06 Ağustos 2015 00:39

Alive Open Air başlıyor: Sefer-i rock

6-9 Ağustos tarihleri arasında ilk kez Seferihisar’da gerçekleşecek Alive Open Air Festival doğa ve müziği buluşturan içeriğiyle tatil algısını değiştirmeyi, bireysel eğlencenin yerine kalabalıklarla bir arada yaşama kültürünü üst noktaya taşımayı hedefliyor.

Paylaş

Sevda AYDIN
İstanbul

Türkiye’nin ilk “Sakin Kenti” adıyla ün salan Seferihisar, 6-9 Ağustos tarihleri arasında ilk kez gerçekleşecek Alive Open Air Festival'e ev sahipliği yapacak. MFÖ, Moğollar, Anathema, Kesmeşeker, Brooklyn Funk Essentials, BaBa ZuLa, Anima, Mavisakal ve Mor ve Ötesi gibi birçok önemli rock grubunun sahne alacağı festival, doğa ve müziği buluşturan içeriğiyle tatil algısını değiştirmeyi, bireysel eğlencenin yerine kalabalıklarla bir arada yaşama kültürünü üst noktaya taşımayı hedefliyor. Festivalin organizasyonundan sorumlu Nomad Entertainment Genel Müdürü Deniz Kahya, dört gün sürecek festivalin denize sıfır ve doğal yapısı bozulmamış bir yörede gerçekleşecek olmasının Alive Open Air’ı ayrıcalıklı kıldığını söylüyor ve ekliyor “kriterimiz, çok satmak değil, sıkı ve iyi müzik sunmak”.

Bugün Türkiye’nin pek çok yerinde doğa ve gençlik festivali başlıyor. Yaz tatillerinin hatta belki turizmin değişim gösterdiği bir doku var festivallerde. Siz bunu nasıl değiştiriyorsunuz?
Tespitinizde haklısınız, festivaller tatil anlayışını değiştiriyor. 70-80’lerde deniz-kum-güneş vardı, 90’lardan sonra kültür turizmi yükseldi, 2000’lerle birlikte detayların önem kazandığı turizm alanları arttı – yeme içme turizmi gibi. Ancak dikkat edilirse bunların tümü, bireysel tüketime daha odaklı türler. Siz, birkaç arkadaşınız ya da ailenizle diğer insanlardan görece izole bir şekilde bir yerlere gidiyorsunuz. Turla gitseniz bile bu temel mantık değişmiyor. Festivaller ise daha geniş katılımlı olarak organize edilen, turistik faaliyeti toplumsal ilişkilerin daha derinlemesine şekillendirdiği etkinlikler. Bu, yeni bir buluştan ziyade, 80-90’ların birey-merkezli hayat görüşünün yerini toplumsallığın değer kazandığı bir algının almasının şekillendirdiği bir süreç. Alive Open Air bunu, en azından elimizden geldiğince, en üst noktaya taşıyan bir organizasyon. Çok abartılı bir tabir olmazsa, dört günlüğüne bir kasaba kuruluyor. Bir anda bu kadar yüksek sayıda insanın bir araya geldiği bir yerde bir kasaba kurmak da, katılan insanların bir arada yaşama duyarlılığının yüksek olmasıyla gerçek anlamına kavuşacak bir girişim. Özellikle kamp+kombine bilet sahiplerinin yani kampçıların 24 saati orada geçerken, festival etkinliklerinin sabahtan başlaması nedeniyle en az bir o kadar daha insan festival alanında olacak. Bu insanlar bir arada eğlenecek, yiyecek, oyunlar oynayacak, denize girecek, müzik dinleyecek… Bunu güzel bir şekilde deneyimleyebilmeleri için tepelerine bir “eğlence diktatoryası” kuramayacağımıza göre, bunu kendileri bir arada yaşamanın asgari koşullarını yaratarak yapacaklar. Alive Open Air’ın anlamı bu. Kısacası, bu değişikliği “biz” mi yapıyoruz, onu bilmiyoruz, ama binlerce insanın kendiliğinden bir arada güzel bir dört gün geçirmeleri için kurulan zemindir Alive Open Air. Şimdi olması gereken budur zaten.

SEFERİHİSAR HALKI HEVESLE BEKLİYOR FESTİVALİ

“Türkiye’nin ilk  Sakin Şehir Başkenti Seferihisar”da “Türkiye’nin en canlı festivali” olmaya aday bir organizasyon gerçekleşecek. Kentin bu anlamda festivalle kuracağı ilişkiye nasıl bakıyorsunuz?
Seferihisar’ın bu festival için çok heyecanlı olduğunu biliyoruz, gözlemliyoruz. Yalnızca bize büyük desteği olan belediye değil, halk da hevesle bekliyor festivali. Cittaslow sıfatı sadece “yavaş” olmayı değil, doğaya saygılı bir kent örgütlenmesini de işaret ediyor, malumunuz. Oradakiler de bizim bu kriterlere saygılı bir organizasyon olduğumuzun farkındalar. Alive Open Air’ın Seferihisar’da olmasının sebebi, yalnızca “alanın uygunluğu” değil; biz bu festivali Seferihisar’ı düşünerek organize etmeye kalkıştık, sağ olsunlar onlar da çok güzel tepki verdiler. Bizce festivalin Seferihisar’da olması Alive Open Air’a ayrıca anlam ve değer katıyor. Festivalimizin de Seferihisar’a değer katacağına inanıyoruz.

