19 Haziran 2015 00:53

Proleter ilçesinin emektar yardım gönüllüleri

Paylaş

Okay DEPREM 
Donetsk

Donetsk’te ikinci Minsk Ateşkes Anlaşması ile başlayan süreç, Ukrayna ordusuna ait askerlerin 3 Haziran itibariyle Maryinka kasabasını ağır bombardıman altında tutmaya başlaması ile fiilen sona ermişti. Ateşkesle birlikte az çok nefes almaya başlayan başkent ve civarındaki yerleşim birimlerinde bombardımanla birlikte gerginlik artmaya ve tansiyon yükselmeye başladı. Ancak halkın ekonomik ve sosyal problemleri ise devam ediyor. Özellikle henüz geçen senenin yaz ortası-sonlarında ve sonbahar aylarında Donetsk’in etrafında bulunan ufak yerleşim birimlerinde çatışmaların başlamasıyla evlerini kaybeden binlerce Donbasslı kitlesel olarak kent merkezindeki yurtlara yerleştirilmişti. İmkanı olanlar ise güvenli ilçelerde oda veya ufak daireler kiralamak suretiyle mülteci hayatlarına adım atmak zorunda kalmışlardı.  

MÜLTECİLERE YARDIM ÖRGÜTLERİNİN ÖNCELİĞİ

Kentin hemen hemen her yerinde görülebilecek mülteciler bir numaralı mağdur statüsündeler ve resmi ve özel tüm yardım kuruluşlarının da önceliklileri arasında başta geliyorlar. Konu bağlamında geçtiğimiz aylarda, kent merkezindeki en büyük resmi yardım kuruluşunun haberini gazetemize taşımıştık. Bu sefer de Donetsk kentinin en uzak ilçesi sayılan Proleter’in merkezi yardım kuruluşu olan “Yürek Fonu”nu ziyarete gitmeye karar veriyorum. Kentin en güney sınırlarında yer alan ilçeye giderken, 1 milyonluk nüfusuna karşın çok geniş bir alana yayılan Donetsk’in coğrafi büyüklüğünü bir kez daha fark etmiş oluyorum. İlçe belediyesinin hemen yanındaki çocuk kültür sarayının ilk katında yardım fonu “Fond Sertse”nin kabinine giriyorum. Burada beni 3 genç kadın karşılıyor. Önce onların öyküsünden başlayalım... 

ÖNCE KONUTLARDA VE SOKAKTA ÖRGÜTLENDİLER 

Alyona Aleksandrovna Osiyçuk’in yanında İnna Nikolayevna Artyomenko oturuyor. Yaklaşık bir yıl kadar önce yani savaş Donetsk civarına sıçradıktan hemen sonra, aralarından İnna Nikolayevna Artyomenko kendi kişisel gayretleri ile ilçelerinde bir yardım organizasyonu kurma kararı alır. Savaştan önce ülke çapında yayımlanan bir reklam gazetesinde editör olarak çalışan İnna’nın temel amacı öncelikle evleri başta olmak üzere savaşta kişisel eşyaları da dahil neredeyse her şeylerini kaybetmiş ve ilçelerine yerleşmiş mülteciler için yardım toplamaktır. Çıktığı bu yolda en ufak bir mekandan, kadrodan veya resmi destekten yoksun olan İnna’nın yardım seferberlik öyküsünü kendisinden dinleyelim: “Akraba ve tanıdıklarını kaybetmişler, işsizler, zorunlu olarak işten atılanlar ve emekliler; yardım toplayıp ulaştırmak istediğim başta gelen mağdur nüfus kesimleriydi. Önceleri evlerde hatta sokaklarda toplanıyorduk. Ardından Kalininskiy ilçesinden 95 No’lu okulun müdürü bize sağ olsun bünyelerinde belirli bir kapalı mekan sağladı ve orada sağdan soldan topladığımız yardımları biriktirmeye başladık. Sonradan, sadece birkaç ay önce şu anki kapalı yerimize geçebildik, bir ofisimiz olmuş oldu. Ve yaklaşık 3 aydır da oldukça aktif faaliyet yürütüyoruz. Burada haftanın 5 günü sabahtan ikindi vaktine kadar duruyoruz.” 

