22 Ocak 2007 00:00

EVRENSEL’den


Geçtiğimiz haftanın gündemine damgasını vuran Hrant Dink cinayeti, birçok boyutuyla bu haftanın da konusu olmaya devam edecek.
Azınlıklara karşı tahammülsüz ve inkarcı bir reflekse sahip olan hakim siyasal kültür içinde, bu cinayetin suç ortağı sayılabilecek kesimlerin oldukça geniş olduğunu söylemeye gerek var mı? Siyasi cinayetlerde, tetiğin çekilmesinin sadece olayın son noktası olduğu biliniyor. Onu azmettiren örgütlenmeden cinayete zemin hazırlayan ortama, siyasal yapıya kadar uzanan boyutların mutlaka irdelenmesi gerekiyor. Bu, bundan sonra başka benzer cinayetlerin işlenmesinin önüne geçilmesi bakımından da zorunlu.
“Türklüğe hakaret” ettiğine hükmedilerek ortaya atılan bir kişi artık hedeftir. Hele linç kültürünün, milliyetçiliğin özellikle körüklendiği bir ortamda, yargı organlarının verecekleri kararlarda çok daha dikkatli ve sorumlu olmaları gerektiği yadsınabilir mi? Türkiye’de, katledilen Hrant Dink’in de aralarında olduğu birçok aydın, “yargıyı etkilemeye teşebbüsten” yargılandı ancak yargı, “Türklüğe hakaret” gibi kararlarla kamuoyunu etkileme teşebbüsü konusunda bu kadar özgür olmalı mı? Hrant Dink olayında bunun sonuçları görüldü. Devletin mahkemesinin “Türklüğe hakaret” ettiğine hükmettiği bir aydın, çok açık ki çeşitli gruplar tarafından ve sayıları gittikçe artan lümpen milliyetçi kesimler tarafından, “cezalandırılması gereken bir hain” olarak görülecektir.
Dolayısıyla Hrant Dink cinayetinin azmettiricileri sorgulanırken, hukuk sistemimizin baştan aşağıya masaya yatırılması, antidemokratik siyasal kültüre destek sunan kanun maddelerinden, Türkiye’nin kurtarılması artık bir zorunluluktur.
Olayın diğer bir yanı da Dink cinayetinde tetiği çeken ve yakalanan katil zanlısının, daha önce de rahip cinayetinin gerçekleştiği kent olan Trabzonlu olması. TAYAD’lılara karşı linç girişiminin olduğu ve bunun yetkililerce “vatandaşın doğal tepkisi” olarak sunulduğu da hatırlandığında, bu tür işleri yaptıracak bir sosyal tabanın, Trabzon’da bir biçimde var olduğu dikkati çekiyor.
Trabzon’daki yerel gazeteler, bugün bu gerçeği de dikkate alarak “Çekin elinizi” ortak manşeti ile çıkacak. Trabzon basını, kentlerinin çeteleşme ilişkileri ile anılmasını istemiyor ve bu ortak manşetle, Trabzon’daki bu tür oluşumlara ve örgütlenmelere de tavır koymayı amaçlıyor.
Ulusal basının da Dink olayında kendisine bir sonuç çıkarması gerektiği açık. Bu tür cinayetlere, katliamlara, tertiplere kitle tabanı oluşturacak provokatif, “kızıl elmacı” yayınlar yapanların kendileriyle yüzleşmeleri zorunlu. Bu tür yayınlar yapanlarla hesaplaşmak da yeni cinayetlerin, linç girişimlerinin önüne geçilebilmesi açısından bir sorumluluk!..
İyi haftalar.

Evrensel'i Takip Et