18 Temmuz 2015 00:57

Renault işçisinden direniş notları

Paylaş

Renault İşçisi
Bursa

Bugünlere gelinen süreç uzun yıllar boyunca Türk Metal’in (TM) işçi üzerinde yapmış olduğu baskılar sonucu ortaya çıktı. Senelerdir yapılan sözleşmeler hep “yüzyılın sözleşmesi” olarak nitelendirildi. İşçi Renault fabrikasının çalışma koşullarının ağır olduğunu ve diğer fabrikalar ile aynı zam almayı istemiyordu. TM ise TİS olduğunu ve fabrikaya özel bir sözleşme olamayacağını her seferinde söylüyordu ve insanları susturuyordu. Bu sözleşmeler yapılmadan önce fabrika içinde yapılacak sözleşme için hep pozitif bir hava yaratılarak çok iyi kazanımlar alınacak havası yaratılıyordu.

Tabii ki işçiler eski tecrübelerine dayanarak yine hayal kırıklığı olacağını biliyor ama işten atılma korkusu ile kimse sesini çıkaramıyor, çıkaranlar ya işten atılıyor ya yerleri değiştiriliyor ya da fabrika içinde sendika yanlıları tarafından kargaşaya getirilerek sorulan sorular  saptırılıyordu. Bu süreç fabrikaya yeni alınan yeni işçi arkadaşlarımız ile biraz değişmeye başlamıştı. Çünkü yeni giren işçinin işten çıkmaktan korkusu yoktu. Zaten çalışma şartları ağırdı. Bu yeni arkadaşlar ile 3 - 4 sene fabrikada çalışan işçiler 2012 de fabrikada TM’ye karşı bir eylem yaptılar. 4-12 Vardiyası B ekibi tüm fabrikayı durdurup fabrika içinde yürüyüş gerçekleştirdi. Ama zamanlama hatası vardı. Duruş 4 saat sürdü. 12-8 çalışacak arkadaşları fabrika yönetimi getirmedi olay büyümemesi için ve olay o gece sonlandırıldı. Ertesi gün ve sonraki günler 32 arkadaşımız işten atıldı. Bu isimleri insan kaynaklarına veren yine TM oldu.

İŞTEN ATMAYLA İŞ BİTMEDİ

Kendine muhalif insanları fabrikadan uzaklaştırdığını düşündü ama içerideki kin daha da arttı. Herkes bir fırsat bekliyordu. 2014 sözleşmesi öncesi bize gelip 3 yıl sözleşme istiyorlar biz bunu kabul etmiyoruz ama yine de “size soralım” demek için sordular ve hayır cevabı almalarına rağmen hele ki kırmızı çizgimizdir diye bahsettikleri 3 yıllık sözleşmeye imza attılar. Hem de bunu 300 liralık hediye çekine karşılık yaptılar ve sanki çok büyük bir kazanımmış gibi ballandıra ballandıra anlattılar. İşçideki kin daha da arttı.
Günler böyle geçerken Bosch kendine has çok iyi bir sözleşmeye imza atınca, Renault’da film koptu. Artık herkesin sesi çıkıyor temsilciler soru yağmuruna tutuluyordu. Ve bu sorularla karışık kendilerine tansiyonun yüksek olduğu ve sözleşmenin tekrar görüşülmesi söylenmesine rağmen her hangi bir şey yapılamayacağını söylediler. İşçi soruları ile sonucu kendilerine bas bas bağırdı aslında ama onlar nasılsa yine 2012 gibi olacağını düşündüler. Ama işçi gözünü açmıştı. Çalışma koşulları 2012’den daha ağır olmuş neredeyse artık tuvalete gitmek dert olmuştu. 2012 olayından ders alan işçi artık bu asalak sendikadan kurtulmak istiyordu. İlk olarak kent meydanı buluşması yapılarak Bursa’da ki fabrikaların birlik olup olmadığı test edildi. Bu sırada fabrika çıkış saatlerinde TM protesto ediliyordu.

DİRENİŞ BÖYLE BAŞLADI

Sonrasında Renault işçisi buradan cesaret alarak toplu istifa süreci başlattı. C ekibi 12-8 Vardiyası çıkışında BTSO Camii önünde toplu istifa etmek için fabrikadan ayrıldı. İstifa başlamadan TM’nin adamlarının saldırısına uğradı ve istifa yapılamadı. Sonra yayılan haber ile herkesin bireysel istifa edeceği söylendi. Ve istifalar fabrika içinde başladı. E-devlet kullanılarak herkes istifa ediyor edemeyen arkadaşlarına yardım ediyordu. Aynı akşam gece vardiyası girişinde C ekibinden, sabah camii önündeki istifa sürecine katılan iki arkadaşımızın kartı okumayınca C ekibi fabrikaya giriş yapmadı içeride bulunan B ekibi de bu eyleme katılıp dışarıya çıkmadı. 4 saatlik duruş ardından fabrika yöneticilerinin vermiş olduğu sözler doğrultusunda 15 günlük bekleme süreci başladı. Bu süreç zarfında TM başkanı TV’ye çıkarak kendince kendini savunmaya çalışsa da insanlar buna inanmadı. 15 günlük süreç dolmadan fabrika yönetimi bir açıklama yaparak TİS olduğunu ve parasal iyileştirme olmayacağının altını çizdi. Tabii ki yönetimin bize aktardığı yazının TM ve MESS tarafından yazıldığı belliydi.

