22 Ağustos 2015 01:00

Dolar 3 lira oldu kriz mi değil mi?

Paylaş

Bülent FALAKAOĞLU

Döviz kuru hızla yükseliyor. Dolar kuru 3 liraya dayandı. Geçmişte doların hızlı yükselmesinin acı deneyimlerini yaşamış olan vatandaş endişeli!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem’e göre ise sorun yok: Kur artışı bir kriz işareti değil. Oysa döviz kurlarının yükselişindeki iç ve dış etkenlere bakan ekonomi uzmanları çoklu bir kriz görüyor.

İşçi ve emekçilerin, “Bizim dolarla bir alış verişimiz yok. Dolar borcumuz da yok. Bize ne kurların yükselişinden” demeleri büyük bir yanılgı olur. Zira dolar fiyatındaki artışın faturası en çok emeğiyle geçinen vatandaşı vuracak!

DALGALANMANIN DIŞ NEDENLERİ

Dalgalanmanın nedenlerinden önce iç ve dış sebeplerine bakalım. İlk olarak dış etkenlerden başlayalım.
1- Küresel ekonomide makas değişikliği: Dünya ekonomik krizinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelere adeta bol ve ucuz para yağdı. Şimdi kemer sıkma dönemine girildi. Yani ABD para yağmurunu durdurdu, faiz artırmaya hazırlanı-yor. Para akışı azaldığı gibi para hızla ABD’ye geri dönüyor. Öyle ki son 13 ayda gelişmekte olan ülkelerden çıkan para 1 trilyon doları buldu. Örneğin Brezilya’da, Asya krizinden çok daha fazla dolar  çıkışı yaşandı.
Bütün gelişmekte olan ülke paraları dolara karşı değer kaybediyor. Bu nedenle gelişmekte olan ekonomiler zayıflıyor.
2 - Düşen emtia fiyatları: Bir yandan ABD doları değer kazanırken diğer yandan dünya ekonomisi yavaşlayınca birçok gelişen ülke kuru büyük dalgalanmalar yaşadı. Afrika ülkeleri, Brezilya, Meksika Latin Amerika ülkelerinin ticareti süreçte ağır darbe aldı.
3- Çin etkisi: Dünya ekonomisine can veren son 20 yılın en düşük büyüme rakamıyla karşılaşınca, ürettiği ürünün fiyatını iyice düşürebilmek, başka ülkelere daha çok mal satabilmek için parası yuanın değerini düşürdü. Bu durum Çin’e mal satan ülkeleri zora soktu.

İÇ ETKENLER: BELİRSİZLİK, BAĞIMLILIK, SAVAŞ

Dövizdeki dalgalanmaların iç sebeple-rine gelince...
1- Dışa bağımlılık: Türkiye dünyanın en yüksek cari açığını veren ekonomisine sahip. Özel sektör borçlu, bankalar borçlu, devlet borçlu... Dış borç ödemeleri için yıllık 200 milyar dolarlık dış kaynağa ihtiyaç var. Doların musluğu azıcık kesilince döviz kurları hemen yükseliyor.
2- Siyasi belirsizlik: İç ve dış sermayenin büyük baskılarına rağmen ülkede koalisyon kurulamadı. Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye ekonomisine belirsizliklerden kaynaklı ihtiyatlı yaklaşıyor. Aynı şekilde yabancı sermaye de... Bu durum Türkiye sermaye akışını durduruyor. Kurları yükseltici etki yaratıyor.
3- Savaş hali: Her gün patlayan bombalar, yaşanan çatışmalar, ölüm ve kan... Ekonomi analizcileri bu durumu “Ekonomiye darbe indiren güvenlik sorunu” olarak tanımlasalar da bunun adı savaş hali! Turizmden ticarete, üretimden yatırıma ekonominin çarklarını olumsuz etkiliyor.

NEREYE KADAR GİDER...

Hatırlayalım: Mayıs 2013’te doların değeri 1.78 liraydı. Şimdi 3 TL’yi zorlu-yor. İki yılı aşkın sürede doların artışı yüzde 64’ü bulmuş.
Şimdi soru şu: Acaba 3 TL’de durur mu?
Türkiye’dekiler iyimser. Onlara göre dolar fiyatı 3 lira civarında dengesini bulur. Uluslararası kuruluşlardan 3.30 öngörüsünde bulunanlar var. Kredi derecelendirme kuruluşu Goldman Sachs’a göre ise 2016 yılı sonunda dolar 3.40’ı bulur.
3 lirada durur demek zor çünkü; dünyada ekonomik süreç değişecek gibi değil! Gelişmekte olan ülke diye tanımlanan ülkelerin ekonomileri yavaşlayacak. Tabii ülkelere dolar girişi de...
Türkiye’den dolar çıkışı devam edecek. Dolar talebi arttı fakat dolar talebi karşılayamıyor. Tüm bunlar kurların yükseleceğine işaret.
Dolar nereye kadar gidebilir?
4-5 yıllık yükseliş trendi izleyebilir. Şimdilik yolu yarıladı. Yüzde 20, 25 daha değer kazanabilir.

