22 Eylül 2015 00:51

Bilic’in büyük maçları büyük zaferleri!

Paylaş

Hakan KARAKOCA
Ankara

Geçtiğimiz çarşamba Zagreb’te küçük çaplı bir tarih yazıldı. Taraftarı olmayan için küçük ama Dinamo Zagreb tarihine geçecek kadar büyük bir zaferdi yaşanan. Arsene Wenger’in Arsenal’i elini kolunu sallayarak dönmeyi planladığı “Zagreb tatilinden” puansız ayrıldı. Bunu kimse beklemiyordu, Dinamolu futbolcular bile “Sonucu önemsemiyoruz sadece savaşacağız” demişlerdi maçtan önce.

Maç içinde Arsenal kendisinden beklenen hiçbir şeyi ortaya koyamadı. Dinamo Zagreb’in gençleri ve onlardan az bir miktar daha tecrübeli ağabeyleriyle Arsenal’i iki yarıda buldukları gollerle 2-1 mağlup etti. Geride sinirlerine hakim olamayan dünya yıldızı Giroud’nun kırmızı kart görmesi, Şampiyonlar Ligi sahnesinde ilk 50. mağlubiyete ulaşan Arsene Wenger rekoru kaldı. Dinamo Zagreb’in elindeki kadronun potansiyeli ile ilgili birkaç kelime söylemek gerekirse şu bilgiler yeterli olabilir. 3 oyuncu değişiklik hakkını kullanan Zoran Mamic’in oyuna soktuğu oyuncuların yaşları sırasıyla 18, 20 ve 18’di. Yani skoru koruyabilmek, oyunu elinde tutabilmek için Mamic’in kozları bu “çocuklar” oldu. Başardılar da… Bugün tek galibiyetini konuştuğumuz bu “çocuklar”, yarın Avrupa’nın üst seviye ligleri ve Hırvatistan milli takımında olacaklar.

‘ARSENAL’İ ÇÖZEN ADAM: SLAVEN BİLİC’

Zoran Mamic maçtan sonra futbolcularına ve taraftarlarına teşekkür ettikten sonra sürpriz birkaç isime daha yer verdi konuşmasında. Zoran Mamic; “Arsenal’i scoutlarımıza izlettik, bir analiz çıkardık. Ama bize bu analizde yardımcı olan, fikir veren, rakibimizin açıklarını bize söyleyen Slaven Bilic ve Nikola Jurcevic’e teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Beşiktaş-Arsenal eşleşmesinde Arsenal’i kıl payı elinden kaçıran Bilic-Jurcevic ikilisinin Dinamo’nun üç puanında tuzu olmuştu. Nikola Jurcevic de Hırvatistan’da adından söz ettiren bir milli oyuncuydu, şimdi Edin Terzic gibi o da Slaven Bilic’in ekibinde ve West Ham United’da.

Dinamo’nun üç puanında tuzu olan ekip Premier Lig’de ise fırtına gibi esiyor. Beşiktaş ile yapamadığını sezonun ilk maçında Emirates Stadyumu’nda Arsenal’i 2-0 yenerek yapan ekip daha sonra bocalama devresine girdi. Büyük bir kesimin yorumu ortaktı: “Bilic işte bu, daha ötesi olamaz, Ocak ayını göremeyecek.”

İki mağlubiyetin ardından Slaven Bilic’in West Ham’ı toparlandı. Önce Liverpool’u deplasmanda 3-0 , ardından Newcastle United’ı evinde 2-0 yendi. Son maçta ise cumartesi günü Manchester City karşısında sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrıldı West Ham United! Arsenal, Liverpool ve Manchester City takımlarını aynı sezonda deplasmanda yenebilen 4. takım oldular. Bu önemli istatistiğin yanı sıra 6 maçta aldıkları 4 galibiyet 2 mağlubiyetlik sonuç ise West Ham tribünlerine ümit veriyor. İlk on başarı olacak ama Türkiye’de çizilen kötümser tablonun uzağında kalacaklar gibi gözüküyor. İngiltere basınında sezon öncesi tahminlerde düşmeyecekleri ama düşme korkusundan bir nebze olsun uzak olmayacakları söyleniyordu. Türkiye’de yapılan “Gitar çalmakla olmuyor o işler” taktiksel “eleştiriler”, İngiltere’deki ilk günlerinde uyarı olarak karşısına dikilmişti. “Kalıcı olmak istiyorsa gitar çalmaktan başka hünerlerini de göstermeli” diyorlardı.

BILIC, ADA’DA YENİ BİR HİKAYE YAZIYOR

Bilic, artık gitar da çalıyor, büyük maç da kazanıyor! Eleştirilerin bir çoğu şimdilik duruldu. West Ham, mayıs ayı geldiğinde korkulu bölgeden olabildiğince uzakta olmak istiyor. Yönetim de Bilic’e güvendiklerini iletip kendisine “Yeni stat yapıyoruz, bunu bir an önce bitirmek için mecbur kalmadıkça transfer yapmayacağız. Planlarınızı buna göre yapın” uyarısını iletti. Stat sorunuyla baş etme konusunda Beşiktaş’ta sıkıntılar yaşayan Bilic için şu an tek avantaj düzenli bir stadının olması.
Bilic kalıcı olursa, West Ham United’ta artık miadı dolmak üzere olan Hırvatlardan Nikica Jelavic yerine belki de birkaç sene sonra Dinamo’nun, Hajduk’un bugün 18-19 yaşındaki çocuklarını göreceğiz! Türkiye’deki gibi ona “komisyon alıyor”, “Hırvat mafyası kuruldu” denmeyecek bir ortamda Bilic yeni bir hikaye yazabilir. Biz de Hırvatistan Milli Takımı’ndan sonra o hikayenin ilk adımlarına Türkiye’de şahit olmanın mutluluğunu yaşayacağız.

ÖNCEKİ HABER

Bayramda doğru beslenmenin 5 püf noktası

SONRAKİ HABER

Yazarlar edebi dertlerini anlatıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa