08 Temmuz 2015 00:56

Faili meçhul mü bırakılmak isteniyor?

Esenyurt'ta Kobanê eylemlerine yapılan ırkçı saldırıda silahla vurularak yaşamını yitiren Emek Gençliği Üyesi Mert Değirmenci’nin soruşturmasında 8 ay geçmesine rağmen hiçbir adım atılmadı. Avukat Devrim Avcı, ‘Değirmenci’nin ölümü faili meçhul bırakılmak mı isteniyor?’ diye tepki gösterdi.

Paylaş

Eda YILDIRIM
İstanbul

Esenyurt’ta Kobane eylemlerine yönelik ırkçı saldırıda çenesine isabet eden kurşunla yaşamını yitiren Emek Gençliği üyesi Mert Değirmenci’nin soruşturmasında, ölümünün üzerinden 9 ay geçmesine rağmen hiçbir ilerleme kaydedilemedi.

Savcılık ailenin gösterdiği tanıklar dışında hiçbir görgü tanığının ifadesini almadı. Olaya ilişkin emniyetten “görüntü yok” dendi. Yine Değirmenci’ye saatlerce tıbbi müdahalede bulunmayan 2 hastanenin yöneticileri ve görevlilerinin ifadesi de alınmadı. Değirmenci ailesinin avukatı Devrim Avcı, soruşturmada bir arpa boyu yol alınmadığını, bu durumun da Mert Değirmenci’nin ölümünün faili meçhul bırakılmak istendiği şüphesini doğurduğunu söyledi.

7 Ekim 2014 tarihindeki  Esenyurt’ta gerçekleşen Kobanê eylemine ırkçı bir grup saldırmış, Özel Esencan Hastanesinin önündeki sokakta bulunan Mert Değirmenci silahlı grubun açtığı ateş sonucu çenesinden vurulmuştu. Değirmenci, olayın yaşandığı sokakta bulunan Özel Esencan Hastanesine kaldırılmış ancak “görevli olmadığı” iddiasıyla müdahale edilmemişti. Bunun üzerine Elitium Tıp Merkezine götürülen Değirmenci’ye  burada da bir saat boyunca tıbbi müdahalede bulunulmamıştı. Bilincini kaybeden Değirmenci, önce Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine, ardından da Çapa Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilmiş ancak 11 ekim 2014 tarihinde yaşamını yitirmişti.

GÖRÜNTÜ YOK, SİLAH TESPİTİ YOK

Kasım ayında hem tedavi yapmayan hastanelerle ilgili hem de Mert’in öldürülmesine ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını anlatan ailenin avukatı Devrim Avcı, “Bugüne kadar her iki dosyada da herhangi bir gelişme kaydedilmiş değil. Mert’in ölümüne ilişkin ana soruşturmada etrafta ‘kameralar kırıldığı için görüntü kaydı yapılamamıştır’ şeklinde emniyetten bir yazı geldi. Ancak soruşturmayı yürüten savcı gelen yazıyı kabullenme dışında herhangi bir araştırma veya ‘şuradan da bir kamera kaydımız olabilir’ şeklinde bir çalışma yürütmedi dosyada. ‘Yani görüntü yoktu madem yoksa yoktur’ şeklinde bir kabullenme olmuş dosyada” diye konuştu.

İVEDİ AMA 4 AY GEÇTİ

Mert Değirmenci’yi öldüren kurşunun emniyet incelemesinde pompalı tüfekten ateş açıldığı ve kurşunun yerden sektiğinin yer aldığını anlatan Avcı, Mert’in babasıyla emniyete gittiğimizde emniyet yetkilileri ateşli silahın tespit edilmesinin mümkün olmadığını söylediler. Gerekçe ise, ‘Ruhsatsız silah. Pompalı tüfek herhangi bir kişide bulunabilir. Ve o esnada ayaklanma vari olaylar olduğu için kimin ateş açtığı meçhul’ oldu.  Savcının en son 31 Mart 2015 tarihinde Esenyurt İlçe Emniyetine, hakkında soruşturma başlatılan Özel Esencan Hastanesi ve Elitium Tıp Merkezi görevlilerinin ifadesinin alınması için başında “ivedi” notu bulunan bir yazı yazdığını anlatan Avcı, “Bu yazının üzerinden dört ay geçti ancak hala ifadeler de alınmadı” dedi.

GÖRGÜ TANIKLARI ARAŞTIRILMADI

Dosyada 8 ay geçmesine rağmen kendilerinin götürdüğü tanıkların dışında hiçbir görgü tanığının ifadesinin de alınmadığına dikkat çeken Avcı, “Olayı gören, tanıyan bilen var mı? Bununla ilgili bir soruşturma yapılmış değil. Keza, Mert’i tedavi etmeyen hastane yetkililerinden ifadesi alınan henüz kimse yok. Bu hastanenin tedaviye ilişkin, ambulans giriş çıkışlarına ilişkin, hastanenin sorumlularının kim olduğuna ilişkin hiçbir araştırma yapılmamış. Ve bununla ilgili hiçbir evrak dosyaya sokulmamıştır” diye ekledi. Avcı, dosyanın gidişatının faili meçhul olma yolunda ilerlediğine dikkat çekti.

AİLE İÇİN İKİNCİ YIKIM

Değirmenci ailesinin Mert’i kaybetmelerinin ardından ciddi bir yıkım yaşadıklarını ifade eden Avcı, “Özellikle annesi, babası ve küçük kardeşleri bu olaydan son derece etkilendiler. İstanbul’a geleli bir yılı anca dolmuş bir aile, büyük şehire alışmanın zorluğunu da yaşarken  bir de böyle bir olayda gencecik evlatlarını kaybediyorlar. Bu yıkımın yanına bu ölümün sebebinin ve failinin araştırılmıyor olması, aylar geçmesine rağmen ‘Nasıl bir ilerleme var dosyada’ diye sorduklarında sürekli olarak ‘Henüz yeni bir şey yok’ cevabını aldıklarında onlar açısından daha da büyük bir yıkım oluyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Trakya Döküm işçisi direnişten öğreniyor

SONRAKİ HABER

Hep yanımızdaydınız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...