27 Ağustos 2015 07:05

Gazeteciler: Halk kendini yönetmek istiyor

Paylaş

AKP hükümetinin yürüttüğü savaş politikaları sonucunda yaşanan savaşı yerinde inceleyen gazeteciler, halkın kendi kendini yönetme isteği olan "özyönetim"in meşru bir talep olduğunun altını çizdi. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, "Bir taraftan barış umudunu koruyan halk, diğer taraftan da KCK operasyonlarını dahi göze alarak Kobanê gibi kendi kendini yönetmeye yönelik de bir ikili ruh hali var" dedi. Gazeteci Celal Başlangıç, "Halk özyönetimi hayata geçirmek istiyor" derken, TGS Başkanı Uğur Güç, "PKK 'terörü' değil, halkın özsavunmasını gördük" dedi. 

AKP hükümetinin başlattığı savaş konsepti sonrasında Silvan, Lice, Slopi, Varto, Cizre gibi birçok yerde polis ve özel harekat timleri ile katliam girişimi yapılırken, polisin ve özel hareket timlerinin kurşunları ile birçok sivil yurttaş katledildi. Halkın kendi kendini yönetmek için ilan edilen "özyönetim"lere karşı başlatılan operasyonları ve katliam girişimlerini yerinde incelemek üzere İstanbul'dan gelen bir grup gazeteci, bölgede yaptıkları incelemeler ve gözlemelerini paylaştı. 

'BURADA ÖZGÜR BASIN ÇALIŞANLARI VAR'

AKP'nin başlatmış olduğu savaş konseptini yerinde incelemek için gelen gazetecilerden Etkin Haber Ajansı (ETHA) Editörü İsminaz Ergün, bölgeye gelmelerinin amacı yaşanan savaşın gerçek yüzünü batıya, batı medyasına aktarmak olduğunu söyledi. İncelemelerde bulunmak üzere Silvan'a gittiklerinde gazeteci olmalarına rağmen ilçede yaşanan savaş alanına polislerin girmelerine izin vermediğini, kendilerini tehdit ettiğini dile getiren Ergün, "özyönetim"in ilan edildiği, çatışmaların yoğun yaşandığı yerleri ziyaret ettiklerinde, "özyönetim"in batıda farklı bir şekilde anlatıldığına tanık olduklarını söyledi. Ergün, ama Kürt halkının "özyönetim" ile amaçladığı şeyin farklı olduğunu ve Kürt halkının "özyönetim" ile ne istediğini anladıklarını dile getirdi. "Savaş başladığında ilkin gerçekleri vurun derler. Ama burada Kürt bölgede buna izin vermeyecek özgür basın çalışanları var" diyen Ergün, "Musa Anter'lerden bugüne süre gelen mücadele, direniş devam ediyor. Bundan sonra da bu direnişi boğamayacaklar" dedi. 

'KOBANÊ GİBİ KENDİ KENDİNİ YÖNETMENİN RUH HALİ VAR'

Silvan, Lice, Cizre ve Silopi'de yaptıkları incelemelerde bölgede yavaş yavaş OHAL'e geçildiğini dile getiren Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, 90'ların koşulları farklıydı, 90'lar dönemini hatırlatan "Özel Güvenlik Bölgeleri", "sokağa çıkma yasağı" gibi uygulamaların bölgede yaygın bir şekilde yaşandığını gördüklerini söyledi. Baskılara karşı bölgede büyük bir direniş söz konusu olduğuna vurgu yapan Polat, "İnsanların 2013'ten sonra Öcalan'ın çağrısından sonra çözüm umudu büyümüştü. Şimdi devletin bu tutumu yok saymasına karşı halkta büyük bir öfke ve tepki söz konusu. Bir tarafta barış umudunu koruyan halk, diğer taraftan da KCK operasyonlarını dahi göze alarak Kobanê gibi kendi kendini yönetmeye yönelik de bir ikili ruh hali var" dedi. 