Yardımlar temel olarak nereden geliyor, nerelerden temin ediyorsunuz? 
Çoğunlukla fiziksel şahıslardan ulaştırılıyor. Tüzel kişilerden pek gelmiyor. Fiziki yüzlerden de hem somut mal-ürün olarak hem de doğrudan parasal olarak yardım alıyoruz. 

Peki bu parasal yardımların kaynağı hangi şehir veya bölgeler? 
Tamamına yakını Ukrayna tarafından geliyor. Rusya ve diğer ülkeler bu listede yok çünkü malum, onlarla telefon başta olmak üzere sesli, organik ve hızlı iletişim kurmamız bizim açımızdan çok daha zor ve pahalı. 

Aldığınız parasal bağışları insanlara doğrudan para olarak mı veriyorsunuz yoksa bunları bir şekilde somut yardımlara mı dönüştürüyorsunuz? 
Parayla herkese, her haneye eşit, standart olarak dağıttığımız yardım paketlerini kendimiz satın alıyoruz. Her yardım paketinin de ağırlığı 8.5 kg. Bu arada, parasal yardımları neredeyse sadece engellilere veriyoruz. Şu ana kadar, yani 2-3 veya 3-4 ay boyunca 100’den fazla engelli vatandaşa tek seferde veya birkaç defa olmak üzere parasal anlamda yardım yaptık. 

Nedir meblağ? 
Ortalama ayda 2 kere olmak üzere, her seferinde 800 Grivna. (100 TL.)

SAVAŞ MAĞDURLUĞUNDAN YARDIM GÖNÜLLÜLÜĞÜNE… 

İlk başta Alyona Aleksandrovna Osiyçuk ile konuşuyorum. Alyona’nın “Yürek Fonu”nda görev almaya başlamasının üzerinden sadece birkaç hafta geçmiş. Kendisi aslen mekanik mühendisi olmasına karşın savaştan önceki uzun yıllar boyunca gıda nakliyesi işinde çalışmış. Savaş mağduru ufak şehirlerden İlovaysk’a bağlı Mospine adlı ufak yerleşim biriminden gelmiş Donetsk’e annesi ile birlikte; hem çalışmaya hem de yaşamaya… 2014’ün ağustos ayında memleketlerindeki tek katlı evleri yoğun çatışmalar sırasında tamamen yanıp yıkılmış. Şanslarına, çarpışmaların gün be gün artması karşısında konutlarına top isabet etmeden sadece 4 gün önce ayrılmışlar. Önce ağustos ayında birkaç aylığına Azak Denizi üzerinde bulunan Berdyansk şehrine sığınmışlar. 

“Parasal yardımlarla bir bütçe belirleyip, marketlerden kendimiz alışveriş yapıp söz konusu paketleri hazırlıyoruz. 

Peki ne var bu yardım paketlerin iniçinde?
2 kilo un, 1 kilo pirinç ve şeker, 2 kilo greçka (bir tür tahıl ürünü), ay çiçek yağı, çay, toplam miktarları bir kiloya yaklaşan 2’şer adet et ve balık konservesi (sardinya), deterjan, şampuan, diş macunu, temizlik jeli, vücut jeli, Arap sabunu ve banyo sabunu. 

Şu ana kadar ne kadar bağışçıdan yardım alabildiniz ve ne kadar mağdur insana yardım edebildiniz? 
Şu ana değin bağışçı sayısı 100 olmamıştır bile. Birkaç on kişi desek yeridir. Ancak yardım ulaştırabildiğimiz insanların mevcudu 500’ü aşmıştır. 

