25 Temmuz 2015 00:51

Birleşerek kazanmak için…

Paylaş

Ersoy ADIGÜZEL
SES İstanbul Tıp Fakültesi İşyeri Temsilcisi

Kamu emekçilerinin 2015 yılı toplusözleşme süreci bir yandan emekçilerin yıllık izinlerini kullandığı bir dönemde, bir yandan ise seçimden sonra AKP Hükümetinin tek başına hükümeti kuramadığı ve dolayısıyla hükümetsiz bir ortamda devam ediyor. Öte yanda ise Ortadoğuda yaşananlar, Kobanê’ye yönelik İŞİD saldırıları ve son olarak Suruç katliamı ve bunların Türkiye’ye yansımaları bir savaş politikası olarak karşımıza çıkmakta.
Kamu emekçilerinin ekonomik talepleri ve özellikle maaş zamları gündeme geldiğinde kaynak olmadığını söyleyen AKP Hükümeti, bir yandan da ülkeyi Ortadoğu’da bir savaşın içine itmeye kaynak bulabileceğini açıkça göstermektedir.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının (SES) aylardan beridir işyerlerinde yürütmüş olduğu toplu iş sözleşmesi taleplerinin belirlenmesi çalışmalarında büyük ölçüde ekonomik talepler ön plana çıkmakta, ek ödemelerin (her türlü güvencesiz ücretlerin) maaşlara eklenerek emekliliğe yansıtılması, fiili hizmet zammının verilmesi gibi talepler emekçilerce çok net biçimde ifade edilmiştir. Ancak bu taleplerin karşılanıp karşılanmamasının en kritik noktası ülkenin savaşa sokulup sokulmayacağıdır. Ya da başka bir deyişle emekçiden yana bir hükümet mi, bir savaş hükümeti mi? Elbette ki kamu emekçileri açısından toplusözleşme taleplerini karşılayabilecek, ekonomik kayıplarını giderebilecek ve insanca yaşayabileceği bir ortamı tesis edecek bir hükümet olmalı, savaş çığırtkanlığı yapan, ülkenin kaynaklarını savaşa, silaha ve ölümlere aktaran bir hükümet olmamalıdır.
İşte tam da bu noktada taleplerimizin karşılanabilmesi, içeride ve dışarıda savaşların olmaması, Suruç’ta olduğu gibi gencecik insanlarımızın ölmemesi için bir çok görevi de biz kamu emekçileri olarak üzerimize almalıyız.
Bu görevlerin en büyüğünün ise metal grevi ile başlayıp ülkenin bir çok yerinde lokal de olsa devam eden işçilerin grevleri ile dayanışabilmek, bulunduğumuz işyerlerinde onların taleplerini anlatarak kendi taleplerimiz ve savaşa karşı barış, savaşa değil emekçiye bütçe talepleri ile birleştirerek mücadeleyi yükseltmek olduğunu görmek gerekir.
Mücadeleyi yükseltmek ise işyerlerinden başlayan ve aslında işyerlerindeki sorunların ülkede yaşanan her türlü sorundan bağımsız olmadığını anlatmaya ve bunun bağını kurmaya yönelik bir faaliyet içerisinde olmamızla ilintilidir.
Birleşerek kazanacağımız günler dileğiyle…

ÖNCEKİ HABER

Mevsimlik işçi, ailesinin filmini çekti: Daha fazla tarım işçisi katliama uğramasın

SONRAKİ HABER

Yine de oynar mısın benimle?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...