Festival, tam 60 dönümlük denize sıfır dev bir alanda 20 bin çadırlık konaklama kapasitesi ve 100 bin kişilik konser alanına sahip. Bu ölçekte düzenlenecek festivalden kültürel beklentileriniz neler?
Öncelikle devamlılık. Türkiye’de festivallerin en büyük sıkıntısı bir sürekliliğe sahip olmaması. Alive Open Air’ı organize eden ekip, BarışaRock’tan başlayıp Zeytinli ve Foça Rock Tatili festivalleriyle devam eden bir deneyime sahip. Biz de bu sıkıntının gerekçelerini çok iyi biliyoruz. Maliyetlerin yüksekliği ve bu işin iyi olması için yoğun çaba sarf edenler kadar, olmaması ya da zorla olması için çaba sarf edenlerin de bulunması, bu süreçleri zorlaştırıyor. Ayrıca bizde festivaller kendi başına bir anlam taşımaz sanki, muhakkak festivalden ayrı bir anlamı olmalı. Oysa festivaller, yani devamlılığı olan festivaller, insanlarda yaşadıkları yere dair güven duygusu uyandırır, bir arada yaşama kültürünü geliştirir, insanların birbirleriyle ve (bizimki gibi doğanın içindeki festivalleri göz önüne alırsak) doğayla ilişkisini zenginleştirir. Şöyle bir sahne hayal edelim: Bugün Alive Open Air’e gelen genç bir arkadaşımız, ileride anne-baba olsa ve onun çocuğu yıllar sonra “Anne, ben bu yıl Alive Open Air’a gideceğim” dese… Bu seneki katılımcımızın gözünün önüne 2015 yılında yapılan bu ilk Alive Open Air gelse ve şimdi de çocuğunun buna katılacağını öğrenip kendi hayat tecrübesini küçük bir tebessümle düşünse… Bizim olumlu anlamda kalıcılığa ihtiyacımız var. Hepimizin hayat tecrübesinde nirengi noktalarını oluşturacak ve kendimizin yaptığımızı bildiğimiz şeylere… Bunların okul, askerlik gibi kendi gücümüz dışında oluşturulmuş kurumlar değil, bizim yarattığımız yapılar olması lazım. Eğer becerebilirsek – tabii katılımcıların desteğiyle olacak bu – ilk ve esas beklentimiz bu.

KRİTERİMİZ, ÇOK SATMAK DEĞİL, SIKI VE İYİ MÜZİK SUNMAK

Yaz festivalleri, kamplar gençlik için çok önem arz ediyor, fiyatı, programı, konumu vb gibi pek çok detayla ince ince araştırıyorlar. Düzenlenen festivaller birbirlerine çok yakın içeriğe sahip.  Bu kadar festivalin arasından “Alive Open Air”ı neden tercih etmeliler?
Biraz önce anlattıklarımız bir sebep bizce. Ve tabii bilet fiyatlarının uygunluğu. Dört gün boyunca sürecek bu festivalin denize sıfır ve doğal yapısı bozulmamış bir yörede gerçekleşecek olması Alive Open Air’ı ayrıcalıklı kılıyor. Bunu ifade etmek tevazuya uygun düşmeyebilir ama biz samimiyetin de çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu festivali organize eden ekip, tıpkı kendi yemeyeceği yemeği konuğuna ikram etmeyen dürüst bir aşçı gibi, kendi dinlemediği müziği, çok satar, bilet yapar diye festivalin içine katmadı. Kriterimiz, çok satmak değil, sıkı ve iyi müzik sunmak oldu. Bu bakış açısından, UniAlive sahnemizi de üniversite müzik kulüplerinin kendi tercihlerine emanet ettik ve line up’a baktığımızda bundan da hiç pişman değiliz. Burada yer alacak müzisyen dostlarımıza “alternatif” muamelesi yapmayı doğru bulmadık, hepsi değerli müzisyenler, aralarında geleceğin büyük isimleri yatıyor belki ve en güzeli, bunu da kendileri seçtiler. Oyun alanları ayarladık, ama saha o kadar büyük ki, eminiz orada kendiliğinden çok güzel başka oyunlar çıkacak ve bunlar en güzel hatıraları oluşturacak. Alanda yiyecek içecek hizmeti verilecek, bunun temiz ve sağlıklı olması birinci kriterimiz. Ayrıca fiyatlarının da tıpkı bilet fiyatlarımız gibi uygun olmasını sağladık. Alive Open Air sadece güzel bir festival değil, güzel bir deneyim de olacak. Yetmez mi? Ama şu da var ki, genç dostlarımızın yalnızca bizi tercih etmeleri gibi bir amacımız yok. Evet, fazlaca festival var ve daha da çok olmalı. Tıpkı bizlerin Alive Open Air’ı umarız güzelce tamamladıktan sonra, diğer güzel festivallere katılacak olmamız gibi, dostlarımız da diğer festivallere de katılmalı.