Yardım yapılacaklar nasıl belirleniyor, nasıl seçiyorsunuz?.. Yani süreç nasıl işliyor, ne gibi formaliteler söz konusu? 
Başvuruda bulunanlar gelip önce form dolduruyorlar. Örneğin (bugün) salı itibariyle 22 kişi başvuru formunu doldurmuş bile. Haftanın belirli günleri başvuru, ancak her günü yardım alma günü olarak belirlenmiş durumda. Örneğin geçen perşembe 13 kişi gelip yardım paketlerini teslim aldı. Bunun gibi her gün yaklaşık 15-20 arasında kişi paketlerini alıyor. Bu arada,  geçtiğimiz yılın aralık ayından itibaren de engellilere ilaç yardımı yapıyoruz. 

Yardım yapacak gönüllüleri nasıl buluyorsunuz peki? 
Esas olarak internet siteleri vasıtasıyla. İlk etapta Ukrayna’nın belirli büyük şehir ve metropollerinde ticaret ve sanayi odalarının fihristleri aracılığıyla belirli başlı orta ve büyük ölçekli ticari işletmeler, firmalar belirleniyor. Ardından İnna Vadimovna da dahil olmak üzere üçümüz aramızda yaptığımız görev bölüşümü temelinde söz konusu kentlerdeki şirketlere tek tek kendimizi tanıttığımız ve yardım çağrısı yaptığımız mektuplar gönderiyoruz. 

Örneğin bir Odessa kentinde, yardım talebinde bulunduğunuz firmaların sayısı nedir ve ne kadarı maillerinize olumlu yanıt veriyor? 
Tespit ettiğimiz ticari müessese sayısı: 230. Müracaat ettiğimiz toplam sayı: 115. Bu sayının yarısı direkt yardım yapamayacaklarını beyan etti. Geri kalan yarısından ise ancak 2 firmadan özel şahıslar olumlu cevap verdi. 

Son olarak, bireysel başvuruda bulunanlar sizden yardım alabiliyorlar mı?
Hayır, ancak aile olması gerekiyor. Normal şartlarda en az 2-3 veya 4-5 kişi…  

‘EVİMİZİ BARKIMIZI BÜTÜNÜYLE KAYBETTİK’

Bugün yardım alacaklar listesinde bulunanlar tek tek odaya girmeye başlıyorlar. Ayaküstü yakalayabildiklerimden kısa kısa görüş alıyorum. İlk olarak kabine birisi koltuk değnekli olmak üzere yaşlıca iki adam giriyor. Kimliklerini gösterip kendilerini tanıttıktan sonra; adres, iletişim bilgilerini söylüyorlar ve ardından bir kağıdı imzalıyorlar. Ben de bu sırada onlarla konuşma fırsatı buluyorum.

Aleksandr Feodoroviç (70):

“Uzun süredir en ufak bir yardım alamıyordum. Savaştan evvel Vesyolaya kasabasında oturuyordum. Evimizi barkımızı bütünüyle kaybettik. Tren istasyonunun arka tarafları tamamıyla yaşanmaz hale geldi. Yine aylardır, neredeyse 1 yıl olacak, emekli maaşlarımız Ukrayna tarafından ödenmiyor.” 

İrina Petrovna Belaş (60) : Peski’de yaşıyordum. (Donetsk’in yakınlarında ufak bir kasaba) 11 ay önce oradan ayrılmak zorunda kaldık. Önce 6 ay kadar Moskova’da oğlumun yanında kaldım ardından ise Budyonovskiy ilçesinde (Donetsk’e bağlı) ufak bir daire kiraladık. Tam 10 ay boyunca Ukrayna devletinden emekli maaşı alamadım. Ancak yakın zamanda Ukrayna tarafına geçiş olanağı sağlayan özel izin belgesini en sonunda edinebildim ve gerekli işlemleri hallettikten sonra 10 ay boyunca biriken meblağı devlet nihayet hesabıma yatırdı. 

