24 Haziran 2015 01:31

İş ve ekmek mücadelesini daha yükseltmeliyiz

Paylaş

Tekstil işçisi
İkitelli/İstanbul


Merhaba Evrensel okurları ben bir tekstil firmasında 6 yıldır çalışmaktayım. Çalıştığım firma dünyaca ünlü bir firma. TEKSİF’in  üyesiyiz fakat sendikamız varla yok arasında. İşçilerin sorunlarına pek eğilim göstermeyen, fakat şube başkanının haftada sadece bir gün yemeğe geldiği, işçileri dinlemediği, onların sorunlarını tartışmadığı bir durum var.

Evet tabii ki metal işçileri bizim fabrikayı da etkiledi. Çünkü 20 yıllık işçi hâlâ 1300 lira gibi komik bir rakama çalışmakta, bu da ister istemez sınıf mücadelesini etkilemekte. Hatta Ford’da kardeşinin çalıştığını söyleyen bir arkadaşım var, keşke biz de birlik olabilsek diyerek sohbet ettik. 

Ben biraz seçim öncesi ve sonrasından söz etmek istiyorum. Evet bir seçim daha geçti. Seçim öncesi tartışmalar, AKP Hükümetinin işçi ve emekçileri görmediğini hatta unuttuğunu ve kölelik düzenini getirdiği bir dönem yaşadık. Onlarca iş cinayetleri ve milyonlarca emekçinin beklentilerine karşılık olamamış aksine emekçileri talan soygun ve hırsızlıklardan dolayı görmemiştir. 

İşçiler ve emekçiler parti tartışmasından çok aslında kölelik düzeninin kaldırılması taşeron sisteminin yok edilmesi asgari ücretin insanca yaşayacak düzeye getirilmesi emeklilik yasasının yeniden düzenlenmesi bir milletvekili bir dönemden sonra emekli olunca işçiler 60 yaş dayatılınca adaletin nerede olduğu gözlemleyen ve dile getiren emekçiler sonucunda bir çok söylemler siyasi liderlerin sözleri üzerinden bir seçim yapıldı ve biz işçiler de seçimimizi yaparak oyumuzu verdik ama bugün başka bir tartışma var.
Hükümeti kurmaya kimsenin yanaşmaması tekrardan siyasi liderlerin verdikleri sözleri unutup başka şeylerin tartışılması bu gün açısından bir kez daha göstermiştir ki aslında seçim halkın iradesini bile bazen yok saymaktadır. Evet gündem hükümetin kurulması kimle kurulabilir, kim uygun olur, işçileri kim düşünür, tartışmalarına açıkça sunu söyleyen bir arkadaşım var: “Yav 3 dönem AKP’ye verdim bu dönem HDP’ye verdim. Sırf başkan olmasın bir sarsılsın kendilerine gelsinler, bilsinler ki bu halk bunları iktidar yaptı, yarın da yine bu halk bunları yok eder.” Diğer bir arkadaş ise “Ben MHP’ye verdim ama eğer Bahçeli AKP ile hükümeti kurarsa bir daha asla MHP’ye oy vermem” diye konuştu. CHP’li arkadaşlar arasında ise “En iyisi CHP, MHP, HDP’nin bir birlik oluşturmaları ve yolsuzlukları soruşturmaları” diyenler var. 
Bizler iş ve ekmek mücadelesini daha yükseltmeliyiz artık ve özgürlüklerimiz, adalet sisteminin yeniden düzenlenmesi, sendikal hakların yeniden ele alınması, taşeron sistemi ve emeklilik yasasının yeniden düzenlenmesi, çalışma saatlerinin yenilenmesi, açlık ve yoksulluk sınırına etiketlenecek bir asgari ücret belirlenmesi, tüm işçi sınıfının tekrardan mücadele alanlarında birleşmesi, işten atılma korkusu olmadan özgürce hak arama mücadelesi içinde olmamız gerektiğini ifade ettiğimizde “Evet çok doğru bizler aslında bunları düşünelim bu günden sonra çocuklarımız için mesaiye kalarak değil, ücretlerimizi arttırarak eşimize çocuğumuza daha çok zaman ayırarak kölelik düzenini yıkacağımız bir güç oluşturmalıyız” diyen çok oluyor. Ama maalesef hani hemen her fabrika ve işletmede “Ya buradan bir şey olmaz yapan kendine yapar kimse gelmez birlik olamayız” tartışmaları başlıyor. Fakat aslında hepimizin sorunları diz boyunu aştı çocuklarımıza mutlu bir gelecek ve mutlu bir yarını nasıl bırakacağız. Arkadaşlarımıza güvenmeyerek mi yoksa birlikte konuşarak sorunlarımıza birlikte çözüm arayarak mı?.. 

Artık bu dönem işçilerin ve emekçilerin mücadele yılı olmalı. İşçiler emekçiler verilen sözlerin tutulması ve iş güvenliği işçi sağlığına daha bir önem veren bir yere gelmesi açısından artık bize her alanda mücadeleyi büyütmek düşmektedir. Bizler bunun koşullarını aramak ve güçlendirmek için artık fabrikada emek üzerinden sohbetlerimizi geliştireceğiz ve ortada duran pastadan payımıza düşeni almak için artık birlik olacağız. Bu noktada bir uzlaşma sağladık ama tabii ki bu sürece gelmede yine işçilerin direnişleri belki de cesaretlendiriyor. Çünkü bu ülkenin en ağır ve en pis işidir bir anlamıyla tekstil ama kimse tekstil işçisini görmez, duymaz. Artık bizler de birleşeceğiz ve alanlarda haklarımız için mücadele edeceğiz diyorum. Yaşasın işçilerin birliği diyorum ve tüm direnişteki arkadaşları da gazetemiz Evrensel aracılığıyla selamlıyorum... 

ÖNCEKİ HABER

Adalet Bakanlığı Mehmet Yamaç’ı ölüme terketti

SONRAKİ HABER

Ermenistan'da 'hırsızlığa hayır' tepkisi Saray'a dayandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...