02 Temmuz 2015 00:54

Ciner madencilik bir köyü yutmak üzere

Paylaş

Hasan AKBAŞ
Diyarbakır

Türkiye’de ismi işçi ölümleri ya da doğa talanıyla sık sık gündeme gelen Ciner madencilik bu kez de Silopi’de bir köyü yutmak üzere. Şırnak’ın Silopi ilçesinde Aksu Köyü civarında kömür madenciliği yapan şirket patlattığı dinamitlerle doğayı, yaydığı toz bulutu ile canlıları, enkazıyla da bir köyü yavaş yavaş yok ediyor. 

KÖYE DÖNÜŞE İZİN YOK TALANA VAR

Bölgede özellikle çatışma dönemlerinin ardından birçok kaynak pervasızca ranta dönüştürülüyor. ‘90’lı yıllarda köy yakmalar ve faili meçhullerin yaşanması ve göçe zorlanmalarla birlikte Aksu köyü de boşaltılmıştı. Çoğu Asuri olan köylülerin büyük bölümü Avrupa’ya göç etmişti. Şimdilerde köylerine dönmek isteyen köylülere yeni yerleşim yeri olmadığı gerekçesiyle müsaade edilmiyor. Ancak köyün hemen dibinde Ciner Madencilik tarafından maden çıkarılıyor. Hiçbir kural ve düzene uygun yapılmayan madencilik çalışmalarıyla da doğa talan edilmiş durumda. Ciner madencilik belirlediği kömür rezervlerinde yasak olmasına rağmen dinamit patlatıyor. Patlayan dinamitle birlikte büyük bir alana yayılan toz bulutları dikkat çekiyor. Yeşil olan bölge bu toz bulutuyla resmen sararmış durumda. Köylüler yeniden yerleşim yeri olarak köylerini inşa etmeye başladıklarını ancak maden nedeniyle yerleşim yerinin her geçen gün giderek daraltıldığını ve madenden akan çamur ve kötü suların bölgeyi adeta yuttuğunu söyledi. 
Yıllarca Avrupa’da yaşayan ancak köyüne geri dönüş yapan Petrus Karatay yaşadıkları mağduriyeti gazetemize anlattı. “Ciner grubu tarafından bölgeye bir termik santrali kuruldu ve o santral için de kömür tedariki lazım. O kömür bizim köyümüzün civarında çıkarılıyor. Çıkarılan kömür resmen bir dağı bir yaşamı yok ediyor” diyen Karatay, dökülen hafriyatların ağaçları kuruttuğunu, dereleri de kapatarak kurumalarına yol açtığını söyledi. Bölgedeki su kaynaklarının ilk olarak kirlendiğine, şimdi ise yok edildiğine vurgu yapan Karatay, köye ait bir kilisenin de enkaz altında gömüldüğünü söyledi. Bu durumu Şırnak’ta Kültür Müdürlüğüne bildirdiğini kaydeden Karatay, “Bana ‘Bu kilise bizim envanterimizde yok’ yanıtı verildi. Kendi imkanlarımla toprak altından çıkararak yeni inşa edeceğimiz köy yerine taşıdım. Bu kez de oradaki kiliseyi taşıdığım için hakkımda suç duyurusunda bulunulmuş. Sadece yerleşim yeri açısından değil. Bütün bir doğa hareketliliği yavaş yavaş bu toz ve enkaz altında yok oluyor. Beyaz kuşların rengi bile siyahlaşmış. Bölgede var olan hayvanlar hep bir sersemlik halinde. Ağaçlar kuruyor ya da kayan toprak altında kalıyor” şeklinde anlattı. 

‘ŞİKAYETLER GEÇİŞTİRİLİYOR’

Bütün yasakların bu maden çıkarma işlemlerinde görmezden gelindiğini belirten Karatay, “Orman Bakanlığından Jandarmasına kadar bütün kurumlara şikayette bulundum ama hepsini geçiştirdiler. Askeriye zaman zaman bu maden ocağının güvenliği için yer alıyor. Ama bizim güvenliğimiz ve doğanın katledilmesine karşı adım atılmıyor” diyerek eleştiride bulundu. Karatay, bir an önce bu doğa talanının durdurulması gerektiği ve bölgede yaşamanın imkansız hale gelebileceği konusunda uyardı. 

ÖNCEKİ HABER

Betül Tarıman’ın anlattıkları

SONRAKİ HABER

Türkiyeli şirket Norveç’te işçi haklarını hiçe sayıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...