27 Temmuz 2015 00:55

‘Dayanışma Zehra’yı güçlendirecek’

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Selmane ERTEKİN
Ankara

7 yıl boyunca şiddetine maruz kaldığı eşi hakkında şikayetçi olup, boşanma davası açtığı eşi Gökhan Elber’in kezzaplı saldırına uğrayan Zehra Elber’in ikinci duruşması 31 temmuzda görülecek. Koruma kararına rağmen kızkardeşiyle birlite uğradığı kezzaplı saldırıya uğrayan Zehra Elber’in Ereğli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşması için kadın örgütleri  Ankara başta olmak üzere birçok ilden  kitlesel katılım çağrısı yaptı. Gazetemize konuşan kadın örgütlerinden temsilciler  Zehra ve Zehra gibi şiddete uğrayan tüm kadınların dayanışarak ve dayanışmaya duydukları güvenle ayağa kalkabileceğini söyledi.

‘ÖRGÜTLENME VE DAYANIŞMA ÇOK ÖNEMLİ’

Ankara Kadın Platformu adına konuşan Hatice Erbay, Zehra’nın sistematik olarak evliliği boyunca şiddet görmüş bir kadın olduğunu dile getirdi. Zehra’nın kendi imkanlarıyla çözüm aradığını, başvurularda bulunduğunu, koruma istediğini belirten  Erbay,  şimdi Zehra’nın bedeni ve ruhunun yaralarla dolu olduğunu söyledi. Erbay, “Daha önceki olaylar ve davalardan biliyoruz ki kadın dayanışması kadınları da, kadın yapılarını da birlikte güçlendiriyor. Ben Zehra’nın dava sürecinde beklenenin aksine kadınları yanında hissettiğinde bizimle olduğunda kendisini de iyi hissedeceğini bunun ona iyi geleceğini güçlendireceğini düşünüyorum. Bundan sonraki hayatını oluştururken de Zehra’ya kadın örgütleri, feministler gerekli tüm desteği verecektir, yalnız bırakmayacaktır” dedi. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusuna değinen Erbay, tek başına etkili olmasa da, çözüm aşamasında sığınma evlerinin kadınların güvende olabileceği yerler olarak önemli olduğunu dile getirdi. Sığınma evlerinin yapılanması ve işletilmesi anlayışının feminist bakış açısıyla oluşturulması gerektiğini dile getiren  Erbay, oraya sığınan kadınların ancak bu şekilde gerçek desteği bulabileceğini anlattı. Yargı süreçlerine de vurgu yapan Erbay, Zehra Erbey’in kocasının az ceza almanın yolu olarak kezzap atmayı seçtiğine dikkat çekerek şöyle devam etti: “Erkek şiddeti, cahillikle, sapıklıkla ilgili değil, erkeklikle ilgili olduğunu bu meselenin gerçekliği olarak kavramak durumundayız.  Hedef öldürmek, yok etmek aslında. Ortaya koyulan o sebepler ise sadece bahane. Fakat hukuk kendisini bu bahaneler üzerinden kuruyor ve kadının giydiğinden söylediğinden suç unsuru çıkarıyor, erkeğe haksız tahrik indirimi uyguluyor” dedi. Mahkemelerde feminist örgütlere, kadın örgütlerine müdahillik yolunun açılması gerektiğini vurgulayan Erbay, son söz olarak da,  şiddetin önlenmesinde en önemli noktalardan birinin kadınların  örgütlenmesi olduğuna söyledi.

‘FAİL EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALIDIR’

Kadın Dayanışma Derneği adına konuşan Nihan Damarlı da “Bu olayda evlilik hayatları boyunca sistematik olarak şiddet uygulayan bir erkek, şiddet ve tehditle bir yere başvurarak destek istemesinin engellendiği bir kadın var” diye konuştu. Damarlı, erkeğin öldürerek yok etmek yerine işkence etmeyi, kezzap dökerek yakmayı, yani kadının üzerinde yaşadıklarını daima hatırlatacak şekilde kalıcı iz bırakmayı seçtiğini belirterek, bu kadar vahşice şiddet uygulayan bir failin hiçbir indirim uygulanmadan hak ettiği en ağır cezayı alması gerektiğini ifade etti. Damarlı, “Yasaların olması gerektiği gibi uygulanmasını sağlayabilmek için kadın örgütleri davaları takip etmeye çalışıyor, ki bu çok emek ve zaman gerektiriyor. Devletinse öncelikli kadına yönelik şiddetle mücadele politikalarını, ilk imzacısı olmakla övündüğü İstanbul Sözleşmesi ışığında yeniden düzenlemesi gerekiyor” dedi.

HER MAHALLEDE KADIN DANIŞMA MERKEZİ

Mamak’ta yeni kurulan ve kadına yönelik her türlü şiddete karşı mücadeleyi önce semtlerde başlatan Kızkardeşim Kadın ve Dayanışma Derneği Başkanı Birgül Demirel  de, “Kadınların yalnız olmadıklarını hissettirmeli onların yanında olduklarını göstermeliyiz” dedi.

Kızkardeşim Kadın Dayanışma Derneği olarak davanın takipçisi olacaklarını ifade eden Demirel, suçluların en ağır şekilde cezalandırılması için her türlü desteği de göstereceklerini söyledi. Demirel şiddetin önlenmesi için her mahallede kadın danışma merkezlerinin, kadın sığınma evlerinin açılması gerektiğini ve “iyi hal” indirimlerinin kaldırılmasını istediklerini söyledi.

‘DEVLET GÖREVİNİ YAPMALI’

KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Sultan Saygılı Zehra Elber’in ailesinin ekonomik olarak zor durumda olduğunu, bunun için dayanışma çağrısı yaptıklarını dile getirdi. Devletin yapmadığı sosyal yardım ve hizmet görevini duyarlı insanların yaptığını dile getiren Saygılı, bu durumları yaşayan bütün kadınların tedavi süreçleriyle ilgili ikinci bir sıkıntıyı yaşamaması için sağlık, barınma gibi  giderlerini devletin üstlenmesi gerektiğini bildirdi. Saygılı, “Zaten devletin korumakla yükümlü olmasından kaynaklı görevini yeterince yapmadığı için bu kadınlar mağduriyet yaşıyor ve sonrasında da yaşamaya devam ediyor. Bu nedenle bu tür mağduriyet yaşayan kadınlara ve çocuklarına devlet gerekli desteği sunmalıdır. Ayrıca yetkililer şiddeti meşrulaştıran söylemlerde bulunanları cezalandırılacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır” dedi.

‘ATAERKİL YARGI BAKIŞI KARARLARA YANSIYOR’

Ankara Feminist Kolektif üyesi Pelin Kalkan, Türkiye’de yargı sisteminin ataerkil bakış açısının  davalara ve kararlara yansıdığını, özellikle kadına yönelik şiddet davalarında yargı ile failin dayanışma içinde olduğunu söyledi. Kadın hareketinin, feminist mücadelenin takip ettiği davalarda belirli bir ölçüde baskı unsuru oluşturabildiklerini belirten Kalkan, “Dolayısıyla Zehra’nın davasının takipçisi olmak oldukça önemli. Davanın görüleceği Konya’daki baro ile iletişim kurmak, oradaki özellikle kadın avukatları harekete geçirmek, dava sürecinde Zehra ve ailesiyle maddi manevi dayanışma göstermek gerekiyor” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Çaykur'da sendikal bürokrasi yenilecek

SONRAKİ HABER

Erdoğan'ın asıl hedefi Kürtler ve Esad

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...