Valentina Feodorovna (62) :

İşte görüyorsunuz, torunum Dima ile geldim buraya. (O sırada, yardım gönüllülerinin bağışladığı oyuncaklar arasından kendisine bir oyuncak seçiyor.) Ben de eskiden Peski’de yaşamaktaydım. 2014 yaz döneminde çatışmalar başlar başlamaz DNR kuvvetleri özel otobüsler ayarlayarak hepimizi tahliye ederek şehir merkezinde yurtlara yerleştirdi. Şu anda 1 oğlum, 1 gelinim, 4 torunum ve 1 kızım ile birlikte yaşıyorum. Çatışmaların hemen başında bir komşumuz hayatını kaybetti. Şubat ayında ise eşimi kaybettim. 

11 AYDIR HALEN KENDİ EVİMİZE DÖNEMEDİK

Vera Grigoryevna Goman (75) :

Ben de diğerleri gibi aynı kasabadanım. Peski’de 3 katlı bir konutta yaşıyorduk. Eşyalarımızın hemen hemen hepsini kaybettik. 17 Temmuz tarihinde yani çarpışmaların ilk gününde oğlum acilen gelip bizleri alıp buraya getirdi ve Proleter ilçesine sığınmacı olarak yerleştik; ben, kızım, torunum ve kocam ile birlikte. Düşünün ki tam 11 aydır halen kendi evimize dönemedik. Geçici olarak, bir süreliğine ayrıldığımızı düşündüğümüzden yanımıza neredeyse hiçbir şey almadık. Sonrasındaysa terk edilmiş konut bölgesinde toplu yağma ve hırsızlık başladı. Son iki aydır emekli aylığımı ancak alabilmeye başladım. Bugün ise buraya ilk defa yardım almaya gelmiş bulunuyorum.   

YANIMIZA ALABİLDİKLERİMİZ İLE APAR TOPAR KAÇTIK   

Olga Stanislavna Topurina (41) : Önceleri Kızıl Haç Örgütünün yardımlarıyla az çok ayakta kalmaya çalıştık. Aylardır Rosa Lüxemburg Sokağı’ndaki yurtta barınmaya çabalıyoruz. Evvelden tam 17 sene Donetsk Havalimanında çalışıyor ve yine havalimanına oldukça yakın Vesyolaya beldesinde yaşıyordum. Kocam, kızım ve oğlum ile birlikte 2 katlı müstakil bir evde oturuyorduk. Eve roket mermisi isabet etti ve ev tamamen yanıp, kül oldu; yıkıldı. O sırada evde olan eşim yaralı olarak kurtulabildi. Olay tarihi 10 Ekim’de yanımıza alabildiklerimiz ile apar topar kaçtık.   

ŞANS ESERİ O SIRADA EVDE KİMSE YOKTU

Yana Valeriyevna Sasim (31) : Bugün buraya ilk defa yardım paketi almaya geldim. Daha önce 2.5 yaşındaki ufak çocuğum sayesinde “Axmetov Fonu”ndan destek alıyordum. Kızıl Haç ise sadece bir kereliğine yardım etti. Savaş başlamadan önce havalimanına yalnızca 700 metre mesafede ikamet ediyordum. Biz de 2 katlı kendi evimizde oturuyorduk. 2. katı bir füze vurdu ve bilhassa bu kat yanıp yok oldu. Şans eseri o sırada evde kimse yoktu. Şimdi ise Makyeevka’da yaşıyorum. Bir arkadaşımın babaannesinin evinde bir odada kocam ve iki çocuğum ile beraber kalıyoruz. Kendi evimize ancak yakın zamanda su ve elektrik verilebildi, düşünün. Ev halen oturulacak durumda değil. 

 

ÖNCEKİ HABER

Karaburun’da yargı hükmü bu kadar!

SONRAKİ HABER

SF Deri’den haberlere erişim engeli talebi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...