurumu’nda çalışan 8 işçi, ‘devlet büyüklerine hakaret ettikleri’ ve 0-3 yaş grubu çocuklara ‘halka oluşturup zafer işareti yaptırdıkları’ suçlamalarıyla savunmaları alındıktan sonra işten atıldı. İşten çıkarılan 8 işçiye gerekçe olarak sunulan dilekçede ‘çocuklara kurum içinde zafer işaretiyle halka yaparak yürüyüş yaptırılması, mevcut hükümeti kötülemesi, devlet büyüklerine hakaretamiz söylemlerde bulunulması’ ifadelerinin yanı sıra hırsızlık suçlaması da yapılıyor.

İşten çıkarınlan işçiler, DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası ile birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. İşten çıkarma kararını protesto eden işçilerin açıklamasına Devrimci Sağlık İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Devrimci Sağlık İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya’da destek verdi.
İşten çıkarılan kadınlardan Sultan Sumaktaş’ın okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “AKP iktidarı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)’e bağlı kurumları dini esasa dayalı olarak yeniden yapılandırmak istiyor. Kuruma bağlı kreş, bakım ve huzurevlerinde AKP’li olmayan yöneticilerin tasfiyesinden sonra sıra çalışanlara geldi. Tarafımıza yapılan suçlamaların tamamı gerçek dışıdır. Çalışanların kendi aralarındaki konuşmalarda “devlet büyüklerine hakaret ettikleri” biçimindeki suçlama çalışanlar üzerinde jurnalcilik yaptırılarak baskı kurulduğunun kanıtıdır. AKP iktidarı sonuna yaklaştıkça, sosyal devleti mezhep devletine dönüştürme yönündeki gerici uygulamalarını yoğunlaştırmakta, planlı ve sistematik bir biçimde işçi kıyımı yapmaktadır. SHÇEK’e sesleniyoruz: Sosyal hizmet kurumlarını dini kurumlara dönüşürmeye çalışarak Anayasa’nın “Laiklik” ve “Sosyal Devlet” ilkesine karşı suç işliyorsunuz. Jurnalcilikle, mobingle işçi kıyımı yaparak suç işliyorsunuz. Zafer eninde sonunda hakları için mücadele eden emekçilerin olacak, zalimler zulümlerinin altında kalacaklar.”

‘AKP KENDİNDEN OLMAYANI TASFİYE EDİYOR’
Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya işçilerin gereksiz ve uydurma nedenlerle işten çıkarıldığının altını çizerek bütün meselenin “AKP iktidarı Sosyal Hizmetleri dönüştürmeye ve kendinden olmayan insanları tasfiye etmeye çalışması” olduğunu söyledi. İşlerine son verilen işçilerin 25/B ile (hırsızlık suçu) suçlandığını belirten Kaya, “Hem bu insanların iş hakkını elinden alacaksın, açlığa mahkum edeceksin hem de iftira edeceksin, suçtur bu” diyerek karara tepki gösterdi.

‘SİYASİ İKTİDARIN RUHU SOSYAL HİZMETLERDE KENDİNİ GÖSTERİYOR’
Sosyal hizmetlerin ruhunu ve vicdanını kaybettiğini ifade eden DİSK Genel Sekreteri ve Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise şöyle konuştu: “Aslında sosyal hizmetlerin ruhunu kaybetmesi demek bu ülkenin ruhunu kaybetmesi demektir. Çünkü sosyal hizmetler toplumun en savunmasız, en korunmasız, en kötü durumda olan ve devlet tarafından korunması gerekli olan insanların korunduğu yerdir. O nedenle sosyal hizmetler toplumun vicdanıdır. Yıllardır bu ülkeyi yönetenler nasıl bizlerş açlık ve yokluğa, sefalete mahkum ediyorlarsa; nasıl madenlerde, inşaatlarda, yerin yedi kat dibinde işçileri ölüme mahkum ediyorlarsa; nasıl ki bizim yaşama hakkımızı yürüttükleri politikalarla ortadan kaldırıyorlarsa; nasıl mitinglerimiz toplantılarımız, hak arama kavgamız bombaların hedefi oluyorsa işte o kaybolan vicdan,ruh ve duygu bugün sosyal hizmetlerde de karşımızadır. Bugün siyasi iktidarın ruhu sosyal hizmetlerde kendini göstermektedir. İşten çıkarmalarla ve asılsız suçlamalarla insanları işinden ekmeğinden eden, kadrolaşmayı hedefleyen ve güdümlü sendikalarla işçilerin hak aramalarının önüne geçen zihniyet en son 8 kadın arkadaşımızın işten çıkarılmasıyla apaçık ortadadır. Yıllarca sosyal hizmet kurumlarında kimsesizlerin kimsesi olan, çocukları büyüten bu anneleri derhal iş başı yaptırmaya çağırıyoruz Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nü. Tüm arkadaşlarımız iş başı yapıncaya kadar fiili ve meşru, her türlü direnme hakkımızı, mücadele hakkımızı kullanacağız.”

HIRSIZLIK SUÇLAMASI TAZMİNAT ALAMASINLAR DİYE KONULMUŞ
Basın açıklamasının ardından işten çıkarılan 8 kadın işçiden biri olan Sultan Sumaktaş gazetemize konuştu. Sumaktaş, herhangi bir tutanaklarının ve uyarılarının dahi olmadığını ve hatta müdürlerinin işten çıkarıldıktan sonra durumdan haberdar olduğunu söyledi. Müdürlerinin kendilerinden memnun olduğunu dile getiren Sumaktaş işten çıkarılma kararının doğrudan Aile ve Sosyal Politikalar müdürlüğü’nden verildiğini aktardı. Gezi elemleri sırasında hayatını kayberden Mehmet Ayvalıtaş’ın halası olduğunu belirten Sumaktaş, “O zamanlar dışarıda çok konuştum, ağladım. Ama iş yerinde bu konuyu açmadım bile” dedi. Kendilerine sunulan işten çıkarma gerekçesinin içinde hırsızlık suçlaması yapılmasını eleştiren ve suçlamakarı kabul etmediklerini vurgulayan Sumaktaş, bu maddenin tazminat alamasınlar diye taşeron firma tarafından eklendiğini iddia etti. İşimizi geri alıncaya kadar bu kapının önünden ayrılmayacağız diyen Sumaktaş, “İki tane kızım var, eşim de işsiz ben de işsizim. Kimsesiz çocuklara bakarken şu an benim çocuğum kimsesiz çocuklar durumuna diüştü. İş bulurum yine ama önemli olan elimden aldıkları işimi geri kazanmam” ifadelerini kullandı. (İstanbul/EVRENSEL)