18 Mart 2012 13:27

Her şeye rağmen kararlı bir Newroz yürüyüşü

Mithat Fabian Sözmen

Coşkuyla sokaklara dökülen halk, Esenyurt’tan, Kartal’dan, Başakşehir’den, Ümraniye’den Kazlıçeşme’ye doğru yollara çıktı.
Aynı saatlerde İstanbul’u yönetenleri, AKP’yi de ateş sarmıştı. Yasaklarla yetinmediler, ilçe çıkışlarına polis barikatı kurdular, metro-tramvay seferlerinde kitlenin toplanacağı alanlardan biri olan Topkapı durağını lağvettiler, vapurda, sokak aralarında sıfatını Kürde benzettiklerini alıkoydular.
Tüm yasaklara rağmen Kazlıçeşme’de yüz binlerin özgürlük, eşitlik ve barış talep etmesinden ölesiye korkuyorlardı. Bu yüzden Topkapı’dan başlayarak halkın öbek öbek toplanıp yürüyüşe geçtiği her anı gaz bombalarıyla dağıttılar.
On binler yoğun saldırılar karşısında bölük pörçük kitleler haline dönüşse de kararlılığını kaybetmedi. Beraber yürüdüğümüz kitleyle  Tarihi Yarımada’yı tavaf ettik desek yeridir. Yürüyüşümüz süresince Topkapı’da, Vatan Caddesi’nde, Çapa’da, Yedikule’de ve adını bilemediğim çok sayıda mahallede polis pususunu kurmuştu. Bijî Newroz/Yaşasın Newroz sloganlarına İş, Ekmek, Özgürlük/Kar, Nan, Azadî’ler eşlik ederken her saldırı “Her yer Newroz, her yer direniş” ve “Faşizme Ölüm Halka Hürriyet” seslerini gürleştirmeye yarıyordu. Ara sokaklardan Kazlıçeşme’ye varmaya çalışırken mahalleliler yer yer destek veriyor, yer yer endişeyle izliyordu.
Sahile vardığımızda polis Kazlıçeşme’yi tutmuştu. Sahil yolunda Newroz ateşleri yakıldı ve halaylar çekilmeye başlandı. Aynı anda Diyarbakır’dan halkın barikatları yıktığı ve meydanı 1 milyon kişinin doldurduğu haberleri geldi. Coşkusu artan kitleye polis bir kez daha  saldırdı. Bu, o ana kadar maruz kaldığımız en şiddetli saldırıydı. Küçücük çocuklar, -polis gazı sağolsun- devletin yüzüyle erken tanışırken “Baba, nefes alamıyorum”, “Annemi kaybettim” çığlıkları geri çekilişi yavaşlattı. Şimdi asli görev bebek arabasında gazdan etkilenen bebeleri araçlara bindirmek, annesini kaybetmiş çok sayıda çocuğun ana babasını aramaktı. Yanımızdan geçen polis araçları taşlanırken, araçtan havaya mermi sıkılıyordu. Halkın bayramını işte böylesi bir zulme dönüştürmüşlerdi.
Sahilde bu halde koşuşurken BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel karşımıza çıkarak günü özetledi: “Biz Newroz’u direnerek kazandık. Newroz bizim için politik bir isyandır. Kimsenin iznine bağlı değildir. AKP’nin zulmüne karşı her yerde Newroz ateşlerini yakacağız. Bayramımız, zehir edenlere zehir olsun.” (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et