İşçiler seçim vaatlerini unutmayacak

Ümit KARTAL
İstanbul

Yeni dönem milletvekilleri önceki gün yemin etti. Herkes kimin kimle koalisyon yapacağını, hükümetin nasıl kurulacağını konuşuyor. Ancak tartışmanın böyle sürmesi, oy verenlerin taleplerinin silikleşmesine sebep oluyor.

Bağcılar Güneşli’de farklı fabrikalardan işçilere yeni seçilen milletvekillerinden ve oluşacak hükümetten taleplerinin ne olduğunu sorduk. İşçiler yine ‘Yaşam koşullarının düzeltilmesi’ gerektiğine vurgu yaptı.

EMEKLİLİK YAŞI YENİDEN DÜZENLENMELİ

Sabah vardiyası girişinde konuştuğumuz Orjin Deri İşçisi Akın Ocaklı, milletvekillerinin hepsini halkın seçtiğini, bu yüzden hepsinden beklenti içinde olduklarını dile getirdi. “Beğensek de beğenmesek de seçilenler de oy verenler de bu ülkenin insanları. Kimseyi dışlamadan bir araya gelerek bizim dertlerimize çare aramaları lazım” diyen Ocaklı, en büyük sorunun ise ekonomi olduğunu söyledi. Ülke ekonomisinin büyüdüğünü, sokağa çıkıp araba markalarına bakınca bile anladığını ifade eden Ocaklı, kendi ekonomisinin ise her geçen gün geriye gittiğini anlattı. “Gelmişim 44 yaşına, hâlâ çocuklarımı nasıl okutacağımı düşünüyorum. Bu ülkede bu kadar zenginlik varken, biz hâlâ neden ay sonunu nasıl getireceğimizi düşünüyoruz?” diye soran Ocaklı, 1985’ten bu yana çalıştığını ve kendisinden 2 yıl önce sigorta başlangıcı yapanların emekli olmasına rağmen kendisinin yasal değişiklikler nedeniyle 8 yıl kayba uğradığını kaydetti. Ocaklı, şöyle devam etti: “Bizim suçumuz ne, 8 yıl uzattılar emeklilik hakkımızı. İşe başlıyoruz sözleşme yapılıyor, sözleşme bitmek üzereyken vazgeçtim 8 yıl daha çalışacaksın deniliyor. Bu adalet mi? Bize bunu reva görenlere kendi çapımda sandıkta cevabımı verdim. 44-45 yaşlarında gözlerimiz görmemeye başlıyor. İnsanın o yaştan sonra iş bulması çok zor. Mesleğimiz var ama belli yaştan sonra bizi çalıştırmazlar. Hadi diyelim ki SGK zor durumda, onu da anlıyoruz. Bizim de katkımız olsun ama hep işçiden hep işçiden nereye kadar, biraz da işveren ve devlet elini taşın altına koysun.”

GREV YASAKLARINA HAYIR

Bu yılın başında MESS’le yapılan toplusözleşme döneminde greve çıkan ancak grevleri Bakanlar Kurulu kararı ile ertelenen Paksan Makine işçilerinden Caner Koçak da yasaların demokratikleştirilmesi gerektiğini söyledi. Koçak, “Biz greve çıktık, yasal hakkımızı kullandık. Toplanmayan Bakanlar Kurulu acilen toplandı ve grevimizi yasakladı. Bunu görmek istiyoruz. Sendikaya üye olmak da greve çıkmak da yasal hakkımız. Ancak grevimiz yasaklandı. Bu demokratik değil. Yasaklarla bir yere varılmadığını görüyoruz. Sonuç olarak gördük, Bursa’da, Kocaeli’de metal işçileri ayağa kalktı. O yasakları koyanları bir yere getiren de işçiler”dedi.  “Asgari ücretin yükseltilmesi lazım. 1500-1400 diyenler artık işçilere çalışmalı” diyen Koçak’a “Umudun var mı?” diye sorduğumuzda şu yanıtı verdi: “Umudumuz var tabii. Her yeni gün umuttur. Umut da fakirin ekmeği.”

MEYDANLARDA BAĞIRANLARI UNUTMAYACAĞIZ

Seçim döneminde tüm partilerin vaatlerini dinlediklerini ve ona göre oy verdiklerini söyleyen bir diğer Orjin Deri İşçisi Özcan Keskin ise “Seçim meydanlarında bağıranları unutmayacağız” dedi. Siyasi partilere “Şimdi buyurun bakalım, kimin ne yapacağını göreceğiz” diye çağrı yapan Keskin, seçim sonuçlarının hayırlı olduğu kanaatinde. Seçim döneminden aklında en çok ikramiye ve asgari ücrete zam vaatlerinin kaldığını ifade eden Keskin, “Halk cevabını verdi. Şimdi sıra onlarda” dedi.

SURİYELİ İŞÇİLER KAYDA ALINMALI

2 yıldır Nakış İşçileri Birliği etrafında sürdürdükleri mücadelelerini şimdi sendikalaşarak taçlandırmak isteyen nakış işçilerinden Ömer Acar ise çalışma sürelerinin kısaltılması, asgari ücretin yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Kayıt dışı çalıştırmanın ve sigortaların düşük ücretten yatırılmasının çok yaygın olduğunu ifade eden Acar, tüm işçilerin beklentisinin bunların düzeltilmesi olduğunu ifade etti. Suriyeli işçilerin sorunlarının da artık kendi sorunları haline geldiğini söyleyen Acar, “Onlar da kayıt dışı çalıştırılıyor ve hepimizin ücretleri bu şekilde düşüyor. Suriyeliler de bizlerle aynı şartlarda çalışmalı. Bu tüm işçilerin yararınadır. Belki görünmüyor ama bu acilen çözülmesi gereken bir sorun” dedi.

SENDİKALAŞTIK BAŞIMIZA GELMEYEN KALMADI

Bağcılar’da TEKSİF’e  üye olduktan sonra işten atılan ve bir çok resmi kuruma başvurmalarına rağmen, haklarını alamayan Angora Tekstil işçilerinden Hüseyin Morgün de öncelikli beklentilerinin işçilerin sosyal haklarının tanınması olduğunu söyledi. “Angora’da biz sendikaya üye olduk. Bir sürü resmi kuruma başvurduk. Başımıza gelmeyen kalmadı. Hâlâ haklarımızı alamadık. Mahkemeler sürüyor. Maaşlarımızı bile ödemeden kaçtı patron” diyen Morgün, yasaların uygulanmadığını, yasaların açıklarından hep patronların yararlandığını söyledi. Yabancı sermayenin ülkeye gelmesiyle ilgili de düzenlemeler beklediklerini ifade eden Morgün, “Biz de ülkeye yatırım gelsin istiyoruz. Ancak buraya işçi sömürmek için değil iş için gelsinler” diye konuştu. Angora’da hakları için direnirken, sadece dönemin milletvekillerinden HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’i yanlarında gördüklerini ifade eden Morgün HDP’ye oy vermiş. Morgün, “Bizim partimize baskı yapmamıza gerek yok. Zaten onlar hep mücadelenin içindeydi. Bundan sonra da yanımızda olmalarını istiyoruz ve zaten sözlerinde duracaklarını biliyoruz”dedi.