13 Ekim 2015 00:44

Dersimliler 1 Kasım’da barış diyecek

2 milletvekilli bulunan Dersim’de 7 Haziran seçimlerinde oyların yüzde 60,91’ni alan HDP 2 milletvekilini kazandı. CHP, yüzde 20,6, AKP ise yüzde 10,64 oranında oy almıştı.

Paylaş

Serpil BERK
Dersim 

7 Haziran seçimlerinde istediği sonucu almayan AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden seçim kararı aldı. 1 Kasım’da seçimler yapılacak. Dersimliler 7 Hazirandan sonra AKP’nin ve Erdoğan’ın halka savaş açtığını dile getiriyorlar. Dersimliler, 7 Haziranda olduğu gibi 1 Kasım’da da barıştan yana tercih yapacaklarını ifade ettiler. 
7 Haziran sonrasında AKP’nin iktidarını kaybetmesiyle daha da saldırganlaştığını ve halka savaş açtığını dile getiriyor. Savaşın mağduriyetini yıllardır yaşayan Dersimliler, sokağa tedirgin bir şekilde çıktıklarını anlatıyorlar. Dersim sokaklarının geçen yıllara göre daha da boşalmış olması, kahvelerde-kafelerde yapılan sohbetler ise halkın tedirginliğini gözler önüne seriyor. 
Dersim Merkeze bağlı Sinan Köyünde oturan ve inşaat işlerinde çalışan Sinan Güler, barış sürecinin en başından beri AKP’nin samimiyetsiz olduğunu düşünüyor. Sürecin de iktidarını devam ettirmek için kullandığını anlatan Güler, “38 için de acılarımızla dalga geçer gibi özür dilediler” dedi. Güler yaşanan çatışmalı ortamı şu ifadelerle anlatıyor: “Köyde oturuyorum. Rahat hareket edemiyoruz, çocuklarımız huzursuz, tepemizde kalekol var…Tedirgin yaşıyoruz.” Güler, barış istediklerini söylüyor. 

‘GÖZYAŞI BİTECEK’
56 yaşında, işçi emeklisi Mehmet Turan, 7 Haziran sonrasında yaşananları şöyle anlatıyor: , “Her gün tedirginiz. AKP memleketimizi yerle bir etti, her gün savaş her gün gözyaşı. Köylerimizi, mezralarımızı kapattı. Şimdi ek taksicilik yapıyorum. Ama hiçbir şey yapamıyoruz. Gelip çarşıda oturup akşam evimize gidiyoruz. Özel güvenlik alanları ilan edip köy yollarımız, mezralarımız kapatıldı. Bunlar bizim her zaman gidip geldiğimiz bölgeler halbuki!” AKP’nin huzur sağlama değil iktidar ve Saray derdi olduğunu dile getiren Turan, “Bu gözyaşı inşallah bitecek. Bizler barış istiyoruz. 1 Kasımdan beklentimiz HDP’nin iki kat güçle çıkması, AKP’nin alaşağı olmasıdır” diyor. 
Esnaf Taylan Söylemez, “İstediğimiz elbette barış. Ancak bazı güçlerin dayattığı savaşa maruz bırakılıyoruz” diyor. İktidarın kendi menfaatleri uğruna halkın barış talebini duymadıklarını belirten Söylemez, bu durumun Dersim’e yansımasını ise “yazın insanlar buraya doğa ile baş başa olmaya gelirdi, spor faaliyetlerimiz olurdu, gençler doğa gezilerine çıkardı. Ama bu sene hiç birini yaşayamadık” sözleri ile dile getiriyor. 

‘SAVAŞ İSTEMİYORUZ’
Songül Bozkurt’da Dersim’de esnaflardan biri. 7 Haziran sonrasında yaşadıklarını sorduğumuzda bize hemen tedirgin olduğunu söyleyen Bozkurt şunları ifade etti: “İşimiz, çocuklarımız yani yaşantımızın hepsi etkilendi. Ben işletmeciyim. Buraya polis asker herkes gelebiliyor sonuçta. Çocuğum burada olduğunda ve polis asker, yani bir silah gördüğünde ödü kopuyor.” Yaşanan bu savaşın sorumlusunun AKP olduğunu belirten Bozkurt, “Çocuklarımızı gönderiyoruz okula, okuldan çocuğum sağlam gelir mi gelmez mi tedirginliğini yaşıyoruz” diyor. Bozkurt’a 1 Kasım sonrası beklentilerini sorduğumuzda, “Biz artık Barış istiyoruz. savaş istemiyoruz” diyor.
Dersim'de üniversite okuyan, İngilizce ve çevirmenlik bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Ünal Gülmüş 7 Haziran sonrasını, Bölge’nin genelinde insanları tedirgin olduğunu ifade ediyor. Öğrencilerin sebepsiz yere gözaltına alındığı da anlatan Gülmüş’e yaşananların sebebini sorduğumuz da ise, “Nedeni sarayın halk nezdinde bir meşrutiyetinin kalmamış olması, sarayın kendisini halkın iradesinin üzerinde tutmak istemesidir. Halkın barış istemesi ve sarayı istememesidir” ifadeleriyle yanıt veriyor. Barış isteğini anlatan Gülmüş, genç olarak 1 Kasımdan beklentisinin HDP’nin oylarını iki katına çıkartması... 

ÖNCEKİ HABER

Demokratik Suriye Güçleri kuruldu

SONRAKİ HABER

Korkmaz Tedik'in babası, patlama anı ve sonrasını anlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...