3 Ocak 2007 00:00

Üreticinin ipi çekiliyor


AB bir taraftan Türkiye ile ipleri geriyor görüntüsü çizerken diğer yandan Türkiye’nin en önemli alanlarında istediği politikaları dayatmaya devam ediyor. Tarım Bakanlığı bünyesinde yürütülen projede görev yapan AB uzmanları, bundan sonra uygulanacak tarım politikalarına ilişkin ipucu verirken Türkiye tarımının geldiği noktayı da gözler önüne seriyor. Uzmanlar, AB’nin çizeceği perspektifle uygulanacak politikalarla Türkiye’de, küçük üreticinin kalmayacağını, tarımda devlet müdahalesinin tamamen ortadan kaldırılacağını ifade ediyorlar.
AB ile politikaların eşleştirilmesi adı altında Türkiye’de, pek çok kurumun altında projeler uygulanıyor. Bunlardan en önemlisi ise Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bünyesinde sürdürülen Kırsal Kalkınma Projesi. Proje kapsamında, “Ulusal Kırsal Kalkınma Planı”nın ve bundan sonra izlenecek politikaların altyapısı hazırlanıyor. AB uzmanlarının yaptığı araştırmalar, yapılan toplantılarla konuyla ilgili kurumlara sunuluyor.
Et sektörü ile ilgili yapılan araştırmada, Türkiye’de arazilerin çok parçalı olması, çiftçilerin eğitimi, hijyen konularında temel eksikler olduğuna dikkat çekilirken Türkiye gerçeklerine bakılmaksızın Türkiye’nin, AB müktesebatına uyma zorunluluğuna işaret ediliyor.
Uzmanlar araştırmada, Türkiye’nin bundan sonra AB’nin sübvansiyon sistemine uyacağını ifade ederken AB’nin, bu anlamda rekabet açısından bir koruma sağlayamayacağı ve Türkiye’de üreticinin dünya ile rekabet edebilir duruma gelmeleri gerektiğini dile getiriyorlar. Uzmanlar, yem ve et ithalatında vergilerin kalkacağını, Türkiye’de üreticinin ise bununla rekabet etmesinin zor olduğunu belirtiyorlar.
Rusya ve Ortadoğu pazarı
AB’nin gerçek niyeti ise daha açık şekilde ifade ediliyor. Türkiye’deki geniş mera arazilerinin ve Türkiye’nin hayvan yemi potansiyelinin AB için büyük avantaj olacağının altı çiziliyor, meraların devlet kontrolünden çıkması gerektiği iddia ediliyor. Ancak AB’li uzmanların en dikkat çekici vurgulamaları ise olası bir üyelikten sonra Türkiye’nin, ürettiği ürünlerini pazarlamasına ilişkin. AB uzmanları, araştırmanın her satırında Türkiye’ye, pazar olarak Rusya ve Ortadoğu ülkelerini göstererek açıkça Türkiye’nin, özellikle et ve et ürünlerinin AB pazarında şansı olamayacağının altını çiziyorlar.
Uzmanlar ayrıca devletin tarıma fazla müdahale ettiğini öne sürerek bu müdahaleden vazgeçmesi yönünde önerilerde bulunuyorlar. Devletin sadece rehberlik görevi olduğu öne sürülen araştırmada, neredeyse yok edilen devlet müdahalesinin yeni sistemlerle ortadan kaldırılacağını ifade ediyorlar. Uzmanlar, katılım öncesinde AB’nin ortak bütçesinden yapılan yardımlar kapsamında Türkiye’ye aktarılacak kaynak ile sistemin değiştirileceğini, zaten çok az bırakılan devlet desteğinin de ortadan kaldırılacağını vurguluyorlar.
Uzmanların vurguladığı diğer bir nokta ise 15 yıl içerisinde Türkiye’de küçük üreticinin kalmayacağı ve AB’nin katılım öncesi yardımlarından kesinlikle yararlandırılmayacakları. Ancak uzmanların tarım dışına itilen küçük üreticilerin ne olacağı konusunda ise hiçbir önerisi ve öngörüsü bulunmuyor.
Büyük işletmeler dahi kâr etmiyor
