27 Haziran 2015 10:18

Sendikaların yapamadığını örgütlü işçi yaptı: Renault'da aylık 334 TL'ye varan zam alındı

Renault işçileriyle patron temsilcileri arasında varılan anlaşmayla 334 liraya varılan zam alındı. Sendikaların imzaladığı sözleşmelerin üzerinde alınan bu zammın arkasında ise işçilerin örgütlülüğü ve birliği var. İşçiler şimdi birliklerini kalıcı hale getirmek için sendikal örgütlülüğü tartışıyor.

Paylaş

Muzaffer ÖZKURT
Hakkı TALİ
Bursa

Renault işçilerinin birliklerini bozmadan sürdürdükleri mücadele “Olmaz, yapılamaz, MESS’in üzerinde zam alınamaz” diyenleri yalanladı. MESS’in verdiği zam, banka promosyonları ve Renault patronunun bunların üzerine vermek zorunda kaldığı zamla birlikte işçi ücretlerine aylık net 248 lira ile 334 lira arasında zam yapıldı. Böylece Renault işçileri işkolunda örgütlü sendikaların alamadığı zammı almayı başardı. Birliklerini bozarlarsa patronun yeniden saldırıya geçeceğini iyi bilen Renault işçileri, bu birliğin kalıcı olması ve diğer fabrikalardaki metal işçileriyle bir araya gelmek için sendikal örgütlülüğe ihtiyaç olduğunu söylüyor. 

Renault’da işçi sözcüleriyle patron temsilcileri arasında önceki gün yapılan görüşmede sunulan teklif, vardiyalarda işçilerin onayına sunuldu. İşçilerin büyük kısmının onay verdiği anlaşmaya göre 1986-2000 arası girişli işçilerin ücretlerine net 248, 2000-2006 arası girişli işçilerin ücretlerine net 288, 2006-2008 arası girişli işçilerin ücretlerine net 320, 2008-2012 arası girişli işçilerin ücretlerine net 334 ve 2012 ve sonrası girişli işçilerin ücretlerine ise 248 lira zam yapıldı. 

‘BÖLÜNDÜK’ DEMEK YASAK

Görüştüğümüz Renault işçileri, “Ek zam alamazlar”, “Sözleşme imzalandıktan sonra değişmez” diyen sendikacılara gerçek sendikacılığı gösterdiklerini söyledi. Bu kazanımı elde etmelerinin arkasında işçilerin birlikte hareket etmesinin yattığına işaret eden bir işçi, “Bazen işçilerin moralini bozan, ya da bölünmelerine neden olan sözler söyleyenler oluyor. Sadece sözcüler değil işçilerin çoğunluğu da bu konuşmalara müdahale ediyor, böyle konuşmalar yapılmasına izin vermiyor” dedi.

Renault’da yaşanan işten atma ve sonrasındaki gelişmeleri hatırlatan bir diğer işçi, şunları söyledi: “İşten atma haberi geldiğinde o arkadaşımızın da borcunun olduğunu, çoluğu çocuğu olduğunu düşünüp empati yapıyoruz. Bir de bir işçinin bile işten atılmasına izin verirsek gerisinin çorap söküğü gibi geleceğini biliyoruz. TOFAŞ’ta bu yaşandı. Direnişi bitirdiklerinde paramparça girdiler içeri. Sonra iki sözcü işten atıldı. Çelik-İş’in müdahalesiyle atılanlar için yapılan eylem bitirildi. İşçi bölündü ve sonra da kıyım geldi. Buna asla izin vermeyiz, vermemeliyiz.” İşten atma sonrası, seçtikleri sözcülerin üretime sokulmasına karşı da aynı kararlılıkla durduklarını, sözcülerin sürekli bölümlerde gezerek bilgilendirme yaptığını da sözlerine ekledi. 

'GERÇEK SENDİKACILIK BÖYLE YAPILIR'

Patronların buldukların en küçük fırsatı değerlendirmek ve işçilerin birliğini bozarak Türk Metal’in olduğu eski düzene geçmek istediğini anlatan işçi, şöyle devam etti: “Bunu arkadaşlarımıza da anlatıyoruz. Yanımdaki arkadaşıma diyorum ki benim tek dayanağım gücüm sensin. Başka kimsem yok ki! Biz aynı zamanda sendikalara da diyoruz ki bak bu iş, gerçek sendikacılık böyle yapılır. Fabrikada örgütlenerek. Birliğimizi sağlayarak, taleplerimizi belirleyerek ve en son kararı hep birlikte alarak yaptık. Yani işçinin iradesi hep belirleyici oldu.” Alınan zam sonrası fabrikada bir rehavet yaşandığını da söyleyen bir işçi, bunun önemli bir tehlike olduğuna işaret etti: “Rehavet bizim için ölümcül bir durum, buna izin vermemeliyiz.” 

'SENDİKAL ÖRGÜTLENME GEREKLİ'

Son dönemde artan işçi kıyımlarının fabrikada yakından izlendiğini ifade eden bir başka Renault işçisi, direnişin bitirilmesi döneminde olduğu gibi Renault’nun etrafının kuşatıldığını söyledi. Bu nedenle diğer metal fabrikalarındaki işçilerin de örgütlü hareket etmesi ve mücadeleye girmesinin kendi mücadelelerini güçlendireceğini kaydetti. Sağladıkları birliğin güçlenmesi ve devam edebilmesi için hem Renault hem de diğer metal fabrikalarından işçilerle birbirlerine kenetlenmeleri gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Bunun adı sendikal örgütlülüktür. Bir başka sendikaya mı geçeceğiz ya da yeni bir sendika kurup öyle mi yola gideceğiz buna hep birlikte karar vermeliyiz. Zaten fabrikada dayanışmada kalalım (sendikasız kalıp dayanışma aidatı ödeyerek mevcut sözleşmeden yararlanma) diyenlerin sayısı da hızla azalıyor. İşçilerin büyük kısmı böyle gitmeyeceğini görüyor. Ama ne yaparsak yapalım birlikte, ortak kararla yapmalıyız. TOFAŞ’ta birlik olmadan Çelik-İş’e yönlendirmek istediler işçi bölündü. Birleşik Metal-İş’in örgütlenmek istediği kimi yerlerde de bu yaşandı. İşçi bölündü mü birlik olmadı mı arkası kıyım ve eski çalışma düzenidir.”

ÖNCEKİ HABER

Kapıları tek tek çalıp katlettiler

SONRAKİ HABER

Cumartesi Anneleri kayıp er Karadeniz'in akıbetini sordu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...