Cezaevleri sağlıklı tutukluları da hasta eder!
Cezaevlerinde sağlık hakkı konusunda ciddi ihlallerin yaşandığının altını çizen TTB Merkez Konsey Üyesi Deniz Erdoğdu, hasta mahpusların sevklerinin bile ringlerle yapıldığını kaydetti. Güvenlik gerekçe gösterilerek sağlık hakkının gasbedildiğini söyleyen Erdoğdu, hasta mahpusların tedavi edildiği alanların fiziki olarak yetersiz olduğunu vurguladı.
İHD verilerine göre, 2014 yılında cezaevlerinde çeşitli nedenlerle en az 40 kişi yaşamını yitirdi, yıl içerisinde 117 mahpus kelepçeli muayene, hastaneye götürülmeme ve rapor alamama gibi ihlallerle karşı karşıya kaldı. Yine 120 mahpus haberleşme hakkı ihlali, 320 tutuklu keyfi disiplin cezaları ve 260 kişi ise sürgün uygulamaları için İHD’ye başvurdu. Ağustos ayının son iki haftasında bölge illerindeki cezaevlerinde bulunan en az 211 mahpus Türkiye kentlerindeki cezaevlerine sürgün edildi. Türkiye’deki cezaevlerinde ihlal listesinin ilk sırasında ise, 228’i ağır hasta olmak üzere toplam 578 hasta mahpusun tahliye edilmemesi yer almaya devam ediyor.
Konuya ilişkin DİHA’ya konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Deniz Erdoğdu, Türkiye’deki cezaevlerinin ve buralarda sunulan sağlık hizmetlerinin sağlıklı bir mahpusu dahi hasta kılacak durumda olduğunu ifade etti.
ZİYARETİ YASAKLADILAR
Cezaevlerindeki hasta mahpusların sağlık sorunlarının ciddi ve kronik olduğu için cezaevinde kalmalarının uygun olmadığına dikkat çeken Erdoğdu, bunun için tam teşekküllü hastanelere sevk edilmesi gerektiğini ancak mahpusların sevk edilmesi gereken yerlerin iyileştirici şartlara sahip olması gerektiğini söyledi. Mevcut durumda böyle bir iyilik halinden söz edilemeyeceğini de vurgulayan Erdoğdu, hasta mahpusların cezaevindeki aile hekimleri tarafından hızlı bir şekilde sevklerinin işleme konulması ve hasta nakillerinin de uygun bir araçla yapılması gerektiğini ancak hasta nakillerinde dahi ring araçlarının kullanıldığını kaydetti. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bulunan mahpusların tedavi edildiği koğuşu yakından bildiğini belirten Erdoğdu, buradan yaşanılanları ise şu şekilde aktardı: “İlk başlarda mahkumları rahatlıkla ziyaret ediyordum. Bazen bizden konsültasyon istendiği için, bazen de insan hakları aktivisti olduğum için ziyaret edip gözlem yapabiliyordum. Oradaki hasta tutsaklara destek olabiliyordum. Daha sonra bu kesinlikle yasaklandı. Savcılık izin vermiyordu. TTB dava açtı ve davayı kazandı. Gerektiğinde insan hakları adına hekimler, savcılık izniyle mahkum koğuşlarını ziyaret edebilir. Bu bildiğim tutsak kliniği fiziki olarak uygun değildi. Zeminin alt katlarında bulunan mahkum koğuşları, tuvaleti, yatağı, ışık, rutubet ve ısı koşulları ile fiziki ve mimari koşulları uygun değildi. Hasta tutsaklar zaten kötü fiziki koşullardan geliyor, cezaevindeki bu tarz kötü şartlar mahkumları hasta ediyor. Bu yetmezmiş gibi tedavi sürecinde de aynı yeri andıran koğuşlar kullanılıyor.”
HASTANEDE DE CEZALANDIRILIYORLAR
Cezaevi kampüslerindeki hastanelerinin de alt yapısının yetersizliğine dikkat çeken Erdoğdu, “Yeterli tıbbi cihaz yok. Her branştan doktor da bulunmuyor. İhtiyaç duyulduğunda her konuda uzman doktor nereden götürülüyor. Ayrıca kampüs hastanelerinde hastaya refakatçi işini diğer mahkumlar tarafından yerine getirilmesi doğru değil. Çünkü bu konuda bilgili ve deneyimli değiller. Sağlıkçılar ve sağlık memurları olması gerekiyor. Çünkü bu hastaların tedavileri takip edilmeli. Bu konularda eksiklikler var” dedi. Hasta mahpusların sağlıklarının göz ardı edildiği ve bunun güvenlik gerekçe gösterilerek yapıldığının altını çizen Erdoğdu, “Sağlık hakkından faydalanmaları ciddiye alınmıyor. Hastanelerin en kötü en atıl yerleri onlara ayrılıyor. Burada güvenlik bahane edilebilir ama bu doğru değil. Hasta tutsaklar cezaevlerinde cezalandırılıyor. Sağlığı iyileştirici ortamlar sağlanmalı ancak böyle bir ortam yok. Cezaevindeki cezalandırma hastanelerde devam ediyor” diye konuştu. (Ankara/DİHA)