16 Haziran 2015 07:54

Zarar ettikleri için sondaj makinesi alınmamış

Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde geçen 28 Ekim’de 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan, 3’ü tutuklu 16 sanıklı davanın dün başlayan ilk duruşmasına bugün de devam edildi.

Paylaş

Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde geçen 28 Ekim’de 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan, 3’ü tutuklu 16 sanıklı davanın dün başlayan ilk duruşmasına bugün de devam edildi.

Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi’nin hissedarı Abdullah Özbey kendini kurtarmak için, sondaj makinesi alımından ve üretim haritalarından haberlerinin olmadığını söylese de çapraz sorguda çelişkili ifadeler ortaya çıktı. Rödovansçı şirketin patronu Saffet Uyar, sondaj makinesi olmaması nedeniyle katliamın yaşandığı madene neden sondaj makinesinin alınmadığı sorusuna “Soma’dan sonra ocaklar zarar ediyordu, bekledik” yanıtını verdi. Sondaj makinesi olsa katliamın olmayacağını söyleyen tutuklu sanık teknik nezaretçi Ali Kurt ise patronların üretim haritalarından heberleri olmadığı iddialarına tepki göstererek “Bunlar kaza olmuş bitmiş, avukatlarla oturmuşlar, nasıl kurtuluruz bu işten diye plan yapmışlar” dedi. 

PATRON: BİLGİM YOK!

Dün görülen ikinci oturumda sanıklardan ilk olarak maden bölgesinin ruhsat sahibi Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey’in ifadesi alındı. Ruhsat sahibi şirketin yöneticisi olduğunu belirten Özbey, eski ocakla ilgili üretim haritası konusunda bilgisi olmadığını ileri sürerek “O zaman ben yoktum. Bilgim de yok. Benim olmadığım yıllarda Cenne’de var olan bilgiler, Saffat Uyar’ın (Has Şekerler Madencilik sahibi) kendisinde var. Sondaj konusunda da, sondaj makinesiyle çalışıp çalışmadığından bilgim yok” dedi. Özbey, sorumlun rödovansçı şirket olduğunu söyledi. Ocakta daha önce de böyle bir kaza olduğunu ancak kendilerine haber verilmediğini iddia eden Özbey, “Ölüm olayı olmasa yine haber vermeyecekmiş” dedi. 

ÇELİŞKİLİ İFADELER

Mahkeme Başkanı Mustafa Başarı, Özbey’e, savcılıkta verdiği ifadede bütün eski haritaları çakıştırıp oradaki bütün firmalara verdiğini ve bu konuda tanıkları olduğunu söylediğini, tanıkların ise böyle bir haritadan haberi olmadığını söylediklerini belirterek çelişkiyi sordu.  Özbey de, “Olaydan sonra harita çakıştırdık. Olayın nasıl olduğunu belirlemek için. Ben sondaj makinesinin olmadığını MİGEM’in teftiş raporunda öğrendim” dedi. Mahkeme Başkanı, “Tanıklar senin de bulunduğun bir toplantıda sondaj makinesi alınmasıyla ilgili rödovansçı firmayla görüştüğün söylüyor?” sorusu üzerine Özbey, “Ben orada bulunmadım, toplantıda yoktum” iddiasında bulundu. 

SUÇ GELİN OLMUŞ, AMA ALAN YOK

Cumhuriyet Savcısı, işletme müdürü Mehmet Zeybek’in kendisine sormadan harcama yapıp, yapamayacağını ve bazı maden malzemeleriyle ilgili faturaların bulunduğunu sorması üzerine Özbey, “Ben proforma faturalarını görmedim, duymadım. 30 yıldır hiç bir maden makinesi alınmadı. Bu haritaları kimse benden istemedi. Suç gelin olmuş, ama alan yok. Hepsi bizim üstümüze geliyor. Bana bildirilen bir eksiklik olmadı” dedi.

Özbey’in ifadesinin sonlarına doğru gülümseyerek konuşması, duruşmayı izleyen madenci ailelerin tepkisine neden oldu. 

Tutuksuz olarak yargılanan Ermenek Cenne Linyit Madencilik Şirketi İşletme Müdürü Mehmet Zeybek ise sondaj makinesi alınması için ocaktaki kantar bölümünde toplantı yaptıklarını ve toplantıya firma sahibi Abdullah Özbey’in de katıldığını söyledi. 

