12 Eylül 2015 13:44

Bombaların ve kurşunların hedefi olan cizre halkı: Bu saldırılar halkı sindiremez

Abluka altındaki Cizre’de günlerce süren sokağa çıkma yasağının kalkması ile birlikte halk sokaklara döküldü. Sloganlar eşliğinde katliamı protesto eden halk direnişlerine devam edeceklerinin mesajını verdi. Cizre’de objektiflere yansıyanlar ve savaş görüntüsü gibi. Konuştuğumuz Cizre halkı ise yaşadıklarını anlattı

Paylaş

Cumhur DAŞ
Fırat Topal
Cizre

Günlerce polis ve asker ablukasında kalan Cizre’de halkın büyük direnişi sonunda sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Yasağın kalmasının ardından İdil’de ve çevre ilçelerde toplanan binlerce yurttaş sabah saatlerinden itibaren Cizre’de toplandı. HDP milletvekilleri, EMEP ve ESP heyetleri, yüzlerce avukat ve birçok kitle örgütü temsilcisi Cizre’de yaşananları yerinde inceledi. Binlerce kişi de Cizre’nin günlerdir yaşadığı saldırıya tanıklık etti.

Cizre’ye İdil yönünden girdiğimizde bizi hemen kurşun ve bomba izlerinin olduğu binalar karşıladı. Yerde ise saldırıdan kalan boş kovanlar duruyordu. Çatışmaların yoğunlaştığı Nur, Cudi ve Yasef mahallerindeki sokaklarda kısa bir süre sonra kalabalık gruplar toplanmaya başladı. Yer yer ‘Bijî berxwedana Cizîrê’ sloganları atılırken, devletin asker ve polis eliyle yaptığı saldırının Cizre halkını sindiremediği açık bir şekilde görülüyordu. Mahallerde saldırının boyutları çok açıktı. Cizre halkının kendisini korumak için kurduğu barikatlar yer yer dururken hemen hemen her eve kurşun ya da bomba isabet etmiş durumda. Mahallelerde ve evlerin içindeki görüntü günlerdir Cizre’de yaşananları özetler nitelikte.

Görüştüğümüz Cizreliler günlerdir yaşadıklarını anlatıyor. Başta şunu söylemek gerekiyor özellikle ‘Cizre’de sivil ölüm yok’ diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’ya ve devlet yetkililerine büyük bir tepki var. Çocukların ve yaşlıların hedef alındığını söyleyen yurttaşlar devlet eliyle halkın katledilmek istendiğini belirtiyor. Yaşananlara medyanın sessiz kaldığını dahası çarpıttığını ifade eden Cizreliler yalan yazan medyaya inanılmaması gerektiğini vurguluyor. Tüm bu yaşananlara rağmen görüştüğümüz yurttaşlar ısrarla ‘barış’ diyor. Kürt halkının değerlerine saygı gösterilen ve siyasi statüsünün belirlendiği bir barış talebi vurgulanıyor. Türk halkının devletin yaptıklarına sessiz kalmaması gerektiği ifade edilirken, batıda Kürtlere yönelik yapılan linç girişimleri ve HDP binalarına yönelik saldırıya da tepki gösteriyorlar.

‘OĞLUM ÖLDÜ…’

Cudi Mahallesi’ne ilk girdiğimizde 4 gün önce evinin önünde katledilen 16 yaşındaki Mehmet Sait Nayci’nin babası Ramazan Nayci ile konuştuk. Mehmet Sait’in akşam saat dokuz civarında vurulduğunu söyleyen baba Nayci, “Kapının önünde vurdular. Sabaha karşı 3’te öldü. Bacağı parçalanmıştı. Hiçbir şekilde ambulansa ulaşamadık. Oğlum kan kaybından öldü. Mehmet Sait ‘terörist’ değildi. Sivil ölmedi diyen başbakan buraya bir gelsin baksın kimi öldürüyorlar” dedi. Ölenlerin tamamen sivil olduğunu söyleyen Nayci, “Biz her şeye rağmen barış diyoruz. Asker, polis, gerilla ölmesin. Benim oğlum öldü, başkası ölmesin istiyoruz” dedi.

90’LARDA BÖYLE DEĞİLDİ

Mahallede konuştuğumuz Çelik Sarçak isimli yurttaş, “Biz ’90’ları da yaşadık ama böyle bir zulüm yaşamadık. Biz burada büyük ağır silahlarla tarandık. Gece gündüz hayatımız tehlikedeydi. Burada sivilleri katlettiler” dedi. Medyanın yaşananlara sessiz kaldığını söyleyen Sarçak, “Buranın Kobanê’den bir farkı yoktu. Evimizden çıkamadık. Yiyecek, su yoktu. Cizre’de tam bir savaş yaşandı. Herkesle iletişimimiz kesildi. Çocuklarımızın psikolojisi bozuldu. Her an öleceğiz sandılar” dedi. Halkın kendini savunduğunu söyleyen Sarçak, “Mahallede hendek olduğunu söylüyorlar. Biz kendimizi koruyoruz. ’90’lı yılları biliyoruz. İstedikleri eve baskın yapıyorlardı. Aldıkları insanları ya işkenceden geçiriyor ya da öldürüyorlardı. Biz artık böyle yapamazsınız diyoruz. Yine istediklerinde bizi alıp işkence etmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Kendimizi koruyacağız” dedi.

YÜZDE 94 OY BURADAN ÇIKTI

Nur Mahallesi’nde konuştuğumuz Rojin Danış evlerinin havan topunun ve kurşunların hedefi olduğunu söyleyerek şunları kaydediyor: “Büyük bir bombardıman vardı. O da yetmedi helikopterle saldırdılar. Bu sokağa keskin nişancılar yerleştirilmişti. Dışarıya bir poşet atsak onu bile hemen vuruyorlardı. Kendi evimizde iki gün kalabildik. Arka taraftan evi delip çıktık. Üç ev değiştirdik. Çocukların psikolojisi bozuldu. Su tankerlerini ve trafoları özellikle hedef aldılar. Aç ve susuz bırakıldık. Çöpler birikti. Hangi yasada şehre tank top getirilip siviller hedef alınır. Sivil halkın hayatı kesinlikle dikkate alınmadı. Yaşam hakkından bahsedilemez. Sivillerin ölmediğinden bahseden başbakan gelsin görsün, ölüleriyle birlikte yaşadı bu halk. Buz yoktu ölülerine koyacak. Bu kadar ağır şartlarda yaşadık. Bir insanın dili rengi ırkı ne olursa olsun bunu yaşamamalı. Sırf Kürt olduğumuz için gençler hedef alındı. Gençler de meşru müdafaa hakkını kullandı. Bu zulüm ‘Yüzde 94 oy buradan çıktı’ diye yapılıyor. ‘400 milletvekili alamadı’ diye burayı yerle bir etmek istiyorlar. Hodri meydan gelsin yapabiliyorsa yapsın. Halk canını ortaya koydu.”

TÜRK HALKI GERÇEĞİ GÖRSÜN

Mehdi Aslan’ın evinin neredeyse her noktasında kurşun izleri var. Evlerine bomba da atıldığını söyleyen Aslan, bomba parçalarını göstererek yaşananların Erdoğan ve AKP’nin oy savaşı olduğunu söyledi. 9 gün boyunca evde 22 kişi ile mahsur kaldıklarını söyleyen Aslan, “Bu bir çatışma değildi düşük bir savaştı. Bana oy vermedin diye savaş başlattılar. Sivil ölüm yok diyor şimdi benim akrabalarım komşularım öldü. Hepsi sivil. Ankara’dan görüldüğü gibi değil burası” dedi. Devletten bir beklentilerinin kalmadığını söyleyen Aslan, “Ama Türk halkına sesleniyorum bu zulmü görün. Biz halen barış diyoruz. Bizi devlet burada öldürürken, batıda Kürtlere saldırmayın. Bu bir oy savaşıdır. Birileri kendi hırsızlıklarını örtmek için bunu yapıyor. Bunu görün” dedi.

AKP’nin 7 Haziran sonrası intikam almak istediğini söyleyen Kader Dalmış ise “Havuz medyasında sivil ölüm yok diye konuşuyorlar. Kim gelmiş görmüş burayı? Kürt olduğumuz için mi bize saldırıyorlar? Bu ırkçılık ne kadar devam edecek. Ama gördüler bu halk asla geri adım atmaz. Biz daha fazla ölüm olmasın diyoruz” dedi.

 

 

 

ÖNCEKİ HABER

‘Sinema barışa ses verecek’

SONRAKİ HABER

Akademisyenlerden barış ve adalet çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...