21 Haziran 2015 04:50

Çalışma hayatında LGBTİ gerçeğinin farkına varmak

LGBTİ hak mücadelesinin gelişmesiyle birlikte artık LGBTİ bireyler de çalışma hayatında karşılaşmış oldukları zorlukları duyurmaya ve bunun önlenmesi için hak arayışına girmişlerdir. Özellikle son on yılda çalışma hayatında LGBTİ görünürlüğünün arttığını ve hak taleplerinin çoğaldığını gözlemlemek mümkündür.

Paylaş

Av. Türker VATANSEVER*

Çalışma hayatı, LGBTİ bireyler açısından ayrımcılığın en yoğun fakat en sessiz bir şekilde yaşandığı alandır. Çünkü çalışma hakkı ve özgürlüğü, ekonomik ve sosyal haklar kapsamı içerisinde, bireyin en temel haklarındandır ve herkes gibi LGBTİ bireyler de maddi refahını sağlamak, üretime katılmak ve ruhen tatmin olmak için çalışmak zorundadır. Çalışma hakkı ve özgürlüğü anayasal bir hak olmasına rağmen LGBTİ bireyler açısından bu hak, halen ülkemizde mücadele edilmesi gereken bir konudur.

Yasalarımızda çalışma hayatında ayrımcılık yapılması yasaklanmış olmasına rağmen mevcut yasalarımız bu ayrımcılığı önlemeye yetmemektedir. Bu ayrımcılığın önlenememesi, LGBTİ bireylerin çalışma hayatında ilişkide olduğu işyeri ya da işyerindeki diğer çalışanların ötekileştirici yaklaşımları ve davranışlarından kaynaklanmaktadır. Bu ayrımcılık örnekleri işe alma, işten çıkarma, terfi, maaş belirleme ve görev atamaları gibi kurumsal politika ve kararlarda ortaya çıkan ayrımcı uygulamalar kadar kurumsal politikaları içermeyen, sözlü/sözsüz taciz ve düşmanca davranışları da içermektedir.

Lezbiyen, gey ve biseksüel bireyler, trans ve interseks bireylere nazaran daha fazla çalışma hayatı içerisinde yer alabilmektedirler. Ne yazık ki trans bireyler, görünürlük açısından birçok alanda yaşadıkları ayrımcı uygulamaları çalışma hayatında da fazlasıyla yaşamaktadırlar. İnterseks bireylerin ise LGBT hareketi içerisinde seslerini duyurması çok yenidir.
LGBTİ bireylerin çalışma hayatında karşılaştıkları ayrımcılıkları, işe alım sürecinde ve iş ilişkisi devam ederken olmak üzere ikili bir şekilde değerlendirebiliriz.  Çalışma hayatındaki ayrımcı uygulamalar LGBTİ bireylerin her biri için ayrı olsa da bu ayrımcı uygulamalar birtakım benzerlikler gösterirler. İşe alım sürecinde karşılaşılan ayrımcılık, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sebebiyle işe kabul edilmeme olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmanın devam ettiği süre boyunca yaşanan ayrımcı uygulamalar ise genellikle çalışmayı sonlandırma aşamasında bireylerin karşısına çıkmaktadır. Bu nedenle LGBTİ bireyler işten çıkartılmakta ya da daha fazla iş verme yahut hiç iş vermeme, yapılan işlerin takdir edilmemesi ve çalışanın yok sayılması suretiyle istifaya zorlanmaktadırlar. İşten çıkarılmaya yönelik açıklamalarda genellikle cinsel yönelime değinilmeden bireyin işin niteliğine uygun olmadığına ya da performansının düşük olduğuna yönelik farklı nedenler ortaya konmaktadır. Çalışma ilişkisi devam eden ve işten çıkarılmayan LGBTİ bireyler ise düşük ücret, kıdem/terfi artırılmasının engellenmesi gibi ayrımcı uygulamalarla karşılaşmaktadırlar. Özellikle kamu sektöründe çalışan LGBTİ bireyler, “ahlaksız yaşam tarzı” gibi muğlak bir nedenle iş gücü piyasasından dışlanmaktadır.

Cinsel yönelimi nedeniyle işten çıkarılan çalışanların hak arama yolu ise son on yılda artmış olmasına rağmen işyerine dava açılması, kişiyi daha da görünür kılacağı için LGBTİ bireyler bu kararı vermekte dahi ikilemde kalmakta, yeni bir iş bulması sürecinde yeni ayrımcı uygulamalarla tekrar karşılaşacakları korkusunu geliştirmektedirler.

GÖRÜNÜRLÜK ARTIYOR, MÜCADELE BÜYÜYOR

LGBTİ hak mücadelesinin gelişmesiyle birlikte artık LGBTİ bireyler de çalışma hayatında karşılaşmış oldukları zorlukları duyurmaya ve bunun önlenmesi için hak arayışına girmişlerdir. Özellikle son on yılda çalışma hayatında LGBTİ görünürlüğünün arttığını ve hak taleplerinin çoğaldığını gözlemlemek mümkündür. Sosyal ve ekonomik hakların iyileştirilmesi konusu, özellikle istihdamda LGBTİ farkındalığının geliştirilmesi konusunda birçok LGBTİ örgütü çalışmalar yapmaktadır. Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) olarak çalışma hayatındaki LGBTİ bireylerin haklarının tanınması ve iyileştirilmesi, LGBTİ çalışan açısından farkındalık yaratılması amacıyla yuvarlak masa toplantıları yapmaktayız. Bu toplantılar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, özel sektörde yer alan şirketler, sendikalar ve çeşitli derneklerin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşmektedir. LGBTİ hak mücadelesinin görünürlüğünün artmasıyla birlikte Eğitim-Sen gibi sendikalar, LGBTİ çalışanlar hakkında ayrımcılığı önleyici girişimlerde bulunmakta; bazı özel sektör şirketleri ise şirket içi kurallarında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dair ayrımcılık yapılmayacağına dair kurallar belirlemektedir. Bu gelişmeler, diğer dernek, sendika ve özel sektör şirketlerine de örnek oluşturacak gelişmelerdir.

Türkiye’deki çalışma hayatı açısından en yüksek kurum olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise istihdamda LGBTİ ayrımcılığına ne yazık ki halen çok yabancıdır. LGBTİ bireylerin işyerinde yaşadıkları ayrımcılıkların araştırılması konusunda iş müfettişleri LGBTİ kavramına uzak oldukları için yeterli araştırmayı yapamamaktadırlar. Çalışma hayatında LGBTİ bireylerin varlığı su götürmez bir gerçek olmasına rağmen LGBTİ bireylerin yaşadıkları ayrımcılıklar konusunda Bakanlık tarafından yapılmış bir araştırma ya da çalışma halen bulunmamaktadır. Bu bağlamda LGBTİ örgütleri olarak ekonomik ve sosyal hakların kazanılması açısından geniş katılımlı toplantı ve çalışmaların yapılmasıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na hak ve taleplerin bildirilmesi ve istihdamda LGBTİ ayrımcılığına son verilmesi açısından sunulacak öneriler, çalışma hayatında LGBTİ ayrımcılığının önlenmesini sağlayacaktır.

*Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği
(SPoD)

ÖNCEKİ HABER

Türkiye’deki ‘Yahudi sorunu’ açıklamaları ve Edirne Büyük Sinagogu

SONRAKİ HABER

Örgütlen(e)meseler de, yürü(ye)meseler de, bu hareket onların da hareketi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...