NASIL KURTULURUZ DİYE PLAN YAPMIŞLAR

Tutuklu yargılanan Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi teknik nezaretçisi Ali Kurt ise ancak tutuklandıktan sonra eski ocak ve facianın meydana geldiği ocağın çakıştırılmış üretim haritalarının eline geçtiğini belirterek “Cezaevine girdikten sonra oranın çakıştırılmış haritaları elime geçti. Sonra kazanın nasıl olduğunu anladım” dedi. Kazaya neden olan ocağın anlatan Kurt, “Has Şekerler faaliyete geçmeden önce, Şekerler Madencilik, Numune Madencilik (kazaya neden olan eski ocak) ortada kalacak şekilde çalışıyorlardı. Ortasındaydı yani. 2009 yılında Şeker ocak, Numune madenciliğe çok yakın bir şekilde çalışmış” dedi. Cenne kömür havzasını bilmeyen bir kişinin yatırım yapmayacağını dile getiren Kurt, şunları söyledi: 2009 yılında 4.5 milyon yatırımı, haritayı görmeden nasıl yapsın? Biliyordu oralarda kömür olduğunu. Haritayı çizen Yavuz Özsoy’dur (Has Şekerler Madencilik’in daimi nezaretçisi tutuksuz yargılanan maden mühendisi).” 

Salona getirtilen orta büyüklükteki yazı tahtasına kapanan ve faciaya neden eski ocağa ile Has Şekerler’e ait ocağın haritasını çizerek anlatımına devam Ali Kurt, “Başyukarılarda ve bacalara bakılırsa, bilinçli olarak 5’er metre yaklaşılarak yapıldığını görüyoruz. Bunlar kaza olmuş bitmiş, avukatlarla oturmuşlar, nasıl kurtuluruz bu işten diye plan yapmışlar” dedi. Kurt harita ve sondaj makinesine ilişkin soruya ise “Harita isteme gibi niyetleri olsaydı, MİGEM’den isteyebilirlerdi. Bu haritanın MİGEM’de olduğunu bilmemek olur mu? Sondaj makinesi olsa kömürün göçtüğü yerlere kontrol sondajı yapılırdı ve kaza olmazdı” diye konuştu. (KARAMAN)


’UTANMADAN BAŞSAĞLI MI DİLİYORSUN?’

Abdullah Özbey’in ifadesinin ardından tutuklu olan Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar’ın ifadesine geçildi. Saffet Uyar, konuşmasına “Öncelikle bu kazada hayatını kaybeden kardeşlerime Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum” diye başladı. Bunun üzerine duruşmayı izleyen madenci eşleri ve yakınları, Saffet Uyar’a, “Bir de utanmadan başsağlığımı diliyorsun” diyerek tepki gösterdi. Bir madenci eşi Uyar’a çantasını fırlattı. Bir madenci eşi de, “Bizim kocalarımızı, aç susuz öldürdün, katil. Bir de utanmadan başsağlığı mi diliyorsun? Çocuklarımı yetim bıraktın sen” dedi. 
Uyar, Has Şekerler Madenciliği 2009 yılında kurduğunu belirterek, şunları söyledi: “2010 yılında Dağdeviren’den Numune madenciliğin (su basan eski ocağın) eski haritasını istedik. ‘Ben de yok. Şirketten isteyelim’ dedi. Gittiler Ermenek Cenne Kömür İşletmesi’ne arşivde bulamadılar. Abdullah Özbey’i aradım, haritaları sordum, ‘varsa arşivdedir’ dedi. Kimse MİGEM’de olabilir, oradan alalım diyen de olmadı.”
Uyar, toplantıda sondaj makinasını Ermenek Cenne Madencilik Şirketi’nin alacağı yönünde karar aldıklarını ve müfettişlerin işletme Müdürü Mehmet Zeybek’in de sondaj makinası siparişi verdiği formu gördükten sonra yeniden ocağın açılmasına izin verdiklerini öne sürdü. Sondaj makinesini almaya zamanlarının yetişmediğini ileri süren Uyar, tutuksuz yargılanan teknik nezaretçi Yavuz Özsoy,’un, matkapla sondaj yaptırdığını mahkemede işçilerin ifadesinden duyduğunu ve böyle bir durumdan haberi olmadığını öne sürdü. Cumhuriyet Savcısı, “Mühendisler, sondaj makinasının alınması yönünde seni uyardı mı?” sorusu üzerine Uyar, “Evet uyardılar, haritaları da söylediler. Cenne’ye gidin arşivden bakın, dedim” diye karşılık verdi. Alarm sistemiyle ilgili sorusu üzerine “Benim bu konuda bilgim yok” dedi. Avukatların, “Sondaj makinesini sizin almamanızın nedeni ne? Cenneyle görüşmenizin nedeni ne, paranız olsa alarmıydınız?” sorusunu sormaları üzerine Uyar bu kez şu yanıtı verdi: “Soma’dan sonra ocaklar zarar ediyordu. Kapanıyordu. Ondan dolayı da biraz bekledik.” 
Uyar savunmasında, bazı işlerin “Müfettişlerin geleceğinden daha önceden haberleri olduklarını ve müfettişler gelmeden çalıştığımız bacaları kapatıyorduk” diye ifade verdiklerini ve bunun asılsız olduğunu ileri sürdü. 

 

ÖNCEKİ HABER

Yüksekdağ: Koalisyon görüşmelerine açığız

SONRAKİ HABER

Til Ebyad'da IŞİD bayrağı indi, YPG bayrağı asıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...