23 Ağustos 2015 04:32

Lice'den Yırca'ya ülke yangın yeri

Paylaş

Selma GÜRKAN
Emek Partisi Genel Başkanı

Bir aydır ülkemizin dört bir tarafı yangın yerine çevrildi. Çatışmalar, infazlar, ev, köy baskınları, hak ihlalleri, ölümler, acılar... Son günlerde Varto, Lice, Silvan gibi yerlerde devlet güçlerinin halka yönelik yoğun bir baskı ve katliam uygulamaları karşısında,  Barış Bloku çağrısı ile 21 Ağustos günü 30 civarında parti başkanı, kurum temsilcisi ve bireysel katılımlarla yaşananlara tanıklık etmek için Silvan’a gittik. Önce Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gülten Kışanak ile yaptığımız görüşmede bölgeye dair bilgi aldık. Lice’de de yaşananları öğrendiğimizde bir grup Lice’de diğer grup Silvan’da incelemeler yapmak üzere iki gruba ayrıldık. Gülten Kışanak’ın ön bilgilendirmesi ile çatışmaların ilk günününde karşılıklı çatışmaların yaşandığı ama bundan sonra önce ilçenin tümünün sonra üç mahallenin güvenlik güçlerince ablukaya alındığı, zırhlı araçlarla ve ağır silahlarla hedef gözetmeksizin tüm evlerin tarandığı ve yakılmaya çalışıldığı bilgisini aldık. Burada en dikkat çeken ise güvenlik güçlerinin evleri, mahalleyi boşaltın çağrısı karşısında halkın tekrar ‘90’lı yıllardaki göçü yaşamak istemedikleri iradesi ile belediyenin bahçesine sığınmaları. Bir taraftan yerini yurdunu terk etmezken diğer yandan kendine en güvenli sığınak olarak belediye bahçesini görmeleri bir gerçekliğe de işaret ediyor. Belediye kendi iradesi ve kendisi için güvenli yer duygusu.

Diyarbakır çıkışı, kontrol noktasında durdurulmamız aranmak istenmemiz ise tam bir rezaletti. AKP binalarına saldırı yapılacağı bilgisi ile yol kontrollerinin yapılmasına dönük mahkeme kararıyla gerekçelendirdiler bu rezaleti. Güvenlik güçlerinden birinin tüm partilere eşit mesafedeyiz söylemi uygulamanın kendisi ile zaten boşa düşürülmüş oldu. Sadece kimlik kontrollerine razı olarak yolumuza devam etmek zorunda kaldık.

Lice’de içerisinde HDP’li vekillerin de olduğu canlı kalkan eylemi bölgesine gidebilmek ancak köy yollarından mümkün olabilecekti ve gördüğümüz manzara korkunçtu. Koçero Mazili köyü, Gümeç Mahallesi yönünde görebildiğimiz, yerleşim yerlerinin etrafındaki bağlar, bahçeler, meşelikler, bademlikler olduğu gibi yakılmıştı. Yani yine, yeniden halkımızın yüreği evlat acısıyla, ülkemiz toprakları savaş hoyratlığıyla yangın yerine dönmüştü. Biz bu manzaralara tanıklık ederken İzmir Yırca köyünde kesilen 6 bin zeytin ağacının yerine dikilen zeytin fidanlarının yakıldığı haberi düştü. Sömürü, soygun, rant, savaş düzeninin hoyratlığı her yerdeydi. Yani Lice’den Yırca’ya iktidarın kirli yüzü aynıydı.

