‘Bizim’ Marcus yeniden gelmiş!

Murat MERİÇ

Söze nereden başlasam, diye düşünürken, aklıma gelen ilk cümleyi kurayım: 56 yaşında bir dahi. 20’li yaşlarında, efsane Trompetçi Miles Davis’le çalmaya başlamış, sonrasında Stevie Wonder, Luther Vandross, David Sanborn gibi isimlerle aynı sahneyi paylaşmış, Elton John’dan LL Cool J’e pek çoklarına albümlerinde eşlik etmiş (Söylemeye gerek bile yok belki) bol ödüllü bir müzisyenden söz ediyorum. Bu gece, yeni projesi “Afrodeezia” ile Açık Hava’yı sallayacak olan Marcus Miller’dan… Bizden biri, Miller. Türkiye’ye gelişlerinin sayısını kendi bile unuttu. Pek çok ekiple izledik onu ama bu sefer olay bambaşka. Hiç zorlanmadan, basın bülteninden aktarayım: Proje ile, “müzikal mirasının kaynağına” dönüyormuş ve bizi bekleyen, Alex Han (saksofon), Adam Agati (gitar), Brett Williams (tuşlu çalgılar) ve Louis Cato (davul) eşliğinde “Afrika’dan Amerika kıtasına eğlenceli bir yolculuk”muş. Her ne olursa olsun, sahnede harikalar yaratacağı muhakkak! Onun için, gözü kapalı gidilecek, ıskalanmaması gereken konserlerden bu. 
Marcus Miller, 1997’de, Eric Clapton, Joe Sample, David Sanborn, Steve Gadd gibi isimlerle Açık Hava sahnesine çıktığında, konserin diğer “yıldız”larını hızla sollayarak bir anda “efsane” mertebesine yükselmişti. Açık Havada verdiği ilk “solo” konseri, bu yüzden, büyük olay oldu. Sahnede ilk kez o gün görmüştüm, tarih dün gibi aklımda: 11 Temmuz 2003. Dean Brown’lı ekibiyle seslendirdiği “Come Together” ve şarkı boyu yaptığı “gösteri”, herkesi coşturdu ve ben, o günden sonra, Marcus Miller konserlerini kaçırmadım. Onu defalarca izledim, her seferinde yeniden hayran kaldım. 

Miller tarihini anlatmaya bu satırlar yetmez ama çoğuna şahit olduğum belli başlı İstanbul konserlerini anayım… 2009’da, kendi kulvarının diğer büyükleri Stanley Clarke ve Victor Wooten ile aynı sahneyi paylaştı, Miller. “SMV” adı proje, şahane bir basçılar atışmasıydı. 2010’da, piyasaya çıkışının 24. yılında, prodüktörlüğünü de yaptığı Miles Davis albümü “Tutu”yu yeniden seslendirdiği “Tutu Revisited” ile çıktığı sahneye, ertesi yıl, yanına Herbie Hancock ve Wayne Shorter’ı alarak çıktı. Konser, yine Miles Davis anısınaydı. Üstelik, bu özel projenin dünya prömiyerini gerçekleştirdi burada. Barış Akpolat’la yaptığı söyleşide, Miles hakkında şunları söylüyordu: “Onunla 21 yaşımdayken tanıştık. İnanılmaz bir deneyimdi benim için. Ondan öğrendiğim her bilgi değerliydi. Bu derslerden en güzeliyse bir sanatçı olmak için kendini tanımaktan korkmamak, özgürleşmek ve kendine karşı dürüst olmaktı.” (Hürriyet, 7 Temmuz 2011)

YILDIZ TİLBE VE MARCUS MİLLER BULUŞMASI

Konserin kulisinde bir Yıldız Tilbe randevusu var. Bu karşılaşmayı, Sevin Okyay anlatsın: “Perşembe akşamı kulisin sürpriz ziyaretçisi ise Yıldız Tilbe’ydi. Elinde albümü, masada oturmuş etrafı izliyordu. (…) Tilbe’nin albümüyle konsere gelme nedeni, bir Marcus Miller bestesi, sanırım ‘Blast’. Tilbe parçayı çok beğenmiş, İKSV aracılığıyla Miller’dan izin almış. Burada olduğunu duyunca da albümünü getirmiş. (…) ‘Bu hanım,’ dedim, ‘Türkiye’nin en iyi şarkıcılarından biri. Bir parçanız için sizden izin istemiş.’ Miller, ‘Ha, sen o muydun?’ dedi. Vakıftan arayıp durumu bildirmişler, o da kabul etmiş. Memnun olmuş görünüyordu. Tilbe, albümünü ona verdi ve şarkıyı orijinal parçanın üzerine okuyacağını söyledi. Böyle hoş bir müzisyen buluşmasıydı.” (Radikal, 9 Temmuz 2011) 

Miller’ın memleketteki müzisyenlerle tek buluşması bu değil: 2012’de, yedinci gelişinde, özel bir projeyle bu kez bizimkilere açtı sahnesini: Burhan Öçal, Okay Temiz, Hüsnü Şenlendirici, İmer Demirer, Bilal Karaman… İKSV’nin 40. yılına özel bir buluşmaydı bu ve “The Istanbul Project” başlığını taşıyordu. Bu gece de (Bu bir buluşma sayılmasa bile) TRT İstanbul Hafif Müzik ve Caz Orkestrası ile aynı sahneyi paylaşacak. Orkestra, iki şarkıda Ece Göksu’ya eşlik edecek. Sonrası, Marcus Miller ve ekibinin şahaneliği. 

Ne olursa olsun, her müzikseverin izlemesi gereken bir şölen bu.