AKP medyasının dili '90'lardan kalma

Gözde TÜZER
İstanbul

7 Haziran seçimlerinin ardından yeniden başlayan çatışmalar ‘Türkiye ’90’lara mı dönüyor?’ telaşını yaşatırken, AKP medyasının attığı manşetlerin, verdiği haberlerin ’90’lı yıllarda yapılanlardan bir farkı yok.  Bugün Yeni Şafak, Sabah, Star, Akşam ve Türkiye gazetelerinin ilk sayfasında PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan’ın sağ kolunun teslim olduğu iddiasıyla beraber, Karayılan’ın söylediği ileri sürülen sözler yer aldı.

Ancak hükümet medyasında yer alan bu haberlerde “habercilik kuralları” olarak bilinen 5N 1K unsurlarının neredeyse tamamı yok. Örneğin; haberlerin hiçbirinde Karayılan’ın sağ kolu olan kişinin adı yer almıyor. Bu durumda bu kişi kim? Haberlerde Karayılan’ın sağ kolu olarak geçiyor ancak neden sağ kolu? Kişinin teslim olduğu ve itiraflarda bulunduğu aktarılıyor. Ancak neden, ne zaman ve hangi gerekçelerle teslim olduğu haberde yer almıyor.

AKP medyasının Karayılan'ın sağ kolu yakalandı haberleri özetle şöyle:

Akşam gazetesi Karayılan’ın sağ kolunun teslim olduğu haberini manşet yaparken, Karayılan’ın “Evlatlarını dağda sanıyorlar ama toprakta” dediğini iddia etti.

Türkiye gazetesi de haberi manşetten gören gazetelerden... Gazete “Kandil’den ‘Bitiyoruz’ İtirafı, Yok Olup Gideceğiz” manşetini attı.
Yeni Şafak gazetesinin birinci sayfasında yer alan haberde ise “Yok olup gideceğiz” başlığı yer aldı.
 
Sabah gazetesi de aynı başlığı birinci sayfasında gören gazetelerden... Ancak Sabah gazetesi diğerlerinden farklı olarak haberi kimin yaptığına yer verdi; Haber Ankara’dan Ahmet Topal’a ait. Topal’ın haberine göre; Karayılan “Halk sırtını döndü. Bu yoğunlukta çatışmayı sürdüremeyiz” dedi.

13 YAŞINDAKİ CEMİLE...

Dikkat çeken bir diğer gazeteyse Star... Star gazetesi birinci sayfasında habere “Kalleş Örgütün Cizre İtirafı” başlığını attı. Gazete Karayılan’ın “YDG-H’ye ‘korkutun’ dedik, evlere roket attılar, ambulansları yaktılar, buzdolabındaki bebeği öldürdüler. Halk bize sırtını döndü” dediğini iddia etti.

Peki gerçekten öyle mi?

Cizre’de 9 günlük sokağa çıkma yasağı sırasında öldürülen 21 sivilden biriydi 13 yaşındaki Cemile... Sokağa çıkma yasağının 2. günü polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirmiş, ailesi cansız bedenini buzdolabına koymuştu. Annesi Emine Çağırga yaşananları “Cemile gözlerime baktı ‘oy anne’ dedi ve orada can verdi. Cemile’yi o gece koynumda yatırdım. Sabah kalktığımda ellerine kına sürdüm. Sonra kızımın bedeni kokmasın diye dondurucuda muhafaza ettim” diye anlatmıştı.

Diyarbakır Barosunun Cizre Sokağa Çıkma Yasağı Yaşanan Olayları 04 Eylül 2015 - 12 Eylül 2015 inceleme raporunda “Sokağa çıkma süresi ve bu süre boyunca yürütülen operasyon ve yaşanan silahlı çatışmalar sonunda on beş (15) sivil ateşli silah veya şarapnel parçalarıyla hayatını kaybetmiş, onlarca kişi yaralanmış ve altı (6) insan da hastaneye kaldırılamadığı için yaşamını yitirmiştir” deniliyor. Baronun önerilerinin ilk sırasındaysa “Soruşturma makamlarının hızla ölüm ve yaralanmaların meydana geldiği yerlere giderek gerekli inceleme ve delil toplama işlemlerini yapması, soruşturma ve olay yeri inceleme ekiplerine yönelik herhangi bir şiddet eyleminden kesinlikle kaçınılması, bu konuda toplumun ve toplum üzerinde etkileri bulunan kanaat önderleri, sivil toplum örgütleri ve avukatların soruşturma makamlarına yardımcı olması gerektiğini önemle ifade etmek isteriz” deniliyor.

’90’lara mı dönüyoruz sorusu sıklıkla sorulunca, akla gazete manşetleri de geliyor elbette. Gazetelerin militarist dili de o günden bu güne çok da değişmiş görünmüyor. ’90’larda atılan “PKK yine çocuk yaktı”, “Hamile kadına 200 kurşun” “PKK Diyarbakır’da 700 çocuğu kaçırdı”, “PKK çocukları kaçırıp militan yapıyor” başlıkları, bugün de atılır hale geldi.