'Doğrudan doğruya AKP ve Erdoğan sorumludur'

KCK'nin "eylemsizlik" kararını açıkladığı gün Ankara'da yapılan Barış Mitingi'ne yönelik gerçekleştirilen katliamı değerlendiren akademisyenler ve siyaset bilimciler, hükümetin sorumluluğuna işaret etti.

BİZ VE ONLAR DERSEN BU ÜLKENİN GÜVENLİK GÜÇLERİ 'BİZİ' KORUR, 'ONLARI' DIŞLAR

Özellikle güvenlik zaafiyeti tartışmaları üzerinde duran Prof Dr. Doğu Ergil, saldırıya dair "Güvenlik zaafiyeti var mı?" diye sormak yerine "Kasıt var mı?" diye sormak gerektiğini ifade etti.

"Bu kadar nefret ekersen, şiddet biçersin. Halkın arasında bizden olanlar-olmayanlar, Alisiz Alevilik, HDP'siz Kürtlük, Laik Türklük gibi ayırımları sokarsan, hem içeride düşman üretip, kin üretmiş olursun hem de dışarıyı düşman gösterip ülkeni soyutlarsın" diyen Ergil, devamında ise "Ülkesini soyutlayan herkes zayıf düşer ve zayıf düşen her ülke, daha güçlü ülkelerin av sahası olur. Türkiye bugün av sahası haline geldi. Güvenlik zaafiyetin, önce bu ülkemizi el birliği ile nasıl bu kadar güvenlikten yoksun hale getirdik? Onu sorgulamak gerekir. En önemli güvenlik, yurttaşların birbirlerine güvenmeleridir. Biz bir birimize olan güveni kaybettik. Bu ülkenin büyük bir güvenlik zaafiyetine düşmesi bu nedenledir. Biz ve onlar ayrımı yaptığın zaman bir ülkenin güvenlik güçleri bizden yana olur bizi korur, ama 'onları' dışlar ve ezer. Bundan daha büyük bir güvenlik zaafiyeti olabilir mi? Buda ihmalden değil, bilinçsizlikten kaynaklanan bir kasıttır" şeklinde konuştu.

BOMBALAR PATLATILIYOR EYLEMSİZLİĞE NASIL CEVAP VERİLDİĞİ BELİ DEĞİL Mİ?

Katliamın barış iradesine yönelik gerçekleştirilmiş bir saldırı olduğuna işaret eden Ergil, "Güvenlik eksikliği zaten barışın olmamasıdır" dedi.

Ergil, KCK'nin ilan ettiği eylemsizliğe de dikkat çekerek, bunun doğru bir karar olduğunu söyledi. Ergil, "Hükümet bu karara karşı, 'karnımız tok' cevabını verdi. Sizce nasıl yanıtlayacak bu eylemsizliği" sorusunu da, "Bombalamalar patlatılıyor, bu nasıl cevap verileceğini gösteriyor zaten" diye konuştu.

ORAN: SALDIRIYI ERDOĞAN TEŞVİK ETTİ

Bu memlekette bugüne kadar muktedirlerin yaptığı toplantıların hiçbirinde katliam olmadığa dikkat çeken Prof Dr. Baskın Oran ise yaşanan patlamayı şu sözlerle değerlendirdi:
"Bu güzel bir şey ama muhaliflerin bu tür eylemlerinde ve mitinglerinde çok katliam oldu bu kötü bir şey. Erdoğan'ın IŞİD'cileri çağırıp, gidip 99 kişi öldürün dediğini sanmıyorum. Ama Erdoğan, IŞİD'çileri öyle bir silahlandırdı ve sınırı öyle bir kevgir haline getirilmesine izin verdi ki bunları o kadar teşvik etti ki, onları çağırıp bunu söylemesine bile gerek yok. Burada doğrudan doğruya AKP ve Erdoğan sorumludur. Bunun yanı sıra, orada toplanma mahallinde en ufak bir tedbir alınmaması Erdoğan ve AKP'nin sorumluluğudur. Birde üstelik patlamadan bir dakika sonra gaz atmaya başladılar. Şart mı bunları (IŞİD'lileri) çağırıp bunları öldürün demesi."