EKONOMİNİN SAKATLIĞI GÖZÜKTÜ

Bir kez daha görüldü ki dışarıdan döviz geldiği sürece çarklarını  kötü de olsa döndürebilen ekonomi döviz akışı kesilince sıkıntıya giriyor. ‘Yabancı paraya bağımlı değiliz, enerji fiyatları düşerse bağımlılığımız da azalır’ tezi çöktü. Çünkü hem petrol hemde emtia fiyatları tarihi düşüşler yaşıyor. Bu tablonun kendisine yaraması gereken Türkiye ise hâlâ en yüksek cari açık veren ülkelerden biri.
Tüm veriler gösteriyor ki Türkiye’nin üretimi, ihracatı, sanayisi sağlam temellere dayanmıyor. Ve Türkiye uluslararası ekonomik gelişmelerden çok fazla etkilenecek, kırılgan, işsizliği ve yoksullaşmayı engellemeyen bir ülke!

FATURAYI VATANDAŞ ÖDEYECEK

Döviz kurlarındaki yükseliş enflasyondan ücretlere, üretimden borca vatandaşa çok yönlü fatura getirecek. 

ZAM KAÇINILMAZ!

Dolar kurundaki yüzde 10’luk artış, enflasyonu 1.5 puan kadar yükseltiyor. Türkiye, üretiminde yüksek oranda ithal girdi kullanılıyor. Dolar kuru yükseldikçe doğal gazdan  giyime, gıda ürünlerinden kırtasiye malzemelerine ithal ettiğimiz herşeyin maliyeti artıyor.
TV ve cep telefonu elektronik eşyalar bir yana buğday, süt, ayçiçeği yağı üretiminde kullandığıamız girdiler ithalata bağımlı. Döviz fiyatı artınca hayat daha pahalı hale geliyor, tencere daha pahalı kaynıyor.

BORÇ BÜYÜYOR

Devlet, özel sektör ve bankaların toplam dış borcu 400 milyar dolar. Dolardaki her 1 kuruşluk artış, Türkiye’nin toplam dış borç yükünü TL karşılığı olarak 4 milyar lira büyütüyor. Dolar 1 kuruş artınca, özel sektörün borç yükü ise 2.8 milyar artıyor.
7 Haziran’dan bugüne dolar, TL karşısında 30 kuruş (2.66’dan 2.96’ya çıktı) değer kazandı.  77 milyon 700 bin vatandaşın borcu sadece 7 Haziran’dan bugüne 116.4 milyar TL arttı. Kişi başına borç ise 1500 TL arttı.

ÜCRETLER DÜŞER

Şirketlerin ve bankaların borcu yılbaşından bu yana TL cinsinden 30 milyar lira arttı. Hem borcu hem girdi maliyetleri artan şirketler bunu çalışanlarına fatura edecek. Dolayısıyla ücretler düşük tutulacak, ücretlere zam yapılmayacak.

İŞSİZLİK YÜKSELİR

Sarsılan ekonomide işlerinin durumu sarsılan patronlar bunu çalışanlarına yansıtıyor ve ücretleri artırmamanın yanında işten çıkarmalar başlıyor. Şimdi, ciddi döviz cinsinden borcu olan firmalar yatırımları düşürüp işçi çıkarmanın hesabını yapıyor.

FAKİRLEŞİYORUZ

Dolar yılbaşına göre yüzde 25 değer kazandı. İşçi, emekli, köylü ve memurların cebindeki para döviz cinsinden eridi. Kişi başına milli gelir 400 dolar geriledi. Lakin fakirleşen hepimiz değiliz. Varlıklı kesimler dolar fiyatındaki artışın kaymağını yedi. Emekçi kesimler ise fakirleşti.

ÖNCEKİ HABER

Kamu emekçisine sefalet dayatması

SONRAKİ HABER

Sesimizi duyun, bu savaşa karşı çıkın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa