14 Ağustos 2015 11:57

Teklifi verdiler konfederasyonları dinlemeden tüydüler!

Paylaş

Çalışma Bakanı Faruk Çelik, toplusözleşme görüşmelerinin üçüncü oturumda kamu emekçilerine 2016 yılı için yüzde 4+4, 2017 için yüzde 3+3 zam dayattı. Geçtiğimiz günlerde basına kapalı olarak Başbakan Davutoğlu ile görüşme yapan Bakan ve Memur-Sen heyeti, teklifin açıklanmasının ardından diğer konfederasyonları bile dinlemeden masayı terk etti.

2 milyonu aşkın kamu emekçisinin 2016-2017 yıllarındaki sosyal ve mali haklarını belirleyecek olan toplusözleşmesi için yapılan görüşmede ipler koptu. 3 Ağustos’ta başlayan görüşmeler boyunca konfederasyonlar hem genel, hem de hizmet kollarına ilişkin taleplerini bakana sunmuşlardı. Yapılan son görüşmede Kamu İşveren Heyeti adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, zam teklifini açıkladı.

Bakan Çelik beklenildiği gibi kamu emekçilerine 2016 yılı için yüzde 4+4, 2017 yılı için ise yüzde 3+3 zam ve zammın enflasyonun altında kalması halinde farkın karşılanmasını teklif etti. Bunun üzerine Memur-Sen heyeti bu teklifin revize edileceğini düşündüklerini ve kendilerinin de değerlendireceklerini söyledi ve “Bizim Cuma namazına gitmemiz gerek” diyerek aniden salondan ayrıldı. Bakan Çelik de KESK ve Kamu-Sen’in görüşlerini dinlemeden Memur-Sen heyetiyle birlikte salonu terk etti. Saat 11.00’de başlayan görüşme 30 dakika gibi kısa bir sürede sonlandırıldı.

SÖZ HAKLARI GASBEDİLDİ

KESK ve Kamu-Sen yöneticileri salondan ayrılmayarak söz haklarının gasbedilmesine tepki gösterdi. Kendilerinin dinlenmeden Bakanın masadan ayrılmasının kamu emekçilerine hakaret olduğunu söyleyen KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, “Kamu emekçilerinin hakları Memur-Sen tarafından hükümete peşkeş çekilmiştir. Bakan bizim konuşma hakkımızı da gasbederek kaçıp gitmiştir” dedi. Enflasyon altında kalan yüzdelik zammı istemediklerini belirten Özgen, önceki toplusözleşmeden kaynaklanan kayıpların toplantı gündemi dahi edilmediğini ifade etti. Özgen, mevcut hükümetin geçici olduğunu ve bu nedenle toplusözleşme imzalamasına yetkisi olmadığını dile getirdi.

MEMUR-SEN: YETKİ VE SÖZ BİZ DE

Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da bakanın basın önünde yaptığı teklifin yüksek olmasını beklediklerini söyledi. “Bakan basının önünde de yine yapacağını yaptı” diyen Koncuk, kendilerinin dinlenmeden Bakanın masadan ayrılmasını yakıştıramadıklarını ifade etti.

Memur-Sen Genel Başkanı ise bir tepki olarak masadan ayrıldıklarını savundu. Tekliflerin revize edilmesi için masadan kalktıklarını belirten Yalçın, diğer konfederasyonları kast ederek “Onlar kaldı. Yetki ve söz bizde” dedi. Yalçın Kamu-Sen ve KESK’in salondan ayrılmayarak açıklama yapmalarını ise “Kamu-Sen ve KESK anlaşmalı gibi masaya çakılı kalmıştır” dedi.

TEKLİF VAR, MÜZAKERE YOKMUŞ

Görüşmenin bu şekilde sonlandırılmasının ardından gelen tepkiler üzerine Bakan Çelik, açıklamalarını Twitter’da yineledi. Çelik, “Tekliflerimiz arasında kamu görevlilerinin; 15 Ocak 2005 tarihinden sonra göreve başlayanların 1 üst dereceye yükseltilmesi, 2014 ve 2015 yıllarını kapsayan 2. dönem toplusözleşmede yer alan kamu görevlilerinin geneline yönelik hakların korunması, teklif edilen zammın enflasyonun altında kalması halinde, aradaki farkın ödenmesi, hizmet kollarına ilişkin olarak da 85 adet kazanımın genel olarak korunması yer aldı. Bugünkü gündem kamu işveren heyeti olarak teklifin sunulmasıydı. Gündemimizde müzakere yoktu. Bu anlamda masanın terk edilmesi gibi bir durumu kesinlikle söz konusu değildir. Kaldı ki heyetler bugünden itibaren 22 Ağustosa kadar çalışmalarını sürdürecektir” dedi.  Bakan Çelik ve Memur-Sen heyeti geçtiğimiz günlerde Başbakan Davutoğlu ile basına kapalı bir buluşmada bir araya gelmişlerdi. Toplusözleşmede bir sonraki oturumun önümüzdeki Pazartesi günü yapılması bekleniyor.

SAVAŞ POLİTİKALARINDAN BAĞIMSIZ DEĞİL

Doç. Dr. Nilgün Ongan: “Hakikaten acayip bir durum var. Aslında geçici bir hükümet var. Ama yürütülen operasyonlardan, uygulanan savaş politikalarına ve memlekette en toplumsal sorunlara kadar bu hükümet kararlar almaya devam ediyor. Milletvekili bile olmayan bir Çalışma Bakanı aileleriyle birlikte milyonlarca insanı ilgilendiren ücret pazarlığı yapıyor. Bu yanıyla sorgulanmaya açık. Verilen tekliflerin emekçilerin emeğinin karşılığı olmaması savaş politikalarından bağımsız değil. Toplumsal duyarlılığın başka yöne kanalize edilmesiyle birlikte diğer çok daha reel sorun gözlerden kaçırılıyor, işçi ve emekçilerin aleyhine kararlar alınıyor. Aynı şey iş güvenliği için de geçerli. 16 bin iş cinayetin seyirci kalmış hükümet bu kadar hengamede sorun yokmuş gibi daha önce madenler için aldığı iş güvenliği uygulamasını erteledi. Bu uygulamanın yasası 301 madencinin can verdiği Soma katliamı sonrası artan toplumsal duyarlılıkla çıkarılmıştı. Ama geri alındı. Savaş politikaları işçi ve emekçilerin aleyhine olması sadece ölecek olan evlatların emekçilerin evlatları olmasıyla sınırlı değil. Geride kalanlar için de daha pervasızca sömürü koşullarının işletileceği bir ortam hazırlanıyor. Patronların savaş politikalarına destek vermesi de bundan bağımsız değil.” (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Adanur Yemekçilik'te patrondan ‘İşbaşı yapmıyorlar’ oyunu

SONRAKİ HABER

Kadınlardan Memur Sen'e tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...