12 Eylül 2015 00:48

İşçilerin kırmızı çizgisi birlik

Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

Renault’dan sonra Türk Metal’in yeniden giremediği fabrikalardan biri olan ORS’de işçiler 17. gününde grevi sonlandırdı. 210 kişiyi işten çıkaran patron işçilerle masaya oturmak zorunda kaldı ve sayıyı 33’e indirmeyi kabul etti. Arasında 4 sözcünün de bulunduğu 33 kişi, işçilerin birliğini bozmadan içeri girmelerini istediklerini söylediler. İşçiler bölünmeseler de 33 arkadaşı geride bırakmanın burukluğuyla işbaşı yaptı.
Peki işçilerin kölelik sözleşmesi dedikleri patronun ek sözleşmesine ve işçi kıyımına karşı direnişe geçen ORS işçileri, grevi neden sonlandırdı? 17 günde neler yaşandı ve neler olacak?

GREV OKUL OLDU

26 Ağustos’ta patronun süresiz ek sözleşmeyi dayatıp reddeden işçilere kapıyı göstermesinin ardından geçen iki hafta, ORS işçileri için tam bir okuldu. Metal direnişi boyunca diğer fabrikalardaki direnişlerin sonuçlarını takip eden, kendi kavgasına bu deneyimlerle yön vermek isteyen ORS işçilerinin kırmızı çizgisi ne olursa olsun birliği bozmamak, içeri hep beraber girmekti. Sıkça birbirlerine Türk Traktör’deki direnişin çözülmesinden, grev kırılınca fabrikada hayatın işçilere nasıl da zindan edildiğinden bahsediyorlardı. Grevde fire vermemek, içeri hep beraber girmek işçilerin ana dayanağıydı. Bu nedenle işçiler birçok yol denediler. Önce patronun işbaşı çağrılarıyla grevin kırılmaması için giriş çıkışlarda beklediler, içeri giren işçileri protesto ettiler. Fabrika içindeki arkadaşlarını aradılar ve ikna etmeye çalıştılar. Polatlı gibi küçük bir yerde yüz yüze baktıklarını, ayrı gayrılık olmaması gerektiğini defalarca söylediler arkadaşlarına. Grev kırıcıların ilk dışarı çıkışı böyle olmuştu.  

JANDARMA SALDIRISI

Grevin kırılma noktalarından biri de jandarmanın saldırısı oldu. İşçiler aslında askerle karşı karşıya kalmayı hiç istemediler. Ancak grev kırıcıların içeri girmemesi için servislerin önünü kestiklerinde jandarma saldırdı. İşçiler yine de dağılmadı. Onları en çok öfkelendiren ise fabrika önüne desteğe gelen ailelerine ve çocuklarına da gaz sıkılması oldu. Jandarma eşliğinde fabrikaya giren yüze yakın işçi de saldırının ardından dışarı çıkarak greve katıldı. Ancak sonrasında kimi işçilerde korkular ve kaygılar arttı, sayıca az da olsa işbaşı yapanlar oldu.

‘ARKADAŞLARIN BAŞI DİK OLSUN’

Ancak kimi işçinin içeri girdiği, kiminin fabrika önünden ayrılmadığı, kiminin de evinde oturduğu ve fikirlerinin hızlıca değişebildiği bu zor günlerin ardından işçiler bir karar vermek zorunda kaldı. Direnişin 16. gününe gelindiğinde işçiler, bir sözcülerini fabrika yönetimiyle görüşmeye yolladı. Patronla yapılan pazarlığın ardından işten çıkarılan 210 işçinin sayısı 33’e düşürüldü. İşçi sözcülerinden biri şöyle anlatıyor: “Fabrika yönetimi istemediği işçilerin sayısını ilk görüşmede önce 120’ye, sonra da 53’e indirdi. Yapılan ikinci görüşmede ise 41 ve 33’e düşürdü. ‘Hepi birlikte gireceğiz’ dedikten sonra böyle bir karara varılınca işçiler de huzursuz oldu. Bazı arkadaşlarımız itiraz edip ‘Sizi almadan girmek istemiyoruz’ dediler. Ancak grevi satanların sayısı çok fazlaydı. Elimizdeki sayının da direnişe yeterli olmadığını düşünürken kendimizi feda ettik. Birliğin bütünlüğün bozulmaması için yaptık. Arkadaşlarımızın başı içeride dik olsun istedik.”
Grevdeki en önemli kırılma anını sorduğumuzda ise jandarma saldırısından sonra içeri girenler olduğunu söylüyor ve ekliyor: “İçeri giren, TOMA’nın müdahalesinden sonra düştüğümüz durumu gördükleri halde içeri girenler bu direnişi bitirmiştir. Jandarma saldırısından sonra girenler o ortamı görüp de girmemeleri gerekirdi. Bizi geçtim, çocuklarımıza, bebeklerimize gaz sıktılar.”
Başka bir işçiyle konuşuyoruz. O da, “Bizim o 33 kişiyi bırakmamamız gerekiyordu ama diğer yandan da 33 vermesek 100, 200 verecektik. Bundan dolayı başta sözcülerimiz olmak üzere arkadaşlarımız kendilerini feda etti. Özellikle Sözcümüz Kazım abiyi almak istiyorduk. Onu hepimiz çok severiz. Bundan sonra birliğimizi bozmazsak, daha sıkı kenetlenirsek bir daha böyle bir şey olduğu zaman fire vermeyeceğiz, kimseyi geride bırakmayacağız. Eğer diğer sözcülerimizi de işe alamazsak, yeni sözcülerimizle yola devam ederiz. Önemli olan birliğimizi bozmamak” dedi.

İŞÇİLER PROTOKOL İMZALADI

ORS işçileri içeri girerken bir protokol imzaladılar. Fabrika yönetimi adına Müdür Feridun Özhan, işçiler adına da Polat Ünal’ın imzaladığı protokol şöyle;
* ORS yönetimi işçilerin herhangi bir sendikaya üye olma veya olmama hakkına saygı duyacak
* Grev süreci nedeniyle işbaşı yapmış çalışanlara geriye dönük hiçbir yasal işlem yapmayacak. İşçiler de bu sürece ilişkin sosyal medyada yazı veya resim paylaşmayacaklar
* Devam eden kamu davaları dışında bugüne kadar şahsi yapılmış suç duyurularından ve davalardan feragat edilecektir
* İşyeri kurallarına riayet etmeyen çalışanlara İş Kanunu ve toplu iş sözleşmesine göre işlem yapılmaya devam edilecektir
* Daha önce yönetim tarafından yapılmasına karar verilmiş ek ödemeler planlanmış tarihlerde işten ayrılmayanlara ödenecektir.
* 10 Eylül saat 15.00’ten itibaren vardiya çalışması başlayacaktır.
* İşten ayrılmış ve işe devam edenlere çalışılmayan süreler için ödeme yapılmayacaktır.
* Yapılmış ve yapılacak ek ödemeler için yeni bir sözleşme yapılmayacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Ümit Kocasakal'a açık mektup

SONRAKİ HABER

Bartın'da HDP binasına giren saldırganın, aşağı attığı sandalye, emniyet müdürünü yaraladı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...