Eto'o bitti, peki ya riskler?

Hakan KARAKOCA

Sezon sonunun konuşulanı, hatta kimilerince daha çok sevilen dönemi, transfer zamanı geldi. Sansasyonel isimler, Türkiye’ye gelmesi imkansız futbolculara photoshop ile forma giydirme, duyumcular sezonu açıldı. “Bizim kayınço hava alanında çalışıyor, Messi Barcelona-İstanbul uçağıyla akşama buradaymış” tarzına kadar vardı bu “duyumlar.”
Bu sezon Türkiye’de en çok konuşulan ve sonrasında da konuşulmaya devam edecek takımı Antalyaspor. Samuel Eto’o ve Ronaldinho isimleri sadece Türkiye’de değil dünya çapında da Antalyaspor’u konuşulur seviyeye getirdi. Kabul etmek gerekir ki bu transferler biraz tuhaf yürüyor. Özellikle Eto'o alınmaya gidilirken, Eto'o olmadan paylaşılan fotoğraf kareleri sosyal medyanın da dalga konusu olmuştu. Bu arada uçağın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından Antalyasporlu yöneticilere tahsis edilmesi de epey eleştirildi. Antalyaspor cephesinden gelen bu bilgiyi Çavuşoğlu yalanladı.
İtalya’da Antalyaspor kulüp başkanının sinirlenerek küfür ederken çekilmiş görüntüleri, kulüpten gelen “Eto'o ile görüşmelere ara verildi” haberi transferin olumsuz bir şekilde noktalandığını düşündürse de Eto'o, Antalyaspor ile resmi sözleşme imzaladı. Başkan’ın yeni müjdesi ise Ronaldinho oldu.

SANSASYONEL TRANSFERLERİN KATKISI NE OLACAK?
Peki bu sansasyonel isimler Antalyaspor’a ya da herhangi bir Anadolu takımına ne kazandırır-ne kaybettirir? Yakın zamanda acı bir Orduspor örneği var önümüzde. Başkanları Nedim Türkmen Orduspor için, 2012 yılında 5 yıllık bir plan açıklamıştı. 3 yıl içinde UEFA Kupası, 5 yıl içinde Süper Lig şampiyonluğu hedefini koyan Orduspor, 3 yılın ardından gelinen tabloda gelecek sezon 2. Lig’de mücadele edecek. Geçtiğimiz yıl PTT 1. Lig’de maaşını ödeyemediği futbolcular nedeniyle, altyapıdan çıkan “çocuklarla” mücadele etmek zorunda kalan Orduspor bir daha dönebilir mi bilinmez ama bu yolun sebepleri az çok belli. Orada da transferler konusunda sıkıntılar yaşanmıştı. Stancu-Barral transferlerinde ödenen rakamlar, Hector Cuper adımı, sürekli dillerde olan ama hiçbir adımı atılmayan o “kurumsallaşma” göze çarpanlardı. Rakamsal bir örnek vermek gerekirse 2.5 Milyon avro verdikleri Stancu’yu daha sonra Gençlerbirliği’ne alacakları karşılığında vermişlerdi. Gençlerbirliği geçtiğimiz sezon da aynı şekilde Orduspor’dan, parası ödenmeyen Landel’i ücretsiz olarak kadrosuna katmıştı.
Beşiktaş’ın bu dar boğazlı günlerine geliş süreci de farklı yollardan olmadı. “Portekiz Çetesi” diye adı çıkan Portekizli akınını başlatan menajer Jorge Mendes geride iflas etmiş bir kulüp yapısı bırakmıştı. Alınan futbolcular bir başarı kazandıramasa da borç yüküyle veda etmişlerdi. Beşiktaş’ın FEDA sezonunun da , bu sezonki Finansal Fair Play kısıtlamasının da nedeni o dönem yapılan kontratlar elbette.
Antalyaspor Başkanı Gencer, bu transfer nedeniyle Antalyaspor kasasından bir kuruş dahi çıkmayacağını da söyledi. Sponsorluklar, imaj hakları diye giden bir liste var dayanak olarak gösterilen ama bunun reel yansıması ne olacak soru işareti.

SÜPER LİG İÇİN ŞANS
Dertsiz, tasasız kısmına geçecek olursak Antalyaspor forması ile Eto'o ve Ronaldinho ikilisini izlemek büyük keyif olacak. En son Barcelona forması ile birlikte izlediğimiz ikiliyi Süper Lig’de izlemeyi kimse reddedemez. Yaşları kaç olursa olsun halen de bize izletebilecekleri şeyler olacaktır. Yaşlı denen Hleb’in kısa süre önce bir takımın kaderini nasıl değiştirebildiğini yakından gözlemleyen biri olarak bu konuda ikiliye dair herhangi bir şüphem yok.
Antalyaspor’u ilk sezon kümede kalma mücadelesinin dışında tutarak korkulu rüya olmadan bir sezon geçirtebilecek kalitede isimler. Yanlarına eklenecek oyuncular elbette önemli olacak ama Antalyaspor o konuda gayet doğru adımlar atıyor. Ondrej Celustka transferi sadece sansasyonel transferlere yönelmediklerini gösteriyor. Birkaç tane daha Celustka tarzı adımlar atılırsa amaçlarına ulaşabilmeleri muhtemel. Fakat tam tersi olursa maalesef PTT’de borç içinde mücadele etmeleri kaçınılmaz olacak.