16 Ekim 2015 00:26

Kapitalizm sevdiğinin cenazesine gidememekmiş

Paylaş

Filiz ALATAŞ

Bilimsel açıklaması süslü püslü olsa da biz biliriz ki epey çirkin bir şeydir kapitalizm. Geciken faturalar, yeterince sıcak tutmayan ayakkabı, balık istifi otobüsler, sabahın karanlığında çıkılan eve akşamın karanlığında dönmek… Ve daha birçok şey, bir yandan değiştirmeye çalışıp bir yandan alıştığımız, kanıksadığımız.
Yaşamaya hepimiz yaşıyoruz içinde ama ben bir de okudum, dinledim hatta anlattım kapitalizmi yıllarca. Hayatımızı direk etkileyen her özelliğini bilirim zannederdim.
Yanılmışım.
Bugün belki de olabilecek en kötü şekilde en kötü özelliğini öğrendim. Kapitalizm sevdiğinin cenazesine gidememekmiş.
Kadınla ilgili, kadın tarihiyle ilgili yazılı eserlerin az olmasından yakındığımızda romanlarda izi olduğundan bahsetmiştin. Kadınların özne olamadığı kitaplardan bile o dönemde kadının nasıl yaşadığını, hangi işlerde çalıştığını anlayabileceğimizi söylediğinde mi zekana hayran kaldım ilk?
Daha ne kalmış geriye, ablalarımız/ağabeylerimiz emeğe ve emekçiye dair her şeyi şiir haline getirmiş diye düşündüğüm günlerde fotoğrafların altında tam da o fotoğraflarda göremediklerimizi görüp şiirleştirirdin mesela. Birkaç kez şiiri okur, fotoğrafa bakar ama bol bol şaşardım. Ondan sonramı saygım arttı?
Hiç uygulamasam da hiç unutmadım bayat ekmekli tarifler yazdığın yazılarından birini. Yazıyı okurken bunları bu sayfalara taşımak diye düşünmüş, kendi cümlemi bile tamamlayamamıştım. O yazıyla mı öğrendim ben ne kadar sığ olduğumu ve akla gelebilecek her şeye başka açılardan da bakılabileceğini? Sana en çok o gün mü hayran oldum?
Feminizm kötü bir şey değildir diyip anlatmaya çalıştığında anlayamamıştım seni o anda, ne kadar sevip ne kadar saysam da için için sana çok kızdığımda mı yaptım ben hayatımdaki en büyük eşekliği? O sıralar kadın olduğumuzu biz bilmiyorduk ki daha, sen kızma bana.
Bir yandan Sait Faik anlatıp-ki kaç kitabını okumuş olsam da senden öğrendim Sait Faik’i- bir yandan yerinde durmayan torununla ilgileniyordun ya. O zaman mı şaşırttın beni en çok?
Emeğinin olduğu Öyküleriyle İstanbul Anıtları kitabı geçtiğim yolları değiştirdi. Sonrasında bir daha asla Sultanahmet aynı Sultanahmet olamadı, Edirnekapı’yı bir daha asla eski körlüğümle gezmedim. En çok yazdığın/araştırdıklarını mı kıskandım, yoksa bitmeyen aşkını mı?
Sana hiç demedim ama benim için uzaktan eğitim aldığım bir kaynaktın Sennur abla. Sana hiç kocaman sarılmamış olmak mıdır kabahatin en büyüğü?
Hangisinden sonra daha çok sevdim seni? Bak o kadar da bilmez değilim. Birçok şeyi ilmek ilmek ördüğün gibi kalbimdeki yerini de öyle alnının akıyla kazandın.
Ve ben hayatımın en kötü dersini aldım senden, sonsuzluğa giderken bile öğrettin. Kapitalizm, dinleyip anlatmaya çalıştığımızdan çok daha kötü bir şeymiş ablam. Vedalaşmaya gelemedim. Affet.

ÖNCEKİ HABER

Barış, hemen şimdi!

SONRAKİ HABER

Mustafa Hoş: Erdoğan’ı kitap değil geçmişi rahatsız ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...