EMEP: Demokrasi cephesini büyütelim

HDP ile ittifak yaparak seçimlere giren Emek Partisi (EMEP) basın açıklamasıyla seçim değerlendirmesi yaptı. EMEP, HDP’nin demokrasi güçleri ile beraber barajı yıkarak 80 milletvekili çıkarmasının AKP’nin geriletilmesini sağladığına vurgu yaparak bu başarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin “tek adam, tek parti düzeni” anlayışıyla gündeme getirdiği başkanlık dayatmasını engellediğini ve bu cepheden başta işçi sınıfı olmak üzere halka yönelecek yeni saldırıların önünün de kesildiğini vurguladı.

EMEP açıklamasında seçim sonuçlarıyla AKP gericiliğinin ülkeyi tek başına yönetemez hale geldiği belirtildi. Seçim başarısıyla halka, demokrasi ve barış taraftarlarına görece rahat bir nefes aldıracak, demokrasi taleplerinin ileri sürülüp elde edilmesiyle sınıf mücadelesinin gelişmesinin olanaklarının artıp önünün açılacağı belirtilerek “AKP hâlâ, koalisyon seçenekleri içinde burjuva gericiliğin düzenin ‘istikrarı sağlayacak iktidar’ arayışlarında önemli rol biçtikleri bir parti durumundadır” vurgusu yapıldı. EMEP, emek ve demokrasi güçlerinin ortak birlikteliğinin ileri taşınması gerektiğini söyleyerek “7 Haziran seçimlerine HDP ile ittifak halinde giden partimiz, emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesini bugünkü düzeyinin ötesine taşıyacak bir birlik zemini ihtiyacına birçok vesileyle dikkat çekmiştir. Partimizin 7. Kongresi’nin ardından yapmış olduğu ‘demokrasi cephesi’ çağrısı da bu anlayışın bir sonucudur” dedi.

EMEP’in 7 Haziran seçimlerini değerlendirdiği basın açıklaması şöyle:

"Partimiz 7 Haziran seçimlerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile ittifak yaparak katılmıştır. Partimiz dışında da çeşitli politik örgüt, kurum ve çevrelerle ittifak yapan ya da desteğini alan HDP’ye çok sayıda aydın, bilim insanı ve sanatçı da güç vermiştir.

HDP, demokrasi güçleri ile birlikte halkın iradesinin önüne kurulan barajları yıkmış ve 80 milletvekili çıkararak emek ve demokrasi güçlerinin Meclis’te güçlü bir şekilde temsil edilmesini sağlamıştır. 7 Haziran seçimlerinin en önemli sonuçlarından birisi kazanılan bu başarıdır.

Bu başarı aynı zamanda AKP’nin geriletilmesini de sağlamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin “tek adam, tek parti düzeni” anlayışıyla gündeme getirdiği başkanlık dayatması engellenmiş ve bu cepheden başta işçi sınıfı olmak üzere halka yönelecek yeni saldırıların önü kesilmiştir. Bu da 7 Haziran seçimlerinin en önemli kazanımıdır.

AKP bu seçimlerle tek başına iktidar olma imkanını yitirmiştir. Bunun, AKP tarafından ülkenin Ortaçağ karanlığına sürüklenmesine “dur” denmesi kadar içeride ve dışarıda savaş politikasının sürdürülmesinin frenlenmesine de hizmet etti. Kürt sorununda şoven politikalara sarılarak “çözüm süreci”ni inkara kalkışan AKP’nin seçimlerden zayıflayarak çıkması AKP’nin Kürtlerin de partisi olduğu iddiasını boşa düşürerek, halkın çatışmasızlığın sürmesi isteğini ve barışa olan özlemini gösterdi.

Seçimlerdeki güç ve itibar kaybı, AKP’nin ve sözcüsü olduğu egemen güçlerin, mezhepçi politikalarla başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’daki çatışmalara doğrudan müdahil olmasının, IŞİD türü cihatçı terör örgütlerinin desteklenmesinin ve Yeni-Osmanlıcı yayılmacılığın sürdürülmesinin olanaklarını zayıflatmıştır.
Meclis çoğunluğunu şart koşan gece yarısı “torba yasaları” bundan böyle kolaylıkla çıkarılamayacak, “darbe” nitelemesi ve savcı ve hakimlerin tutuklanıp görevden alınmasıyla soruşturmalar iki dudak arası talimatlarla durdurulup tersine çevrilemeyecek, protestocu gençlerle beğenilmeyen haber yapan gazetecilere müebbete varan cezalarla kolaylıkla davalar açılamayacak, başlamasıyla “ertelenmesi” bir olan grevler artık aynı kolaylıkla yasaklanamayacaktır.

AKP’nin halk ve demokrasi karşıtı (düşmanı) gericiliğiyle ülkeyi tek başına yönetemez hale gelmesi, halka, demokrasi ve barış taraftarlarına görece rahat bir nefes aldıracak, demokrasi taleplerinin ileri sürülüp elde edilmesiyle sınıf mücadelesinin gelişmesinin olanakları artıp önü açılacaktır.

Ancak bunun kendiliğinden olmayacağı kesindir. Askeri ve bürokratik mekanizmalarıyla burjuva devlet ve onun eklentisi olan saldırı ve terör araçları yerli yerinde durmaktadır. Üstelik gerileyen güç olsa da, seçimlerden birinci parti olarak çıkan AKP hala, koalisyon seçenekleri içinde burjuva gericiliğin düzenin ‘istikrarı sağlayacak iktidar’ arayışlarında önemli rol biçtikleri bir parti durumundadır.

7 Haziran seçimlerine HDP ile ittifak halinde giden partimiz, emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesini bugünkü düzeyinin ötesine taşıyacak bir birlik zemini ihtiyacına birçok vesileyle dikkat çekmiştir. Partimizin 7. Kongresi’nin ardından yapmış olduğu “demokrasi cephesi” çağrısı da bu anlayışının bir sonucudur.

Partimiz bu seçimlerde sermaye partilerine karşı, demokratik bir halk seçeneği oluşturmak için güç birliği yapanların çabalarına büyük değer vermekte ve bu çabaların önümüzdeki süreçlerde daha da büyütülmesi gerektiğine işaret etmektedir.

7 Haziran seçim sonuçları, işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelelerinin gelişmesinin olanaklarını artırmıştır. Halk bir statükoyu yıkmış, değişim tercihini ortaya koymuştur. Gezi sürecinde halk hareketinin kazandığı özgüven ve başarıyı, hemen yanı başımızda, AKP iktidarının destek verdiği IŞİD barbarlığına karşı Kobane’de kazanılan başarı izlemiştir. Yine işçi ve emekçilerin yoğun sömürü ve ağır çalışma ve yaşam koşullarına karşı mücadelesi yükselmektedir. 7 Haziran seçimlerinde kazanılan başarı da bu tabloyu tamamlamıştır.

HDP ve demokrasi güçlerinin elde ettiği seçim başarısı sadece Türkiye halkları açısından değil, bölgedeki tüm halklar açısından da bir başarıdır.

Ortaya çıkan bu yeni durum içerisinde dün olduğu gibi bugün de partimiz için temel önemde olan sorumluluk bütün milliyet ve inançlardan işçi sınıfı ve emekçilerin, acil ekonomik, sosyal ve demokratik taleplerinin kararlılıkla savunulmasıdır. Tekellerin, işbirlikçilerinin ve büyük toprak sahiplerinin egemenliğine karşı halkların bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin yükseltilmesidir." (HABER MERKEZİ)