26 Haziran 2015 00:54

‘Direniş, bize cahil kültürsüz diyenlere en güzel cevap’

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş’te örgütlenen SeraPool işçisinin insanca çalışma insanca yaşam talebiyle başlattığı direniş 14 günü geride bıraktı. 58 işçiyi işten atan patron, işçi kıyımıyla direnişi kırmaya çalışsa da işçiler geri adım atmıyor. SeraPool işçisi direnişle öğrenmeye de öğretmeye devam ediyor. 

Patron, SeraPool ürünlerini tanıtan “Yeni Bakış” adlı bir katalog hazırlamış. Katalogda havuzların eğlence, spor, sağlık ve görsellik için insanlara yaşam konforu sunan özel mekanlar olduğunu söylüyor. Kendisi ise bu özel mekanların ‘yaratıcısı’, ‘geliştiricisi’. Ürün katalogunda bile işçilik maliyetlerinde ekonomi sağlamakla övünüyor. SeraPool’ün sürekli yenilendiğini, değişim sürecinin hızla devam ettiğini söylüyor. 
Patronun ‘değişim sürecini’ hızla devam ettirmesi işçinin çalışma koşullarını ağırlaştırmış, insani olmaktan çoktan çıkmış. Patronun değişim sürecine karşı işçiler de hep değişim yaratmak istemiş. 11 Haziran işçilerin değişim süreci için dönüm noktası oldu. O gün bir işçi çocuğunun karnesini almak için izin almak istedi, izni aldı ve çıktı. Patron, işçinin sendikal örgütlenme içinde olduğunu öğrenince ‘İzin almadan çıktın’ diyerek işten attı. Bunu duyan işçilerin hepsi üretimi durdurarak direnişe geçti ve değişim süreci direnişle hızlandı.  
 
HAREKETİ ÖRGÜTLÜLÜK BÜYÜTTÜ

SeraPool işçisi şimdiye kadar hep örgütlenmeye çalıştıklarını ancak bir türlü nihayete erdiremediklerini söylüyor. Daha önceki yıllarda sendikal mücadele yürüten işçiler işten atılmış ancak işçiler hiçbirinde üretimi durdurmamış. İşçiler bugün üretimi durduracak cesareti örgütlülüklerinden alıyor. SeraPool işçilerinin işten atma saldırısını lehlerine çevirmelerinin sebebi bu. Direnişten bir gün önce yaptıkları toplantıda birbirlerine telefonları açık tutma uyarısı yapmaları da, “İşten atma yaşanırsa üretimi durduralım” denmesi de, o gün fabrikada olmayan işçilerin bir telefonla fabrikaya gelmesi de örgütlülüğün sonucu. Fabrikada eylem yapan işçi sayısının artması örgütsüz işçinin de örgütlenmesini, korku duvarını aşmasını sağlamış. Sendika üyesi işçi sayısı o gün 90’dan 140’a çıkmış. 

Bir kadın işçi sendikaya nasıl üye olduğunu şöyle anlattı: “İşten atarlar diye sendikaya katılmıyordum. Topluluğu görünce katıldım.” Bir başka kadın işçi de işçi gülerek lafa giriyor: “Daha önce bize sendikaya üye olmayın diyordu o gün bir baktık sendikaya üye olmak için e-devlet şifresi veriyor.”

Başka bir kadın işçi de direnişe neden katıldığını şöyle açıkladı: “Arkadaşların hepsi kapıya çıkmıştı. Bizim bölümde 3 kişi kalmıştık. 3 kişi ne yapacağız biz de direnişe katıldık.” 

“Çalışırken patron bize baskı yapıyordu, biz de birbirimize” diyen işçiler, şimdi birbirlerine tepki göstermelerine neden olan sistemin patronun sistemi olduğunu biliyorlar. 

‘HERKESİN BİR AMASI VARDI’

Bir işçi direniş öncesinde her işçinin kendine göre bir kaygısı olduğunu dile getirerek, “Pek çok işçi sendikalı olmaya taraftardı ancak herkesin bir aması vardı. Ama borcum var, ama işten atılırız, ama çocuğum var... Daha önce ihbar gidiyor, işçi kovuluyordu. Herkesi korkutmuştu ama bu sefer çorap söküğü gibi oldu. İşçiler korkularının ötesine geçti. 90 kişi örgütlülüğe güvendi. İhbar eder dediğimiz arkadaşlar en sıkı direnişçi oldu. 14 gün içinde birbirimizi tanıdık” diye konuştu. 