Kendisini aldatılmış hisseden işçi tek çarenin üretimi durdurmak olduğuna karar vererek ve bu sefer 2012 hatasına düşmemek için aynı akşam C ekibi dışarı çıkmadı gelen A ekibi de içeri girmeyince büyük direniş başlamış oldu. Sabah B ekibi de direnişe katılarak mücadelede yerini aldı. 13 günlük duruş boyunca kendi güvenlik önlemlerimizi aldık. Giriş çıkışlar kontrol edildi. Tüm kontrol bizim elimizde idi. Bu duruş boyunca görüşmeler yapıldı. Tehditler aldık, fabrika yönetiminden tutun EUROASİA CEO’suna kadar hemen hemen her şekilde tehdit ediliyorduk. Bu arada fabrika yönetimi işçisi direniş göstermesine rağmen içerideki bazı idari bina çalışanlarının ısrarı üzerine dışarıda bulunan bizlere ve içerideki arkadaşlarımıza su, çay ve kumanya temin etti. Biliyordu ki direnişte bulunan işçilerden olaylar bittiği zaman tekrar üretim bekleyecekti.

Bizim bu direnişte 3 kırmızı çizgimiz vardı.

1. Bu olaylar yüzünden kisme işinden olmayacak

2. TM fabrikadan tasfiye edilecek

3. Ücret iyileştirmesi Bosch fabrikası seviyesine çekilecek.

BÜYÜK DERSLER ÇIKARDIK

Pazarlıklar devam ederken psikolojik baskılar da başlamış oldu. Gerek SMS mesajları gerek polis gerekse belirli bir zaman sonra yiyecek ve içecek yardımı kesilmesi. Ama işçi kararlıydı ya fabrika istediğimizi verecekti ya da fabrika kapanacaktı. İş artık gurur meselesine dönmüştü. Bu süreçte medya bize ilgi göstermiyor kısa süreceği düşünülüyordu. Ama bizim ile birlikte direniş dalga dalga büyüyor medyada yavaş yavaş ilgi gösterse de yerel TV kanalının yalan haber yapması üzerine direniş alanına hiç bir basın yayın mensubu alınmıyordu. Bu sanki onları cezalandırmak için yapılıyordu. Bu direnişe hiç bir siyasi partinin de katılmasına izin verilmedi. Çünkü biz kendi ekmeğimizin peşinde idik ne reklam ne de başka bir hadise içinde idik bu durum, içeride bölünmeler yaratır kaygısı vardı.

Günler geçtikçe içerideki 1200 kişilik grup yavaş yavaş azalmaya başladı. Çünkü içeride exstra psikolojik bir baskı vardı. Dışarı çıkamamanın baskısı bir yandan aileleri ile rahat görüşemeyen arkadaşlarımız oldu. Diğer fabrikalardan destek için gelen arkadaşlar vardı biz de diğer fabrikalara gidiyorduk. Ama diğer fabrikalar bizim gibi dayanamadı. Patronlar bizi hedef göstererek, “Siz çalışın Renault ne alırsa bizde size onu vereceğiz” diye insanları kandırdılar. Dışarıda fazla kişi değildik. 500 kişilik bir grup olsak da birçoğu diğer ekipten kişilerdi. Biz de yasal sorun çıkmaması için içeri girmek zorunda kaldık. Ve direniş son bulmuştu. Hem fabrika hem de işçi bu direnişten büyük dersler çıkardı.

İşçiler tek yürek olduğu zaman önünde hiç kimsenin duramayacağını, işçinin işçiden başka dostu olmadığını, haksızlıklara karşı sessiz kalınmayacağının ve birlik olduğu zaman kazanımın olacağının farkına vardı. Yönetim ise böyle bir olay karşısında ne kadar aciz olduğunu anladı. Her şeyin kağıt üstünde olduğu gibi olmadığını öğrendi. İnsanlara baskı yaparak bir sonuca ulaşamayacağının farkına vardı.

Direniş süreci sonucunda işten çıkarma yaşanmadı. Fabrika yönetimi kendi inisiyatifinde MESS’in teklifi üzerine yıl sonu primi vererek insanların yüzünü güldürdü. Kimileri zamdan memnun olmasa da TM’den kurtulmanın mutluluğunu yaşıyor. Bu en büyük kazanım oldu bizim için.

BİRLEŞİK METAL-İŞ’İ DÜŞÜNEN İŞÇİ SAYISI FAZLA

TM’ye geri dönüş olmayacağı için, artık işçi kendini temsil edecek ve sözleşme döneminde kendi çıkarına kullanabileceği bir sendikası olması gerektiğinin farkında. Bu yüzden mevcut sendikalar yerine kendi sendikasını kurmak istese de bu kolay bir süreç değil. Bu kadar mafyavari sendikalar içerisinde bu işi yapmak kolay değil ama kendisi sendika kurduğu zaman emekçi güvenilir bir sendika kuracağının farkında. Kimi işçi yeni bir sendika için olumlu bakarken kimisi de karşıt güçlü bir sendika seçeneğine yöneliyor. Şu an için fabrika içinde daha çok dillendirilen sendika Birleşik Metal-İş Sendikası. Yeni kurulan sendika ilk başta mantıklı gelirken, direnişte bizi yarı yolda bırakan fabrikaların bazılarının daha istifa oranı düşük iken yeni bir sendikaya geçmeleri ve çoğunluğu oluşturmaları zor görünüyor. Diğer yandan Birleşik Metal-İş’i düşünen işçi sayısı fazla. Hangisi bize mantıklı geliyorsa o sendikayı seçmeliyiz. Tabii bu sendikalar içerisinde Türk Metal listeye bile giremez. Saat ücretini ikiye katlayacağını vadetse bile. Çünkü bizim vaatlere karnımız tok. Bizi unut TM, çünkü biz seni unuttuk.

ÖNCEKİ HABER

İZENERJİ’de TİS sürecini işçiler belirledi

SONRAKİ HABER

BYUAŞ işçilerinden Nihat Yurdakul’a sorular

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...