13 Eylül 2015 05:09

Sri Lanka’da ulusal sorun: İç savaş ve sonrası

Paylaş

Ateş USLU

Sri Lanka (1972 öncesindeki ismiyle Seylan), Hint yarımadasının açıklarında bir ada ülkesi. On sekizinci yüzyıl sonundan bağımsızlığını kazandığı 1948 yılına kadar Britanya’nın en önemli kolonilerinden olan ada, 1870’lerden itibaren dünyanın en önemli çay üreticilerinden olmuştur. 1970’lerden itibaren ise Sri Lanka’nın ismi Tamil-Eelam Kurtuluş Kaplanları örgütünün başlattığı bağımsızlık mücadelesiyle ve buna bağlı olarak Sri Lanka’da 2004 yılına kadar süren iç savaşla dünya kamuoyunun önemli tartışma başlıklarından biri olmuştur.

Sri Lanka’da ulusal farklılaşma, temelde dil ve etnisite üzerinden gerçekleşmiştir. Ülkenin çoğunluğunu oluşturan halk, Hint-Avrupa dil ailesinden Sinhala dilini konuşur; bu dili konuşanların toplam nüfusa oranı yaklaşık %74’tür. Ülkenin ikinci en önemli dili olan Tamil dili ise toplam nüfusun %18’i tarafından konuşulur. Bu dil, güney Hindistan’da konuşulan Dravid dil ailesinin bir parçasıdır; aynı dil Tamil nüfus tarafından da konuşulmaktadır. Bu dilsel farklılaşma, büyük ölçüde dinsel farklılaşma ile de örtüşür: Sinhala dilini konuşanların çok büyük bir kısmı Budisttir, Tamillerin ise büyük bir kısmı Hindu, daha küçük bir kısmı Müslümandır. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren adada kapsamlı kültürel-filolojik araştırmaların yapılması ve modern eğitim kurumlarının açılmasına paralel olarak gelişen Sinhala ve Tamil ulusal ideolojileri de bu dinsel ve dilsel kriterleri sistemli hale getirmiştir.

Budist-Sinhalalar ve Hindu-Tamiller arasındaki ayrışma aynı zamanda coğrafi bir farklılığa tekabül etmektedir. Sinhala nüfus Sri Lanka’nın güneyinde, Tamil nüfus ise adanın kuzeyinde ve doğu sahil şeridinde yoğunlaşmıştır. Bu coğrafi yayılım on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında karmaşıklaşmıştır. Bu dönemde sayıları artan çay ekim alanlarında (plantasyonlarda) çalışmak üzere Güney Hindistan’dan Tamil tarım işçileri getirilmiş ve adanın Sinhala nüfusunun yoğunlaştığı güney bölgesinin ortasındaki plantasyonlara yerleştirilmiştir. Böylece adanın etnik-demografik yapısı daha da karmaşıklaşmıştır. Sri Lanka’nın kuzeyinde yaşayan ve Jaffna gibi büyük şehirlerde gelişkin eğitim kurumlarına, kütüphanelere sahip olan, varlıklı ve güçlü bir burjuvazinin de dahil olduğu “ada Tamilleri”ne, yoksul tarım işçilerinden oluşan “plantasyon Tamilleri” eklenmiştir. 

Sinhala ve Tamil milliyetçi liderleri, 1900’lerin başından itibaren Britanya koloni idaresine karşı dönem dönem ortak bir mücadele yürütebiliyorlardı, ancak gerek Sinhala milliyetçileri, gerekse koloni idaresinde yer alan Sinhala elitleri Tamiller karşısında Sinhala üstünlüğünü korumak için çabalar gösterebiliyorlardı. Bunun sonucunda 1910’lardan 1930’lara değin bir yandan koloni karşıtı ortak mücadelede birleşen Sinhalalar ve Tamiller arasında kimi karşıtlıklar da ortaya çıkmaya başlamıştı. Seylan’ın bağımsızlığını kazandığı 1948 yılından sonra bu karşıtlıklar giderek düşmanlık halini almaya başladı. Bağımsızlığı takiben Sinhala milliyetçi söyleminde Britanya karşıtlığının yerini Tamil karşıtlığı aldı; Tamillerin Seylan’a değil, Hindistan’a ait oldukları gibi fikirler yayıldı. 1956 seçimlerinde S.W.R.D. Bandaranaike liderliğindeki Sri Lanka Özgürlük Partisi’nin iktidara gelmesi de Sinhala milliyetçiliğinin radikalleşmesine zemin hazırladı. Bandaranaike, seçim kampanyasında Sinhala dilinin tek resmi dil olarak benimsenmesi ve Budizm’in devlet dini yapılması vaatlerini ön plana çıkarmıştı. Sinhala dilini öne çıkarma yönündeki ilk girişimlerle birlikte protesto gösterileri ve etnik çatışmalar da başladı. Resmi devlet kurumlarında sadece Sinhala kullanılması, eğitimin ise sadece anadilde yapılması uygulamasının getirilmesiyle beraber, sadece Tamil dilinde eğitim görenlerin kamu görevi almaları imkânsız hale geldi. Bu milliyetçi baskı koşullarında bir dizi Tamil partisi ve silahlı örgütü ortaya çıktı. Tamil-İlam Kurtuluş Kaplanları da bu dönemde kurulan Tamil örgütlerindendir. Tamil Kaplanları örgütü 1976’daki kuruluşunu takiben gerek Ada Tamilleri, gerekse Plantasyon Tamilleri arasından yoksul gençleri örgütlemeyi başararak kısa süre içinde en önde gelen Tamil örgütü haline geldi.
Etnik çatışmalar 1981’de yeniden tırmandı: Kuzey Sri Lanka’daki Tamil bölgesinin en önemli şehri olan Jaffna’da iki Sinhala polisin öldürülmesi üzerine polis kuvvetleri ve Sinhala paramiliter güçler şehrin çeşitli yerlerinde saldırılar düzenledi; bu arada Jaffna Kütüphanesi de içindeki binlerce nadir eserle beraber yakıldı. Bu olaylar, Sri Lanka’da iç savaşın başlaması için kapıyı araladı. Tamil Kaplanları, 1983’e gelindiğinde Tamil ağırlıklı bölgelerde seçimleri boykot çağrısında başarılı olacak etkiye ulaşmıştı. Aynı tarihte ilk önemli silahlı saldırılarını da düzenlediler. Bu dönemden itibaren başlayan iç savaş, 2009 yılında Tamil Kaplanları’nın Sri Lanka ordusu tarafından başlatılan ve yer yer kitlesel katliam boyutunu alan taarruz sonucunda yenilgiyi kabul etmesiyle sona erdi. Yirmi beş yıl süren iç savaşta iki tarafın verdiği ölü sayısının 60.000 ile 100.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bu sayıya on binlerce yaralı ve sayıları 3 milyona yaklaşan Tamil mülteciler eklendiğinde Sri Lanka’daki iç savaşın boyutları anlaşılabilir. Ülkede günümüzde de Budizm’in savunulması üzerinden gelişen bir radikal milliyetçi hareket gelişmekte, bu hareket esas olarak Sinhala-Budist ağırlıklı bölgelerde yaşayan Müslüman toplulukları hedef almaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Paddy'nin keyfi yerinde mi

SONRAKİ HABER

Türk’ün Kürt sorunuyla imtihanı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...