18 Ocak 2007 00:00
EMEK GÜNLÜĞÜ
GÜNÜN YAZILARI
Türkiye Barışını Arıyor adlı konferansın tartışmaları sürerken iktidar partisi ve ana muhalefet partisinin, işgalci güçlere katılma duyguları depreşti. Irak bölünüyor paranoyası üzerinde politika yapmak, milliyetçi ve şoven dalgadan pay kapmak, seçimde oylarını birkaç puan yükseltmek için halkı ateşe atmaktan çekinmiyorlar. Bir yandan da barış isteyenlere karşı kıyametler kopartıyorlar. Ellerinden gelse, bir kaşık suda boğacaklar barıştan yana olanları. İki burjuva partisi, uygun adım marş diyerek Meclisi Irak gündemli kapalı oturum için toplantıya çağırıyorlar.
İşin püf noktası Nereden çıktı Meclisin Irak gündemli toplantısı? sorusunda saklı. Irak, tam bir cehenneme dönmüş durumda, 1 Mart Tezkeresinin Meclisten geçmemesi, Türkiyeyi savaşın eşiğinden döndürdü. ABD bu işe çok içerlemiştir ve intikam almak için ellerini ovuşturmaktadır. Şimdi ABD için bir fırsat doğmuştur ve Türkiye, bu savaşa girmelidir; bataklığa saplanmalıdır. Çünkü ABD, saplandığı bataklıktan başkalarını çekerek kendisine ortak etmek istemektedir. ABD için koşullar giderek olgunlaşmaktadır. İç savaş karışıklıkları, günde onlarca insanın yaşamını yitirmesi ve başarısız olan Irak müdahalesinin gözden kaçırılması gerekiyor. Bunun için Kerkük meselesi ısıtılıyor, yeniden masaya konuyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, giyinmiş kuşanmış askeri üniformayı, savaşa gidiyor. Başbakan bundan aşağı kalmaz, o da hemen giyinip kuşanıp askeri üniformayı sırtına geçiriyor, benden daha iyi asker olmaz demeye getiriyor.
İşte Erdoğan ve Baykal bir noktada buluşuyorlar: Irak bölünüyor biz buna engel olmalıyız, Kerkükte bulunan Türkmenlere sahip çıkmalıyız.
Irakı kim bölüyor, iç savaşa kim götürüyor, sivil halkı kim bombalıyor, kim istikrarsızlık yaratıyor?.. Irak işgalinden bu yana ölen 1 milyon insanın nasıl öldüğünü ve ölmeye devam ettiğini, bunun sorumlusunun ABD olduğunu bilmeyen mi var!..
Bütün bu gerçekler ortada iken ABDnin işgal güçlerine destek vermek ve ülkemizi bataklığa isteyerek sokmak isteyen Baykal ve Erdoğan, vatana ihanet etmekten başka ne yapıyorlar?..
Ortaya çıkan durum, 1 Mart Tezkeresinin daha ilerisinde tehlikeli boyutlara doğru gitmektedir. İçeride sıkışan ve politik açmazların içine girenler, kendi çıkarları için ülkenin her yanını savaş alanına çevirmek için yola koyuldular. Şimdi bir kez daha demokrasi güçlerinin önüne, acil ve ertelenemez bir görev gelmiştir. Hükümet ve ana muhalefet partisi çok açık biçimde işçi ve emekçilere karşı yeniden birleşmişlerdir. Sorun, sadece Irak sorunu değildir ve içerideki mücadeleyi ezmek için de fırsat bulmuşlardır.
Milliyetçilik, şovenizm pirim yapmaktadır; Kerkük sorunu, bunun önemli bir aracı haline gelmiştir. Iraktaki gelişmeler, bunlar için yeni bir fırsat ve nimet gibidir. Bunu en iyi biçimde değerlendirmek; bir yandan içerideki barış isteyenleri, barış yanlılarını bastırmak, diğer yandan dış politikada bağımsız hareket ediyoruz, biz bağımsız bir devletiz pozlarına bürünmek ve halkı aldatmak için bir hamle daha yapacaklar.
Meclis özel oturumla toplanacak; alacakları karar ne olursa olsun, böyle bir mesele için toplanmaları bile ülkemizi ve halkı tehlikeye atmaktan öte bir şey değildir. Halkını ve ülkesini savaşa sürükleyecek bir hükümet ve ana muhalefet partisinin maskesini, bir kez daha işçi ve emekçilere göstermek, aydınların barış talebini, ülkenin her yanına yaymak için her karış toprağa barış tohumları ekmeliyiz ve savaşa karşı mücadele etmeliyiz.
Seyit Aslan
Evrensel'i Takip Et