Proje kapsamında AB uzmanlarının Türkiye’deki bir işletme ile İtalya’daki başka bir işletmeyi karşılaştırdığı bir başka çalışma ise Türkiye tarımının geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Araştırma sonuçlarına göre 5 bin 500 baş ineğe sahip bir hayvan işletmesi dahi kâr etmiyor. İşletmenin elinde sadece hayvan başına devletten aldığı prim kalıyor. Uzmanlar, Türkiye’de hayvancılık ile uğraşan üreticinin kâr etmediğinin altını çiziyor. Ayrıca Kayseri’deki üreticinin, İtalya’daki üreticiye göre girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğuna dikkat çekilirken Türkiye’deki girdi fiyatlarının yüksekliğine vurgu yapılıyor. Muhtemel bir üyelikte ise hayvancılık ile uğraşan üreticilerin pazar sıkıntısı yaşayacağını ifade eden uzmanlar, Türkiye üreticisinin bu pazarda şansının çok az olduğuna dikkat çekiyor. (Ankara/EVRENSEL)
Seçim sürecinde tarım tartışılacak
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), 11-12 Ocak’ta yapacağı bir sempozyumla seçimlere giden süreçte tarım sektörünü tartışmaya açacak. Sempozyumda, ülke tarımının sorunları masaya yatırılarak 2006 tarım yılı ve 2007 bütçesinin tarım açısından değerlendirilmesi yapılacak.
ZMO’nun düzenlediği Tarım Haftası 2007 etkinlikleri kapsamında; Seçim Sürecinde Tarım Sektörü Sempozyumu 11-12 Ocak 2007’de Milli Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılacak. Ziraat Mühendisleri Odası Korosu’nun söyleyeceği Ziraat Marşı ile başlayacak olan sempozyumda, açılış konuşmalarının ardından ödül törenine geçilecek. ZMO Özel Ödülü, 100’üncü Yıl Üniversitesi Rektörü Ziraat Mühendisi Yücel Aşkın’a; Bilim Ödülü, Doç. Dr. Mustafa Pala ve Muharrem Kaya’ya verilecek. Meslekte 50’nci yılını dolduran ziraat mühendisleri de ödül alacak.
Sempozyumun birinci gününün ilk oturumunda “Tarım Sektörü Analizi” yapılacak. ZMO Başkanı Gökhan Günaydın, TZOB Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Eryılmaz, CHP Milletvekili Prof. Dr. Oğuz Oyan ile AKP Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirişçi, 2006 tarım yılını ve 2007 bütçesini değerlendirecek. “Topraktan Şekere Tarım Sektöründe Yönetim ve Siyaset” başlıklı ikinci oturumda ise Doç. Dr. İlhami Bayramin, “Topraklarımızda Yasal-Yönetimsel Sorunlar” konulu tebliğini sunarken Bursa Barosu Başkanı Asude Şenol, Cargill NBŞ Fabrikası’na ilişkin yasal süreci anlatacak. Şeker-İş Başkanı İsa Gök, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin, Pankobirlik Genel Müdürü Mikdat Çakır ise şeker sektöründeki gelişmelerin analizini yapacak.
Sosyologlar da konuşacak
Sempozyumun ikinci gününün “Tarım ve Gıda Sosyolojisi” başlıklı ilk oturumunda sosyologlar; küreselleşme süreci, tarım, sermaye, emek ve kadın arasındaki ilişkiyi çeşitli yönleriyle masaya yatıracak. Ziraat mühendislerinin yaşadığı sorunların ele alınacağı ikinci oturumda ise YÖK Üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş, ZMO 2’nci Başkanı Dr. Turhan Tuncer ve Doç. Dr. Metin Özuğurlu konuşacak.
Üçüncü oturumda pamuk, narenciye, fındık ve zeytinyağı sektöründe yaşananlar değerlendirilecek. Sempozyumun “Siyasetin Tarım Sektörüne Bakışı” başlıklı son oturumunda AKP, CHP, ANAP, DYP, SHP, MHP ve DSP temsilcileri konuşacak. Sempozyum, tarımsal öğretimin başlangıcının 161’inci yılı nedeniyle verilen kokteyl ve ZMO Türk Sanat Müziği Korosu’nun sunacağı müzik dinletisi ile sona erecek.
Tarımda seçim...
ZMO Genel Başkanı Gökhan Günaydın, gazetemize yaptığı açıklamada “Seçimi özellikle tırnak içinde kullandık. Seçim iki anlama birden geliyor. Seçimle, hem yaklaşan seçimleri hem de IMF-DB güdümlü tarım politikaları ile emekten yana tarım politikaları arasında seçim yapılmasını kastediyoruz” dedi. AKP Hükümeti yıllarının tarımda yıkım yılları olduğunu kaydeden Günaydın, “Sempozyumda 2006 ve 2007 yılının hesaplaşması yapılacak. ZMO’nun tarım alanına bakışını net bir şekilde bir kez daha ortaya koyacağız” dedi. (Ankara/EVRENSEL)
Nur Karaoğlu

Evrensel'i Takip Et