26 Haziran 2015 18:12

'İşkenceye karşı inadına gülümse'

Paylaş

İstanbul, İzmir ve Ankara'da İşkence Görenlerle Dayanışma Günü dolayısıyla gözaltı merkezlerinden askeri kışla ve sokaklarda hala devam eden işkenceye dikkat çeken insan hakları savunucuları, 2014 yılında THİV'e işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla 787 kişinin başvurduğunu, 2015 yılının ilk 5 ayında ise işkenceden dolayı 280 kişinin başvuru yaptığını belirterek, işkenceye karşı "İnadına gülümse" dedi.

İHD İstanbul Şubesi ve THİV İstanbul Temsilciliği, BM tarafından 1977 yılında kabul edilen "İşkence Görenlerle Dayanışma Günü" dolayısıyla İstiklal Caddesi'nde yürüyüş gerçekleştirdi. HDP, HDK, BHH, TTB üyelerinin de destek verdiği, insan hakları savunucuları Taksim Tünel Meydanı'nda bir araya gelerek, "İşkencesiz bir dünya mümkün" pankartı eşliğinde Galatasaray Lisesi'ne doğru yürüyüşe geçti. Üzerinde gözaltında işkence, biber gazı ve ters kelepçe fotoğraflarının bulunduğu "Okulda işkence devam ediyor" ve "Gaz fişeği ile işkence devam ediyor" yazılı dövizleri taşıyan insan hakları savunucuları, "İşkenceye karşı inadına gülümse" ve "İnsanlık onuru işkenceyi" yenecek sloganlarıyla Galatasaray Lisesi'ne doğru yürüyüşe geçti. HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu'nun da destek verdiği yürüyüşte, MKM müzik grubu üyeleri de çaldıkları erbanelerle işkenceye karşı ses çıkardı. 

Yürüyüşün ardından açıklamayı yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, uluslar arası ve ulusal mevzuattaki hükümlere rağmen işkencenin devam ettiğini söyledi. İşkencenin bireyin bedensel ve ruhsal bütünlüğünü bozarak itiraf amaçlı bir şiddet uygulaması olduğunu belirten Öztoprak, işkencenin aynı zamanda kişinin benlik duygusunu yok ederek sindirmeyi hedeflediğini söyledi.

İşkencenin, işkence görenle sınırlı kalmadığını ve bütün topluma bir gözdağı olduğunu dile getiren Öztoprak, Türkiye'de işkencenin gözaltı merkezlerinde, askeri kışlalarda, sokaklarda hala devam ettiğini aktardı. Öztoprak 2014 yılında THİV'e işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla 787 kişinin başvurduğunu belirten Öztoıprak, 2015 yılının ilk 5 ayında ise işkenceden dolayı 280 kişinin başvuru yaptığını söyledi.

Cezaevlerinde de işkencenin devam ettiğini kaydeden Öztoprak, F Tipi cezaevlerinde uygulanan tecridin açık bir işkence olduğunu vurguladı. Türkiye cezaevlerinde 282'si ağır 721 hasta tutsağın tutulduğunu da hatırlatarak, bunun da açık bir işkence olduğunu söyledi. İşkencenin devam etmesinin en büyük nedenlerinin birisinin cezasızlık durumu olduğunu kaydeden Öztoprak, cezasızlığın adalet sistemindeki bir aksaklık değil, bilinçli uygulanan bir sistem politikası olduğuna dikkat çekti. 

Açıklamasının sonunda insan hakları örgütlerinin taleplerini sıralayan Öztoprak, Türkiye'nin imzaladığı uluslar arası sözleşmeler gereği işkenceye karşı Ulusal Önleme Mekanizması kurma yükümlüğünün bulunduğunu vurgulayan Öztoprak, "Biz insan hakları savunucuları olarak insanlığa yönelen tüm baskı, işkence ve her türden şiddeti açığa çıkarmaya ve belgelemeye devam edeceklerini dile getirdi.
Açıklamanın ardından insan hakları savunucularının taşıdığı işkenceyi resmeden dövizlerden, işkencesiz bir dünya için simgesel "umut ağacı" yapıldı.

