06 Temmuz 2015 00:52

Kimse Suriyelilerin diğer yüzünü bilmiyor

Paylaş

Ercüment AKDENİZ
Ezgi GÖRGÜ
İstanbul

Savaştan sonra Suriye’den Türkiye’ye göç edenlerle ilgili pek çok haber, analiz ve istatistik yayınlandı. Bu yazılanlar okura, Türkiyelilere genelde savaş mağduru yoksul mültecileri, sokaklarda yaşayan açlık içindeki göç eden insanları gösterdi. Suriye’den gelen entelektüel çevrenin burada ne yaptığıyla ilgili haber neredeyse yok denecek kadar az. Savaştan kaçıp bilmedikleri bir ülkeye yerleşmek zorunda olan Suriyelilerin arasında yer alan entelektüellerin ve sanatçıların da yaşadığı en önemli sıkıntı dil. Orada şarkılar söyleyen, kitaplar yazan, okuyan, resim yapan, araştıran her Suriyeli burada çok büyük bir dil sorunu yaşıyor. Bunlardan biri de Samer el Kadri. Samer el Kadri, grafik ve resim sanatçısı. 2005-2011 yılları arasında Suriye’deki bir çocuk kanalında genel yayın yönetmenliği yapmış. Kadri, Arap yayın dünyasında çocuk kitaplarında ilk beşin içinde olan bir de basımevine sahip. 170 adet kitap çıkartmış şimdiye kadar. Basımevi 2-3 ay sonra yetişkinler için de kitap basacak. Samer el Kadri ve öğretmenlik yapan eşi, Ayvansaray’da Kariye Müzesi’nin yanında üç katlı Pages adını taşıyan bir kitabevi açtılar. İlk katı kafeterya. İkinci katı Arapça ve Türkçe kitapların olduğu kitaplıklar. Kitabevindeki kitapları ücretsiz olarak orada okuyabilirsiniz ya da cüzi bir ücret karşılığında kiralayabilirsiniz. Üçüncü kat tamamen çocuklara ayrılmış atölye çalışmaları için. Bahreynli sanatçı Zakiya Zada gibi Arap coğrafyasından gelen ressamlar ile çocuklar burada resim çalışmaları yapıyor. 

Samer el Kadri ile Suriye’den Türkiye’ye uzanan yolculuğunu ve Türkiye’ye dair gözlemlerini konuştuk.

Ne zaman Suriye’den ayrıldınız?
Üç yıl önce Suriye’den ayrıldım. Önce Ürdün’e gittim. Ürdün’de 14 ay kaldım. Sonra Türkiye’ye geldim. 

Suriye’de yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim için Suriye’de yaşananlar bir iç savaş değil, bir devrimdir. Şimdi ise buna savaş diyebiliriz. Çünkü Bütün dünya işin içine girdi ve artık tüm güçler  Suriye’de savaşıyor. İlk bir buçuk yıldan sonra, insanlar Esad zulmüne karşı kendilerini savunmaya karar verdi ve silah taşımaya başladı. Her gün öldürülürken, sonsuza kadar savunma durumunda olamazsınız. Suriye’de bugün üç temel güç var: Esad rejimi, IŞİD, ÖSO ve diğer İslamcılar. ÖSO ile diğer İslamcı güçler hem IŞİD’e hem de rejime karşı savaşıyor.

Peki ya Kürtler?
Kürtler de var tabii ama şimdilik ÖSO ile Kürtler birlikte savaşmıyor. İleride belki olabilir. 

Suriye’deki devrim kimin devrimi o zaman? ÖSO’nun mu yoksa radikal İslamcıların mı?
Evet ÖSO’nun devrimi, sevmesem de radikal İslamcıların devrimi. Suriye’de farklı renkleri içeren bir halk devrimi yaşanıyor. Silah taşımasa da günlük hayatta rejime karşı birbirleriyle dayanışma içinde olmaya devam eden halkın devrimi.

Demek istediğiniz, Suriye’de farklı renkleri içeren bir halk devrimi mi yaşanıyor?
Kesinlikle. Ben burada devrimin bir parçasıyım.  

Kitabevi ne zaman açıldı?
20 gün önce. Bu yer tüm Suriyeliler için, aynı zamanda Türkiyeliler için açıldı. Türkiye halkına kendimizi anlatmaya, onları tanımaya ihtiyacımız var. Birbirimizi tanımaya ihtiyacımız var. Burasını aynı zamanda kültürel işbirliği kapsamında Türkiyeli entelektüeller ile Suriyeli entelektüellerin buluşabileceği, imza günleri gibi ortak etkinlikler yapabileceği bir yer olarak düşündüm.    

İstanbul’da okula giden Suriyeli çocuklar var mı ne kadarlar? Bir de bu okullarla ortak projeler düşünüyor musunuz?
Hem Suriyeli hem Türkiyeli çocuklarla atölye çalışmaları yapmayı düşünüyoruz. İstanbul’da Suriyeli çocukların gittiği 30 tane özel okul var. Onlarla ortak etkinlikler hedefliyoruz.