'HALK ÖZYÖNETİMİ HAYATA GEÇİRMEK İSTİYOR'

İktidar medyasının "Yalan aygıtı"nın başına oturduğunu ve buradan gerçekleri ters yüz ettiğini ifade eden gazeteci Celal Başlangıç, bölgede gördüklerinin halkın kendini yönetmek iradesi olduğunun altını çizdi. "Halk 'özyönetim'i hayata geçirmek istiyor. Bu devlete karşı değil. Böyle bir devlete karşı olan bir şeydir. Bu ikisini iyi ayırmak gerekiyor. Böyle yaşamak istemiyor. Ne yapmış, iradesini ortaya koymuş yüzde 90'larada istediği partiye oy vermiş. 'Özyönetim'lerin ilan edildiği yerler de böyle yerler" diyen Başlangıç, "Bölgede insanları evleri basılıyor, insanlar gözaltına alınıyor. Mahallesine gelip ateş ediyor, insanların çocukları öldürülüyor. Ve halk bir süre sonra bunlara dur demiş. Saldırılara karşı hendekler kazmış, barikatlar kurmuş mahallerinde. Polisin belli alanlara girmesini engellemiş ve nöbet tutmaya başlamışlar. Bu onların irade gösterme durumudur. Hakikatten böyle bir devletle yaşamak istemiyorlar. Baskı ve şiddet uygulamalarına maruz kalmak istemiyor. Belki bunlara bir çözüm bulmak gerekir. Belki devlet bu terapileri doğru dinleyip bunlara çözüm bulması gerekiyordu. Ama devlet onun yerine şiddete, mahallelere baskı ile zorla girme yoluna gitti" diyerek, yaşanan devlet terörüne tepki gösterdi. 

'BU GENÇLER 90'LI YILLARDA DOĞAN SAVAŞIN ÇOCUKLARI, FIRTINA ÇOCUKLARDIR'

İncelemelerde bulundukları tüm mahallelerde şiddetli çatışmaların yaşandığını ancak bu çatışmaların HPG'lilerle girilen çatışmalar olmadığına dikkat çeken Başlangıç, halkın, gençlerin kendi yaptığı özsavunmalar olduğunu söyledi. "Bu gençler 90'lı yıllarda doğan savaşın çocukları, fırtına çocukları dediğimiz bir kuşak bu gençler" diyen Başlangıç, "Bunlar kolay kolay kontrol edilebilir değil, çünkü doğduklarında gözlerini savaşla açmışlar. Yıllarca bu savaşın içinde yoğrulmuşlar, büyümüşler. Şimdi devlet onlarla çatışıyor. Savaşın yarattığı çocuklarla, yine kendi yarattığı savaşla çatışan bir devlet hali var burada. Bu kolay çözülecek bir şey değildir. Devletin kafasının arka tarafında çözüm olmadığı için sürekli mahalle baskınları, ev baskınları, gözaltılar oluyor. İstediği zaman girsin istediği zaman çıksın istiyor. Kendi halkına karşı keskin nişancıları kullanan bir devlet anlayışı mümkün mü? Ama var bu Silopi'de insanlar keskin nişancılardan korunmak için perde çekiyorlar. Böyle bir devleti istememek haklılar mı? Bence haklılar" dedi.

'PKK TERÖRÜ DEĞİL, HALKIN ÖZSAVUNMASINI GÖRDÜK'

İstanbul'dan uzunca bir süre bölgeden haber alamadıklarını, bölgede internetlerin kesildiğini, telefonlar çekmediğini söyleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Uğur Güç, bölgeye geldiklerinde 90'lardaki kirli savaş konsepti ile karşılaştıklarını ifade etti. AKP ve Saray'ın savaşı bölgede yürütüldüğünü ve bu savaşı yürütmek için bölgeye özel hareket timlerinin getirildiğine işaret eden Güç, ülkeyi, bölgeyi ateşe atacak bir ruh halinde olduklarını söyledi. Güç, şöyle devam etti: "Gittiğimiz hiçbir yerde bir PKK terörünü göremedik. Burada halkı bir özsavunma konumunda gördük. Saldırılara karşı halkın kendi kendini savunması çok normaldir. Özel hareket timleri hedef gözetmeksizin ateş açıyor, evleri basıyorlar. Evlerde kimse olmadığından katliam yapamamışlar. Boş evlerin duvarlarını taramışlar. Bunların gözü dönmüş durumda. Bu saldırılara karşı da halk mahallelerinde önlem almış, barikatlar kurmuş, hendekler kazımışlar. Bölgedeki özsavunma ailesini çocuğunu kendisini mahallesini korumasıdır. İstanbul'daki medya sanki savaş başlatılmış gibi yansıtılıyor. Ve bu savaşı da sanki Kürt halkı yürütüyor gibi anlatılıyor. Biz geldik, gördük öyle bir şey yok. Burada özsavunma var. özel hareket timlerinin terörüne karşı kendisini savunma hali var" diye belirtti. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Google’dan arkeolog Halet Çambel’e özel doodle

SONRAKİ HABER

Batman geceyi patlamalarla geçirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...