Zarife’den Leyla Kasım’a Kürt kadını
Kürt kadını her şeyden önce kapalı toplumun ferdidir; cinsel kimliğinin kendine has özelliklerini saklamak zorundadır. Uzunca bir süre sınıfsal kimliğinin farkına var(a)mamıştır, bu kimliğini hep yok saymıştır. Kimlik sorununu da erk olanın, erkeklerin çözeceğine inanır...
Bu yargıyı yıkan Kürt kadınlarının başında Dersimli Alişer’in yoldaşı, hayat arkadaşı Zarife gelir.
ZARİFE
1900’lü yılların ilk çeyreğinde Kürt halkının özgürlüğü için dağları mesken tutan Alişer’le birlikte her zorluğa göğüs geren Zarife, son nefesinde de Alişer’in yanıbaşındadır. Yoldaşı, mücadele arkadaşı Alişer’le birlikte Temmuz 1937’de, kafası ihanetçiler tarafından kesilerek Dersim adını Tunceli’ye çeviren General Alpdoğan’a sunulur.
Zarife’nin sadece bedeni yok edilir. Kürt halkının özgürlüğü için yaktığı meşale, onun Kürt kadınına bahşettiği direnişçi ruh bugün özgürlüğü şiar edinen binlerce Kürt kadınının yüreğindedir.
LEYLA KASIM
Mücadeleyi devralan Kürt kadınlarından biri de Leyla Kasım’dır. Leyla Kasım, Zarife gibi dağların kızı değildi. Kürt toplumunun daha çok eğitimli, entelektüel yüzüne hitap ediyordu. Kerkük’ün kırsalında 1952’de doğan Leyla Kasım, Bağdat’ta üniversite eğitimine başlar. Üniversiteye başladıktan çok kısa süre sonra, Nasturi olmasına rağmen Kürt halkının özgürlük mücadelesine katılan Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin ilk kadın peşmergesi Margaret George’den etkilenir. Kürdistan Öğrenciler Birliğinin en aktif, en heyecanlı üyelerinden biri olur.
Bu yıllarda Kürtler büyük bir yenilginin arifesindedirler. 1971 Otonomi Anlaşması fiilen işlemez hale gelmiş; Irak rejimi Kürtlere dönük ağır saldırılara başlamıştır. Her gün onlarca Kürt genci katledilir, köyler yerle bir edilir, binlerce insan köyünden sürülür.
Leyla Kasım ve arkadaşları, sessiz kalmayı ihanete eşdeğer sayar. Ses getirecek, Kürtlerin sesini dünyaya duyuracak bir eylem hazırlığındadırlar. Biraz da Filistinli direnişçi Leyla Halid’in uçak kaçırmasından esinlenerek uçak kaçırmayı tasarlarlar. Ancak Leyla Kasım, daha eylem girişiminin hemen başında arkadaşlarıyla birlikte yakalanır. 1974’ün Nisan’ında ağır işkencelerden geçirilir. Kısa süren düzmece bir yargılama sonrasında, aynı yılın Mayıs ayında idam edilir.
Henüz 22 yaşında genç bir Kürt kızı iken idam sehpasına cesur adımlarla yürüyen Leyla Kasım’ın son sözleri, hâlâ Kürtlerin kulaklarında çınlıyor: “Beni öldürerek yok edebilirsiniz. Ama benim ölümüm binlerce Kürt’ün uyanışı olacaktır.”
Leyla Kasım, Irak işkencehanelerinde direnişin sembolüdür. Hiç kuşku yok, Kürt kadınının direngen ruhunu topluma yansıtan kadınların da başında gelir.
Çok değil, birkaç on yıl sonra Kürt kadını, Zarifeler’in, Leyla Kasımlar’ın yaktığı meşaleyi onurlu bir biçimde taşıyacağını, bu meşaleyi yerde bırakmayacağını, sönmesine fırsat vermeyeceğini dosta-düşmana bir kez daha gösterdi. Kürt kadınının direnişi büyüdükçe, kitlesi de büyüdü. Bugün artık tekil direnişçi kadınlardan değil, yüzbinlerle ifade edilen, mücadelenin öncü bayrağını devralmış bir kadın mücadelesinden söz etmek mümkündür.
* Fehim Işık’ın “Zarife’den Leyla Kasım’a Kadın, Emekçi ve Kürt” başlıklı yazısından özetlenmiştir (Hayat Dergi/ Mart 2012)
(KIRKYAMA-NEVSAL-İ NİSVAN)
Evrensel'i Takip Et