'İŞKENCEYİ BELGELEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

İHD, TİHV, ÖHD, ÇHD ve SES İzmir şubeleri de, "26 Haziran İşkence ile Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü" dolayısıyla Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde basın açıklaması düzenledi. Çok sayıda yurttaşın yanı sıra çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katıldığı açıklamada "İşkence her yerde sessiz kalma" pankartı açılarak, sık sık "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" ve "Susma haykır işkenceye hayır" sloganları atıldı.

Açıklamayı yapan ÇHD üyesi Avukat Ayşegül Karpuz, işkencenin günümüzde bir çok devlet tarafından baskı ve sindirme aracı olarak kullanıldığını ifade etti. Karpuz, Türkiye'nin de işkence'ye karşı bu sözleşmeyi kabul etmesine rağmen halen kamu görevlileri tarafından sistematik bir uygulama olarak işkencenin varlığını sürdürdüğünü söyledi. 

Son dönemde Türkiye'de işkencenin yalnızca resmi gözaltı uygulamalarında değil, sokakta da gerçekleştiğinin altını çizen Karpuz, şunları aktardı: "Biz insan hakları savunucuları olarak yansıtmaya çalıştığımız bu gerçekliğin bir kader olmamasını ve insani varoluşumuza ters düşen, daha aydınlık bir gelecek için taşıdığımız umutlara gölge düşüren işkencenin ülkemizden ve dünyadan mutlak olarak silinmesini istiyoruz. İşkence yasağını ihlal eden tüm faillerin açığa çıkarılmaları ve cezasız kalmamaları için inatla işkenceyi belgelemeye rapor etmeye devam edeceğiz."

Açıklamanın ardından müzik dinletisi yapıldı.

DİSKO 5 NO'LU ANLAMLI BİR GÜNDE AKÜN SAHNESİNDEYDİ

Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın katkısıyla gün dolayısıyla işkence mağdurlarının yakınları ile Devlet Tiyatroları Akün Sahnesi'nde "Disko 5'nolu" isimli oyun sahnelendi. Mîrza Metîn'in yazıp oynadığı ve Berfin Zendelipğlunun yönettiği Disco 5 No'lu isimli oyun, bir örümcek, bir sinek, bir fare bir köpek, bir gardiyan ve bir mahkumun tek vücutta gösteriliyor. Seyircinin yoğun katılımıyla başlayan oyun kısa bir barkovizyon görüntüsünün ardından örümcek ağı, bir sandalye, çeşitli şekillerde kullanılan halat ve yerdeki sularla yaratılan bir sahne dekoru ile seyirci karşısına geldi. örümcek ve sineğin işbirliğiyle başlayan gösteri, bir metafor olarak tanımlayacağımız bu durum örümcek devlet sistemini, sistemi yürütenler ise örümceğe itaat eden sinekler temsil ediyor. 

İşkence yapan ile işkenceye uğrayan arasında gidip gelen Mirza Metin, 12 Eylülde işkence görenlerden Kamber Ateş'i Dersim ayaklanmasının önderlerinden Seyit Rıza'nın "Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim. Bu bana dert oldu. Ben de sizin önünüzde diz çökmeyeceğim. Bu da size dert olsun" sözüyle anan Mîrza Metîn, etkileyici performansıyla izleyicileri gözyaşlarına boğdu. 

Oyunun sonunda 12 Eylül dönemiyle beraber dünyanın en kötü ilk 10 cezaevi sıralamasında olan Diyarbakır Cezaevi'nde 1981-1989 yıllarında işkencenin türlü yöntemleriyle 34 kişiyi hayatından ederken, yüzlerce kişiyi sakat kaldığına değinildi.

Seyircinin ayakta alkışlamasıyla oyun son buldu. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Gazeteci Şık’a “Paralel Yürüdük’ kitabından dava

SONRAKİ HABER

Karadeniz'in 'asi çocuğu' anılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...