Vekillerin ve halkın herhangi bir çatışma olmasın diye canlı kalkan oldukları bölgeye ziyaretimizde, Vekiller Ziya Pir, Nimetullah Erdoğmuş ve Lice Belediyesi Eş Başkanı Rezan Zuğurli’nin (Bu arada 26 yaşında ve hem en genç belediye başkanı hem de kadın) verdikleri bilgilerle, yangınların Fis Ovası’ndan başlayarak Hani’ye yayıldığını, helikopterlerden atılan yanıcı maddelerle ormanların yakıldığını öğreniyoruz. Canlı kalkan bölgesi, helikopterlerle askerlerin yığınak yapıldığı tepelerle gerilla mevzilerinin bulunduğunu düşündükleri tepelerin tam ortası, kritik bir alan. Nitekim ilk gün yaşanan çatışmalarda halk ellerini açarak çatışma bölgesinde araya giriyor ve çatışmaları durdurarak daha fazla ölümlerin olmasını engelliyor. Bölgenin coğrafi özellikleri dikkate alındığında canlı kalkanların esas olarak askerlerin ölümlerini engellediğini söyleyebiliriz. Şöyle ki helikopterlerle açılan ateşte düzlüğe çıkıp ellerini kaldırdıklarında havadan gelen saldırıyı engelleme pozisyonunda olmadıklarını ama karada karşılıklı yaşanan bir çatışmada daha etkili olduğunu söyleyen anneler ve babalar aslında durumu da tarif etmiş oluyor. Çatışmaları durdurmak ve yangınları söndürmek için yaptıkları müdahalenin engellendiğini, alternatif yolları kullandıkları için geç kaldıklarını ama yine de fazla ölümler olmadan bu bölgede çatışmaları şimdilik durdurduklarını belirttiler. Bizim gittiğimiz gün dahil 4-5 gündür bu bölgede karşılıklı sıcak çatışma olmamış, tek taraflı güvenlik güçlerinin operasyon girişimlerine rastladıklarını aktardılar.

Halkta yüksek bir moral vardı ve barışa olan umutlarının devam etmesinin moral kaynakları olduğunu söylediler. Nitekim kontrollü bir çatışmanın sürdüğünü ve bu durumun barış umutlarını diri tuttuğunu belirtmeleri boşuna değildi. Bölge halkı, orman yangınlarını bir tür cezalandırma olarak görürken siyasi operasyonların halkın iradesini kırma amaçlı olduğu değerlendirmesini paylaşıyorlar ve haksız da değiller. Çünkü bu operasyonların bir yönü de halkın öz yönetim iradesini kırma amaçlı olduğu açık. İktidar güçleri, AKP Hükümeti yetkilileri de söylemleriyle durumu zaten itiraf ediyorlar.

Esas olarak bu savaşın bir iktidar savaşı olduğunu, AKP Hükümetinin ve Cumhurbaşkanının iktidar gücünü yeniden tesis etme savaşı olduğunu doğudan batıya tüm halk kesimleri biliyor ve görüyor. 7 Haziran’dan sonra yaşanan gelişmeler bu savaşı başlatanın AKP olduğunu, salt askeri bir amaçla yapılmadığını zaten açıkça gösteriyor. Yani bu savaş askeri, siyasi operasyon yanıyla, psikolojik harp metotlarıyla bir bütün olarak politik cephede açılmış savaştır. AKP’nin ve Cumhurbaşkanının bölgesel gelişmelerle birlikte iktidar gücünü ve siyasi gücünü yeniden tesis etmek üzere başlatılmış olduğu bir savaştır. Bu savaşın boşa çıkarılması gerekir. Kürt silahlı güçlerinin, PKK güçlerinin ellerini tetikten çekmesi ve her türlü savaş ve çatışmaya kendi cephesinden son vermesi, bu iktidar ve güç savaşını boşa çıkaracaktır. Eller tetikten çekilsin, her türlü çatışmaya, siyasi ve askeri operasyonlara son verilmesi çağrımızı taraflara buradan yinelemek zorundayız.  

Bu savaşı halk iradesi durduracaktır. Görüştüğümüz barış annesinin, bu savaşı biz gerilla ve asker anneleri müdahil olursak durdurabiliriz, asker annelerinin de oğullarına sahip çıkması ve çatışmalara kalkan olması bu barışı güçlendirecek çağrısı görev ve sorumluluklarımızı özetlemektedir. Bir kez daha altını çizmek gerekir ki; halkın barış ve demokrasi iradesini açığa çıkaracak ve politik güce dönüştürecek bir mücadele bugün tüm emek, demokrasi ve barış güçlerinin görev ve sorumluluğudur.

ÖNCEKİ HABER

Silah sesleri arasında kadınların barış çığlığı

SONRAKİ HABER

Barış Forumu: Çözüm annelerin 'Barış Bloku'nda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...