08 Ekim 2015 15:45

Sennur’un ardından

Paylaş

Ahmet Say

Adnan Özyalçıner ve eşi Sennur benim 60 yıllık dostlarımdır. Adnan, İstanbul Erkek Lisesinde benim sınıf arkadaşımdı, ama şubelerimiz ayrıydı, buna rağmen birbirimizi hem tanırdık, hem de dostluk kurmuştuk: Çünkü ikimiz de yazar olma hevesindeydik. 
Ben, İstanbul Erkek Lisesini bitirince 1954 yılında öğrenim için Almanya’ya gittim. Yazarlık merakım lise yıllarında kalmıştı. O yıllarda hem klasik eserleri, hem de çağdaş edebiyatın yabancı ve Türk yazarlarından kitapları epeyce okumuştum. Almanya’da ipin ucunu kaçırdım: Almancam kitap okumaya yetmiyordu, Türkiye’den kitap getirtme olanağım da pek yoktu. 1960 yılında yurda döndüğümde bende birikmiş olan yazarlık hevesini karşılamak üzere, yazılarımı yayımlayacak dergi arıyordum. Bu olanağı bana bulan bir dostumla “Yeşilay” adlı derginin yönetim yerine gittik. Almanya’daki yıllarımda hafif ve sert her tür içkiyi içmiş bir yazar olarak ünlü ve köklü “Yeşilay” derneğinin yayın organında yazmak cesaretini gösterdim. Burada genç bir hanım şair olan Sennur Sezer’le tanıştım. Adnan Özyalçıner ile onun hangi yılda evlendiğini bugünkü moruk kafamla kesin söyleyemem. Ama Adnan ve Sennur benim hep kadim dostum olmuşlardır. İkisi de çok “can insanlar”dır.
Onlarla Evrensel Kültür dergisinde yeniden buluştuğumuza çok sevinmiştim. Şimdi kesişme noktamız edebiyat sevgisinin de ötesindeydi: Dünya görüşünde de birleşmiştik.
Sennur’un her şeyden önce müthiş çalışkan bir insan olduğunu söylemeliyim. O, çocuk yetiştirmede, ev kadını olmada, yayımcılığın her alanında, şair ve yazar kimliğiyle görevlerini sürdürmede işini hiç aksatmamış, gece gündüz çalışarak edebiyatın çok yönlü isterlerini yerine getirmiştir. Sennur, “kadın şair” olarak edebiyatımızın yıldızlarındandı.
Unutulmayacaktır. Başımız sağ olsun.

ÖNCEKİ HABER

Sevgili yaramaz anneanne

SONRAKİ HABER

Dinlen abla kulağımız sende

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...