26 Haziran 2015 09:42

Suruç'a taşınan yaralılar katliamı anlattı

IŞİD'in Kobanê saldırıları sonrasında sınırdan geçirilen 155 yaralıdan 6'sı yaşamını yitirirken yaralıların anlatımları katliamın boyutunu ortaya koydu. Katledilen 12 yaşında oğlu Mervan Bekir'in kanının bulaştırdığı elbiseleri ile morgun önünde bekleyen Emine Mihemed, yaralı çocuğunun sınırda bekletilince yaşamını yitirdiğini ifade etti.

Paylaş

IŞİD'in Kobanê'ye sızarak gerçekleştirdiği katliamın ayrıntıları netleşiyor. Hâlâ çatışma seslerinin geldiği kentte, IŞİD'lileri kuşatan YPG/YPJ güçlerinin, olası sivil rehinelere karşı operasyonlarını temkinli yürüttüğü öğrenildi. Kobanê'deki katliamdan kaçarak Suruç'un Etmanek köyünün karşısındaki sınır hattına gelen yaklaşık 100 Kobanêlinin geçişleri askerler tarafından engellenirken, köy sakinlerinin Kobanêlilere ulaştırmaya çalıştığı su ve gıda yardımları da yine engellenmeye devam ediliyor.

155 YARALIDAN 6'SI ÖLDÜ

Dün sabahtan itibaren Yumurtalık (Boydê) köyünün yanından ambulanslarla Suruç'a taşınan yaralıların sayısının 155 olduğu öğrenildi. Bunlardan 100'den fazlasının çocuk ve kadın olduğunu belirten hastane yetkilileri, geri kalanların ise yaşlılar olduğunu kaydetti.

Büyük bölümü kurşun ve şarapnel parçaları ile yaralandığı belirtilen Kobanêlilerden 3'ünün Suruç, 2'sinin Urfa ve 1'inin ise Diyarbakır'da tedavi altına alındığı hastanede yaşamını yitirdiği öğrenildi.

ANNE VE BABALARI KATLEDİLDİ

IŞİD'in gerçekleştirdiği katliamı ortaya koyan en net göstergelerden biri ise getirilen yaralılar arasında bulunan ve yaşları henüz 2, 6, 8 ve 11 olan 4 çocuk ile 7 aylık bir bebeğin ailelerinin katledilmesi oldu. Yaralı olarak Suruç Devlet Hastanesi'ne getirilen bu bebek ve küçük çocukların herhangi bir yakınına ulaşılamadı.

'KENTTE ÇOK SAYIDA ÖLÜ VAR'

Katliamın büyüklüğünü gözler önüne seren bir diğer şey ise Suruç Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralıların anlatımları.

Yaralılardan Bahoz Hemo (15), sabah saat 05.00 sıralarında yaşanan patlama ile birlikte dışarı evinden çıktıktan sonra yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Arkadaşların (YPG'lilerin) kıyafetlerini giyen bir grup geldi. 10-15 kişilik bir gruptu. Biz dört kişiydik. Bizi görür görmez taradılar. Bana iki mermi isabet etti. Yanımdaki arkadaş da yaralandı. Diğer iki arkadaşımız da orada yaşamını yitirdi. Taramadan sonra sınıra doğru kaçtım. Koluma gelmişti mermi. Kobanê Hastanesi'ne kaldırıldım. Oradan da Suruç'a getirdiler. Kimsenin gelen bu grubun DAİŞ çeteleri olduğundan haberi olmadığı için kentte çok sayıda ölü ve yaralı vardı. Birçoğu sakallarını kesmişti ama saçları uzundu."

'KADIN, ÇOCUK GÖZETMEDİLER'

Bir diğer yaralı Fiyaz Ehmed (22) de kent merkezinin orta tarafından silah sesleri geldiğini, merak edip evden çıktığında ise, önünden geçen aracın patladığını ve etrafın cenazelerle dolduğunu anlattı.

Patlamadan sonra da sivillerin, IŞİD'lileri YPG'li sanmaya devam ettiğini dile getiren Ehmed, katliamı "Hepsinin üzerinde YPG üniformaları vardı. Hatta yanlarına gidip, konuştuk. Bize Arapça Özgür Suriye Ordusu mensubu olduklarını söylediler. Arkamızı döner dönmez taramaya başladılar. Bu arada çok sayıda kişi yaralandı. İnsanlar kaçışarak evlere sığınmaya başladı. Biz de bulduğumuz silahlarla sınır kapısına kadar gelerek direndik. Tarama esnasında kadın çocuk gözetmediler. Yaralı kocasının üstüne eğilerek ağıt yakan bir kadını da kurşuna dizdiler" sözleriyle dile getirdi.

Yarlılardan 40 yaşındaki Şükri Berkel de yine aracıyla Kobanê'den Cizirê Kantonu'na giderken, büyük bir patlama meydana geldiğini ifade etti. Patlama ile birlikte ise her tarafı alevlerin kapladığını söyleyen Berkel, "Kendimi ateşin ortasında buldum. IŞİD'in döşediği mayın patlamıştı. Arkadan gelen kardeşim ve akrabalarım beni hastaneye kaldırdı" dedi.

KÜÇÜK MERVAN SINIRDA BEKLERKEN ÖLDÜ

IŞİD saldırısında yaralanan oğlu Mervan Bekir'i hastaneye taşırken yitiren Emine Mihemed (43) isimli anne ise hâlâ hastanenin önünde kanlı elbiseleri ile bekler halde.

Kentin güneyindeki evlerinde iken çok yoğun mermi sesleri gelmeye başladığını, bunun üzerine yaz olması dolayısıyla geceleri uyudukları evlerinin damından eşi ile birlikte aşağıya indiklerini dile getiren Mihemed, sokağa çıktıklarında ise komşularının kendilerine doğru koştuklarını gördüklerini anlattı.

Eve döndüğünde oğlu Mervan'ı (12) kanlar içerisinde yatarken gördüğünü söyleyen Mihemed, "Onu kucaklayarak sınır hattına doğru düşe kalka gitmeye çalıştım. Etrafta hiç insan yoktu. Sınır hattına yakın bir yerde bir genç bana yardım etti. Sınıra geldiğimde kucağımda ölmek üzere olan çocuğum olmasına rağmen sınırı geçmeme izin vermediler. Burada yaklaşık bir buçuk saat bekletildik. Bu sırada Mervan'ım yaşamını yitirdi. Bu üzerimde gördüğünüz onun kanı. Dünden beri cenazesi hastanede bekletiliyor" dedi. (Urfa/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

TÜBİTAK Eski Başkan Yardımcısı Hasan Palaz beraat etti

SONRAKİ HABER

IŞİD, köle olarak tuttuğu 42 Ezidi kadını sattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...