16 Ocak 2007 00:00

Barış programı alkışlarla karşılandı


“Türkiye Barışını Arıyor” konferansı, açıklanan “Barış Programı” ile sona erdi. Siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel, medya ve toplumsal alana yönelik öneriler alt başlıkları altında belirlenen programı yürütmek üzere sekreterya oluşturulacak.
Programı açıklayan Aydın Çubukçu, her kesimin, siyasal görüşün temsil edildiği konferansın, giderek büyüyen bir gücün göstergesi ve barışa ilişkin olanakların güçlenmesinin ifadesi olduğunu söyledi.
“Türkiye Barışını Arıyor” konferansının son bölümünde “Barışı Programlamak” başlıklı forumda, Prof. Dr. Yusuf Zeren iki günlük konferansta konuşulanları başlıklar halinde özetledi. Mazlum-Der Genel Başkanı Ayhan Bilgen’in yönettiği forumda, Ankara, İzmir, Mersin, İstanbul, Samsun, Diyarbakır ve Antalya’dan bölge temsilcileri ile salondan katılımcılar önerilerini sundular. Gelen öneriler ve iki gün boyunca sunulan tebliğler doğrultusunda hazırlanan Barış Programı’nı ise Prof. Dr. Doğu Ergil ile Aydın Çubukçu açıkladılar.
‘Bir devrime tanık oluyoruz’
Salondan konuşma isteklerine işaret eden Ergil, “elektrik yüklü bulutlar gibi nasıl dolu olduklarını” belirterek, “Farkında mıyız bilmiyorum ama bir devrime şahit oluyoruz. Sokakta kan ve barut kokusu olmadan bir devrim” dedi. “Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra aile fotoğrafından Kürtleri çıkardık” diyen Ergil, çok kültürlü, çok etnikli yapıyı 600 yıl yaşatan Osmanlı’dan sonra, aynı sosyal ve kültürel mirası devralan bir “Pax Türka”, “Türk Barışı” yaratılamadığı eleştirisini yaptı.
Barışı yapmanın, ölen evlatlarına, acı çeken anne ve babalara, geleceğini yitiren gençlere, inancını yitiren insanlara ve Türkiye’ye bir borçları olduğunu dile getiren Ergil, “Bizi izleyen ve görüşlerimizi kayda alan etkili ve yetkili her merciiye sesleniyorum: Buraya savaşmaya değil, barışmaya, bölünmeye değil bütünleşmeye, adaletsiz, köhnemiş yetersiz politika ve uygulamalar nedeniyle bölünmüşleri birleştirmeye geldik” dedi. Ergil, bundan sonra “Barış, ama nasıl?” denildiğinde “işte böyle” diyecekleri bir program oluşturulduğunu da sözlerine ekledi.
Bugüne kadar yapılan barış girişimlerinin, konferansların ve imza kampanyalarının ve son olarak da 324 aydının imzaladığı bildirinin dayanaklarını oluşturduğu Barış Programı’nı ve barış istemlerini “giderek büyüyen bir çığ”a benzeten Aydın Çubukçu da “Büyüyoruz, güçleniyoruz, etkimiz yayılıyor” dedi.
Geniş ve kapsayıcı konferansın ve oluşturulan programın, çözüme yaklaştıklarının en önemli göstergesi olduğunu dile getiren Çubukçu, metnin “milli mutabakatın ön koşulu” olduğunu söyledi.
Geçen yıl nisan ayında Ankara’da başlayıp, İzmir, Mersin, İstanbul, Samsun ve Diyarbakır’da gerçekleştirilen konferanslar ile devam eden barış arayışının iki günlük konferans ile yeni bir aşamaya geldiğini kaydeden Çubukçu, “Her bölgeden toplumsal çapta temsil özelliği olan yüzlerce aydın, yazar, sanatçı, sendikacı, siyasetçi, işveren her yaştan kadın ve erkek bir araya gelerek bir barış projesinin ilk adımlarını attılar” dedi. Barış programı, katılımcılar tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. (Ankara/EVRENSEL)
Sultan Özer

Evrensel'i Takip Et