3 Ocak 2007 00:00

İNSAN VE SPOR


Koca bir yıl daha geride kaldı. Spor adına kitlelerin daha da seyircileşmesinin sağlandığı bir yıldı bu. Haliyle daha acımasızca müşterileştirdiğimiz, rekabetin uç boyutunda taraftarlaştırıldığımız ve iddaa bataklığına defnedildiğimiz… Konuya buradan bakınca, 2006’da spor alanında yaşadığımız sefalete bu yıl da katlanarak maruz kalacağımız söylenebilir.
Sporun bir endüstri alanı olmasının doğal sonuçlarıdır yaşadıklarımız. Tüketim kültürünün gereklerine göre yapılanmaktan kurtulamayan sporun liberal ekonomi-politikayla uyumlu örgütlenmesi bu alanda da müşterileşmeyi tetikleyecektir. Yeni yılda da spor alanında bizleri bekleyen durum bundan farklı olmayacak. Sahalardan gelecek sonuçların gündemi oyalayacağı, hatta gündelik yaşamın buna göre belirleneceği bir yıl daha. İstanbul kulüpleri yurtiçinde yine tahakkümlerini kuracaklar ama ciddi bir ulusal başarı yakalama konusunda yine umut vermeyecekler… Ulusal takım bazında ise yetişmekte olan yeni ve genç oyuncuların kişisel deneyimlerine olan bağımlılığımız görece sonuç verebilir. Ama grafiğimizin yine istikrarsız olacağı kanısındayım. Yabancı oyuncu sayısı tartışma konusudur hep. Sayı artınca kalite artacak gibi doğrusal bir mantık kurmak zor. Kaliteli oyuncu transferi de gelişimi direkt etkiler diyemeyiz. Sporda gelişme yapısal bir sorundur ve bu yönde bir kurumsallaşma olmadan bir nitelik sıçramasından söz edemeyiz.
Özellikle dönem siyasası sporu direkt etkilerken, hatta açıktan müdahalede bulunurken; seçilmişler de eşit, bilimsel ve kitlesel spor politikası gütme kaygısı taşımazken, 2007’den umutlu bir gelecek beklemek olanaksızlaşacaktır.
Oysa spor alanının her kategorisinde ciddi bir yenilenme gerekiyor. Her şeyin tüketime göre yapılandırıldığı bir ortamda da bu sıçramayı beklemek gerçekçilikten uzak düşmek anlamına gelir.
Yeni yıla savaşlarla, işgallerle, idamlarla, yoksullukla ve her alanda dayatılan şiddetle giren bir dünyada, spor alanından barış rüzgarlarını estirmenin yöntemlerini bulmamız da zorunludur.
Latin Amerika’daki gelişmeler bir umut rüzgarı olabilir mi? Bütün benliğimizle öyle olması beklentisi taşıyoruz ve dikkatimizi dünyamızın o köşesinde yaşanacak olumlu gelişmelere odaklıyoruz.
Spor alanında tüm insanlığın barış temelinde yarışmalarını dileyerek kendi mutluluğumuz için daha fazla çaba göstermek zorunluluğumuzu yeniden anımsatmak istiyorum. Tüm insanlığa mutlu seneler…
Hakan Keysan

Evrensel'i Takip Et