SEFERİHİSAR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER: TEOS’TA OSCAR TÖRENİ DE YAPMAK İSTİYORUZ

Alive Open Air Seferihisar festivaline belediye olarak katkı sunuyorsunuz. Festivalin kente nasıl etkilerde bulunmasını umuyorsunuz?
Öncelikle ilk kez bir rock festivaline ev sahipliği yapacağımız için çok mutluyuz. Bu festivalin, Seferihisar’ın tanıtımına yapacağı katkının yanı sıra,  katılacak çok sayıda genci müzikle, dansla buluşturmasının ve onları Seferihisar’ın olağanüstü deniz ve doğasıyla  tanıştırmanın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu organizasyonu yapma talebi bize geldiğinde organizasyon komitesinin başındaki isim Deniz Kahya’yla görüşüp, Doğanbey Sakız Ağacı Mevkii’nde yaklaşık 70 dönümlük bir alanı festival için tahsis ettik. Festival alanının hazırlanmasında da destek vermeye çalışıyoruz. Umuyorum muhteşem bir dört güne ev sahipliği yapmış oluruz.
 
Belediyelerin özellikle yaz ayları kentlerini dünyaya duyuracak, turizmi canlandıracak organizasyonlarla işbirliği yapması gelenektir. Fakat son yıllarda özellikle turizm politikalarına da bağlı olarak doğa ve kültür mirası olan bölgelerde yapılan oteller, barajlar vb. bu tür çalışmaları zorlayan unsurlar oldu. Bugün özellikle Akdeniz’de görülen turist sayısındaki düşüş de bunun da etkisi olduğu söylenebilir. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu noktada kendi adıma şunları söyleyebilirim. Biz göreve geldiğimiz 2009 yılından beri kentimizin adını duyuracak çalışmalara imza atıyoruz. Seferihisar’ın tarihiyle, doğasıyla, deniziyle Dünyanın  en güzel coğrafyalarından biri olduğunu düşünüyoruz. İlk icraatımız Seferihisar’ı dünya Cittaslow (sakin şehir) birliğine sokmak oldu. Bu şekilde Türkiye’yi yeni bir turizm modeliyle tanıştırmış olduk. Tarihimize sahip çıkmak için 12 İyon Kenti’nden biri olan Teos Antik Kenti’nde kazı çalışmalarını başlattık. Tarihte ilk aktörler birliğinin kurulduğu şehir olan Teos’u gün yüzüne çıkartmaya başlayıp, klasik müzik dinletileri yapabilecek noktaya getirdik. Doğamıza karşı tehdit oluşturacak balık çiftlikleriyle mücadele ettik. Atalarımızdan bize kalan bu muhteşem doğanın katledilmesinin önünde dimdik durduk. Bizim hedefimiz, tarihte ilk Aktörler Birliği’nin kurulduğu topraklar olan Teos’ta bir gün Oscar törenine ev sahipliği yapmak. Bu nedenle sanatla, sanatçıyla her zaman birlikteyiz ve birlikte olacağız. Biz turizm politikalarından çok başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanarak hedeflerimiz doğrultusunda çalışıyoruz. Şimdi Alive Open Air festivaline ev sahipliği yapacağız. Buradan tüm Türkiye’ye bu muhteşem dört güne katılmaları ve Seferihisar’ın güzellikleriyle tanışmaya davet ediyorum.

DÖRT GÜN SÜRECEK FESTİVALDE SAHNE ALAN İSİMLER ŞÖYLE:

6 Ağustos Perşembe
Anathema
Metalium
Pitch Black Process
Murder King
Nemrud
Soul Sacrifice
Kanca

7 Ağustos Cuma
Brooklyn Funk Essentials
BaBa ZuLa
Peyk
Entu
Reşat Öden
Mızıkçı Melodiler
Burcu Tatlıses

8 Ağustos Cumartesi
mor ve ötesi
Cem Adrian
Anima
Kesmeşeker
Yüzyüzeyken Konuşuruz
Adamlar
Barış Demirel

9 Ağustos Pazar
MFÖ
MaviSakal
Moğollar
She Past Away
Kül
Ehl-i Keyf
Nilüfer Açıkalın

DJ’ler
Çağlan Tekil
Murat Meriç
Naim Dilmener
Akif Burak Atlar

ÖNCEKİ HABER

DBP ilçe eş başkanı Cumhurbaşkanına hakaretten gözaltında

SONRAKİ HABER

Mülteci çocuklarla sinema atölyesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...