'ERDOĞAN, 12 EYLÜL KOŞULLARINI YARATMAK İÇİN KAVGA İSTİYOR'

Oran, KCK tarafından ilan edilen eylemsizlik kararına dair ise "gecikmiş bir ama yerinde bir karar" değerlendirmesinde bulundu.

"Erdoğan, bu kararın alınmaması için çok dua etti. Yanındaymışım kadar eminim bundan. Erdoğan'ın istediği kavgadır. Kavga istiyor ki insanlar nasıl 12 Martta, 12 Eylül'de yeter artık kuvvetli bir asker gelsin bu kardeş kavgasını durdursun dediler. Askeri çiçekle karşıladılar. Bugün de aynısını istiyor Erdoğan, çünkü burada güçlü bir tek bir adam iktidarı istiyor" diyen Oran, bunun için de kavga isteyen Erdoğan'ın ekmeğine KCK'nin yağ sürmemesi gerektiğini dile getirdi.

'HÜKÜMET, BU SORUMLULUKTAN KURTULAMAZ'

Saldırıyı değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Erdoğan Günal da bu saldırının siyasi ve ahlaki sorumluluğunun hükümette olduğunu vurguladı. Çağdaş demokrasilerde bunun aksinin düşünülemeyeceğini kaydeden Günal, Hükümet'in bu konuda gerekli tedbirleri almak zorunda olduğunun altını çizdi.

Günal, "Burada güvenlik zaafiyeti olduğu açıktır. Burada çıkıp 'benim sorumluluğum yoktur' demek, 'ben sizin hükümetiniz değilim' demek anlamına gelir. Daha tedbirli olunması gerekiyordu. Canlı bomba konusunda engellemenin güçlüğü olmakla birlikte bu konuda da hassasiyet göstermek gerekir" dedi. Ayrıca hükümetin icraatlarını anlatarak yapılan her türlü iyi işi kendisine mal ettiğini ve vatandaşa dönerek, "Bunları ben yaptım, beni taktir edin, beni ödüllendirin" dediğini aktaran Günal, "Kötü olumsuz bir şey olduğunda da bunun sorumluluğu hükümettedir. Hükümet bu sorumluluktan kurtulamaz" diye konuştu.

'TÜRKİYE BUGÜN ŞEFFAF, GÜN IŞIĞINDA YÖNETİLMİYOR'

Olayın çok dramatik ve yaşanmaması gereken bir olay olduğunu da dile getiren Günal, Türkiye'nin başkentinde 100'e yakın insanın katledilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını vurguladı. Günal, Diyarbakır, Suruç benzeri olaylara da dikkat çekerek, "Türkiye'de failli meçhuller hep failli meçhul olarak kaldı. O yüzden bu kavramı kullanıyoruz. Bunlar aydınlatılmıyor ne yazık ki" diyerek bu olayın da karanlıkta kalabileceği yönündeki endişesini ifade etti.

Yine 2002 yılından sonra kimi reformlar yapılsa da daha sonra geriye gidiş yaşandığını belirttiği Türkiye'nin bugün "şeffaf, gün ışığında yönetilmediğini" söyleyen Günal, "Böyle olduğu için bu tür olayların önünü alamıyoruz. Türkiye'nin Suriye sınırı Pakistan'ın Afganistan sınırına dönüşmüş durumda" yorumunda bulundu.

Yaşanan olayın siyaset üzerinde etkisi olacağını ve seçmenin bu yaşananlardan hükümeti sorumlu göreceğini belirterek, "Umarım Türkiye'yi bu tablodan çıkaracak uygun bir tablo seçimlerden çıkar" diye konuştu.

KCK'NİN EYLEMSİZLİK KARARI ÖNEMLİ

Günal, mitinge yönelik patlamanın olduğu gün KCK'nin eylemsizlik ilan etmesi ve aynı zamanda barış mitingi olan bir eyleme bu tür bir saldırının gerçekleşmesinin "barışa yönelik" bir saldırı olduğunu da kaydetti.
Günal, "Neticede net bir şey söylemek zor ama bu saldırı eylemsizlik kararını da hedef almış olabilir. KCK'nin ateşkes ilan etmesi bir kazanımdır. Bu bombalar patladı diye bundan vazgeçmemesi lazım. Zaten KCK'de eylemsizliğin süreceğini açıkladı. Sonuçta sorunların siyasi yöntemlerle çözülmesi gerekiyor" dedi. (DİHA)