Böyle çalışmalara galiba en çok Suriyeli çocukların ihtiyaçları var. Ruhlarını kaybetmiş gibiler?
Kesinlikle. Benim de iki kız çocuğum var. Onlar için de aynı şey söz konusu.

MEDYA SADECE AÇLIK HAKKINDA KONUŞUYOR

Resmi rakamlara göre İstanbul’da 330 bin Suriyeli yaşıyor. “Suriye Savaşının Gölgesinde Mülteci İşçiler” kitabı için pek çok Suriyeli ile görüştüm. Çoğunluğu yoksuldu. Peki entelektüel kesimler? İstanbul’da yaşayan Suriyeli aydın ve sanatçılar ne kadarlar? 
Çok sayıda. Burayı onlar için de açtık. Kimse Suriyelilerin diğer yüzünü bilmiyor. Medya sadece savaşı ve açlık hakkında konuşuyor.  

Suriyelilerin Türkiye’ye entegrasyonu sizce nasıl mümkün olacak?  İki anlamda soruyorum. İlki tüm Suriyelilerin kimlik ve eşit vatandaşlık hakları, ikincisi ise Suriyeli entelektüellere çalışmaları için uygun ortamın sağlanması.  
En büyük sorun dil problemi. Suriyeliler ve Türkiyeliler birbirlerine çok benziyor. Pek çok bakımdan. Örneğin birinin yüzüne baksanız, onun Suriyeli mi Türkiyeli mi olduğunu anlayamazsınız. Fakat dil birbirimiz arasında bir duvar gibi. Bu yerin açılma amaçlarından birisi de bu. 

'IŞİD YOK ETTİ, REJİM ÇALDI'

Kitabevinizde Marx’ın Arapça kitabıyla tasavvuf dünyasına ait kitaplar örneğin yan yana duruyor. Suriye’deki kutuplaşmayı düşündüğümüzde bu görüntü nasıl kabul görüyor?
Kabul etmek zorundalar. Birbirimizi kabul etmek zorundayız. Geçenlerde dindar birisi geldi ve Marx’ın kitabını görünce şaşırdı. Ben de bu mekan farklı düşüncelerden herkese açık dedim. Birbirimize hoşgörüyle yaklaşmalıyız.  

Suriye çok güçlü bir tarihsel geleneğe ve kültürel geçmişe sahip. Palmira şu an çok konuşuluyor. Tarihsel varlıkların yok olması, çalınması tehlikesini nasıl görüyor? Sahip olduğu zenginliklerin ne kadarı kayboldu?
Tüm dünya Suriye’de olup biteni izliyor, ayrım gözetmiyorum; Türkiye dahil herkes! Palmyra’da olanların sorumlusu rejimdir. Esad rejimi Palmira’yı savaşmadan IŞİD’e terk etti. Esad tarihsel varlıkları korumak için hiçbir şey yapmadı. IŞİD yok etti, rejim çaldı. 

'YAZAN YAZMAYI BIRAKTI, RESSAM RESİM YAPMAYI BIRAKTI'

Savaş Suriyeli aydınların çalışmalarını nasıl etkiledi?
İlk bir yıl gayet iyiydi. Yazar ve çizerler çalışmalarıyla devrime katkı sağlamak için elinden geleni yapıyordu.  Ondan sonraki 2- 2,5 yıl boyunca ise şok dönemiydi. Hepimiz şok olmuştuK. Sanatçılar Etraflarına baktıklarında sürekli birilerinin öldüğünü görüyordu. Niye dünya olan biteni izliyordu? Niye her gün yüzlerce insan ölüyordu? Olan biteni anlamdırmakta zorlanıyordu. Bu 2,5 yıl boyunca Suriyeli aydınlar hiçbir şey yapmadı. Şoke haldeydiler. Yazan yazmayı bıraktı, ressam resim yapmayı bıraktı. Bu süre boyunca içimizde bir şeyler ölüyordu. Ben, örneğin yaptığım her şeyi bıraktım. Şimdi yeni yeni kendime gelmeye başladım. Diğer kişiler de öyle. Artık bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Fakat şimdi bile normal bir ruh haline sahip olduğumuzu söyleyemem. Artık normal değiliz. 

Görüştüğüm pek çok Suriyeli “Savaş bitse bile artık geri dönemeyiz. Suriye’nin kendine gelmesi 20-30 yıl alır. Biz burada kalmak zorundayız” dedi.  Suriyeli aydınlar da böyle mi düşünüyor? 
Suriye’de bugün Esad gitse, sıfırdan başlamak için en az 3-5 yıl gerekiyor. Ailemin burada yaşamasına rağmen Esad’ın gittiği gün hiç düşünmem geri dönerim. Yeniden inşa faaliyetine katılırım.  

ÖNCEKİ HABER

Son 3 ayda basının durumu: 29 soruşturma 18 gözaltı 69 işten atma

SONRAKİ HABER

Antik kent çevresinde dev yarıklar oluşacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...