28 Haziran 2015 21:00

'Devletler egemenlik alanını sermayeye bırakıyor’

Eğitim Sen tarafından düzenlenen “Kamusal Eğitim Çalıştayı”nda neoliberalizm kuşatması altında olan kamu ve kamusallık tartışıldı.

Paylaş

Derya KAYA
Ankara

Eğitim Sen tarafından düzenlenen “Kamusal Eğitim Çalıştayı”nda neoliberalizm kuşatması altında olan kamu ve kamusallık tartışıldı. Çalıştayda, kamuda yaşanan dönüşümün boyutları, uluslararası sermaye ve kamu hizmetleri ilişkisi, kamu özel ortaklığı, kamusallık-kadın ve kamusal alan-laiklik başlıkları masaya yatırıldı.

Eğitim Sen tarafından önceki gün Ankara Barosu Konferans Salonu'nda düzenlenen Kamusal Eğitim Çalıştayı'nda Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Durmuş uluslararası anlaşmalar ve kamu hizmetleri ilişkilerini inceledi. Durmuş, Pasifik Ötesi Ticaret Anlaşması, Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı ve Hizmet Ticareti Anlaşması olmak üzere üç önemli uluslararası anlaşmanın uluslararası sermaye ve ulus devlet ilişkilerinde yeni bir rejimin kuruluşunun çalışmaları olduğunu söyledi. Uluslararası sermayenin yeni bir rejimin derdinde olduğunu söyleyen Durmuş, bütün bu çalışmaların kamuya kapalı olarak gizlilik içerisinde yürütüldüğünü kaydetti. Bu anlaşmalarla yatırımcı-devlet uyuşmazlığı durumunda “Yatırımcı-Devlet Uyuşmazlığı Çözüm Mahkemeleri”nin kurulacağını belirten Durmuş, mahkemelerin çokuluslu şirketlerin kontrolü altında olacağını kaydetti. Durmuş bu mahkemelerin, devletlerin çok geniş kapsamdaki mal ve hizmetlere ilişkin kamu yararına alınacak her karara karşı onları tazminat ödemeye mahkum edebileceğini vurguladı.

‘ZARARI KAMU KARŞILAYACAK'

Harran  Üniversitesinden Yrd.Doç.Dr. Ayşe Cebeci de 2002'den bu yana çıkartılan yasaların büyük çoğunluğunun kamunun dönüşümüne dair yasalar olduğunu belirtti. Sağlık ve eğitim alanlarının diğer sektörlerin girdisini oluşturduğu için önemli alanlar olduğunu söyleyen Cebeci, ne kadar hızlı iş gücü mezun edilirse piyasanın iş gücünün de kârının da o derece artıracağını kaydetti. Uluslararası anlaşmaların devletlerin egemenlik alanını sermaye gruplarına bırakmasını sağladığını söyleyen Cebeci, sadece kamusal üretim istemenin yetmeyeceğini, bunun nasıl olması gerektiği konusunun da önemli olduğunu vurguladı. Cebeci, Türkiye'nin uluslararası alanda kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması sürecinin bir başarı hikayesi olarak anlatıldığını söyledi. Cebeci, kamu-özel ortaklığı çerçevesinde eğitim kampüsü projesiyle birçok yerde olduğu gibi Urfa'da şehir merkezinden uzak bir kampüs inşa edildiğini söyleyerek, istenilen kârın elde edilememesi durumunda zararın kamu tarafından finanse edileceğini vurguladı.

Kamusallık ve kadın ilişkisini inceleyen Handan Koç ise, kadın emeğinin ev içerisinde köle emeğine benzer şekilde sömürüye uğradığını ve hangi evlilik olursa olsun aksi bir çaba göstermedikçe iyi bir eş, bir anne, mümkünse güzel olmak gibi bir kaderin kadınlara dayatıldığını söyledi. İslamcılığın kadınlarla ilgili özel bir politikası olduğunu söyleyen Koç, geçmişten gelen “ayıp-günah” gibi kavramların, kadınların özgürleşmesini ve kamusal alana çıkmasını zorlaştırdığını ifade etti. Koç, buna karşılık kadınların kendine özgü sorunlarına kendine özgü politikalar üretmesinin önemli olduğunu belirtti.

ÖNCEKİ HABER

Yola ekmek banıp yemiyoruz ki!

SONRAKİ HABER

AGD okullarda din eğitimi vermek için başvuru yaptı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...