İŞÇİLERİN KENDİNE GÜVENİ GELDİ

Fabrikada tuvalete gidemeyen, su içemeyen, namaz kılmalarına izni verilmeyen, pilav-makarna dışında yemek verilmeyen SeraPool işçisi artık haklarını nasıl alacağını biliyor. 

Bir işçi “Direnişten önce sendika nedir bilmiyorduk. Sendikayı öğrendik. Sendika işçinin kendisiymiş. Bize sürekli baskı yapıyorlardı, boğazımıza kadar gelmişti. Sendikayı tanımadan sendikalı olmuştum. Sendikaya üye olduğumuzda bu işin sonu nasıl gelecek diye soruyorduk. Arkadaşlar tazminatsız atılmaktan korkuyordu. Şimdi herkes bir oldu. ‘Başarabilir miyiz’ diyorduk. Artık burada bir kişi bile kalsa içeri girmez, hakkını arar” diyor. 

Daha önce başka fabrikalarda grev yapan işçileri gördüklerinde “Şu insanlar ne yapıyor” diye soran SeraPool işçileri, şimdi o grevde duydukları sloganları atıyorlar. Bunlar konuşulurken bir kadın işçi “Aklıma slogan geldi” diyor ve slogan kağıdına not düşüyor: “SeraPool işçisi direnişin simgesi.”

Kadın işçiler, bir arkadaşlarını göstererek çalışırken hep kendileriyle tartıştığını anlattılar. O işçi hemen atılıp sordu: “Arkadaşlar şimdi benden şikayeti olan var mı?” Sonra da cebindeki kulaklığı çıkartıp gösterdi: “İçerisi çok gürültülü bunu takıyok anlıyok anlamıyok he diyok. Ama şimdi konuşuyoruz ve anlaşıyoruz” diyor ve hep beraber gülüyoruz. 

Sıra direnişin fotoğrafının çekilmesine geliyor. Poz vermek için yan yana gelen erkek ve kadın işçi arasında şu diyalog geçiyor:

Erkek işçi: Patrona kızar gibi bakalım.

Kadın işçi: Ona kızdığımızı zaten yeterince göstermiyor muyuz?

PATRONUN BAKLAVASI 

Kadınların örgütlenme fikrini hızlandıran olayı ise işçiler şöyle anlatıyor: “Patron bir gün yüksek üretim yapan bölümdeki işçilere baklava ısmarladı. Ardından teşekkür konuşması yaptı. Bir kadın işçi patrona şu soruyu sordu: ‘Üretim artıyor, bize de baklava ısmarladınız ama ücretlerimiz neden artmıyor?’ Soru karşısında patronun sessiz kaldı. O sessiz kalınca kadınların örgütlenmesini hızlandı. İşçiler ne alacaksa kendi elleriyle alacaklarını gördü.”

1 MAYIS VE 8 MART

İşçilerle 1 Mayıs’ı ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü konuşuyoruz. Önceki 1 Mayıs’lar onlar için dinlenme gününden başka bir şey değil. Herkes evde oturuyor dinleniyormuş. 1 Mayıs’ta olay çıktığını, gitmek istemediklerini ifade ederek “1 Mayıs işçi bayramı gibi durmuyor. Hakkını savunamıyorsun” diyorlar. Şimdi 1 Mayıs’a iki koşulla gideceklerini söylüyorlar: 1 Mayıs alanına beraber gitmek ve talebini dile getirebilmek. 8 Mart’tı Pendik Kadın Dayanışma Derneği üyesi bir işçi anlatıyor: “8 Mart’ta dernekte yapacağımız etkinliğin davetiyelerini getirdim. Kadın işçiler etkinliğe gelmek istemediler. Şimdi olsa burada büyük bir kutlama olur.”

DİRENİŞ ESKİ-YENİ İŞÇİ GERİLİMİNİ BİTİRDİ

SeraPool’de yeni işçiler eski işçilerden az da olsa yüksek ücret alıyor. Bu durum eski ve yeni işçiler arasında çatışma yaratıyormuş. Ancak şimdi 10 yıllık işçiyle 10 aylık işçi omuz omuza direniyor. Eski işçilerden biri anlatıyor: “10 yıldır SeraPool’de çalışıyorum. 1200 lira alıyorum. Ağır işleri eskiler yapıyor çünkü yeni işçi o işi yaparsa kaçar, bizim aldığımız ücrete çalışmaz. Genç erkekler de çalışmadığı için kadın işçileri alıp ağır iş yaptırıyorlar.”

ÖNCEKİ HABER

Direniş okulunun son öğrencileri: SeraPool işçileri

SONRAKİ HABER

Leningrad kuşatması tanığına madalya

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...