3 Şubat 2007 01:00

ROJEV


Yazıyı, hatta tam şöyle tam kafasının üstüne denk getirebilir miyiz arkadaşlar?
- Geliyor zaten.
- Vatan toprağı kutsaldır diyor ya.
- Saçları düzelt. Bir de şurdan alalım.
Sonra bir bir, iki iki yanına, sağına soluna, önüne arkasına geçen devletin güvenlik görevlileri. Derin ve sığı olanları, bir bir fotoğraf çekiniyorlar Hrant Dink’in katili ile. Katilin kartpostallık fotoğrafı, devlet eliyle çekilip gururla servis ediliyor!
Görüntüleri hepimiz izledik. Hani, bir kahramanın sabırsızlıkla beklenmesi hali vardır. Beklersiniz ve o gelir... Ve o an ne yapacağınızı şaşırırsınız, mutluluktan uçarsınız... İşte devletin hanesinde, katilin karşılanması böyle yansımış. Devletin bu işlerdeki rolü üzerine bir kez daha düşündük. Polis ve jandarma teşkilatının ne halde olduğunu bir kez daha gördük. Hrant Dink cinayetini geriye giderek bir kez daha düşündük.
Azmettiricisi olarak gösterilen Erhan Tuncel ile Yasin Hayal’in isimleri bombalama eylemiyle duyuluyor. Ramazanda açık olan McDonald’s’a bomba koyduktan sonra Erhan Tuncel, devlet tarafından kadroya alınıyor. Tuncel’in ismi dosyadan çıkarılıyor ve muhbir olarak görevlendiriliyor. Böylece Yasin Hayal tek başına eylem yapmış oluyor. Ne çete elemanı ne de terörist. Yalnız kurdun ramazan direnişi...
Bombalanan lokantanın sahibi ve olayda yaralananlar, bir bir davalarından vazgeçiriliyorlar. Erhan Tuncel, devletin desteğini almış kadrolu bir muhbir olarak cezaevine girmiyor bile. Yasin Hayal ise 10 ay tutuklu kaldıktan sonra tecrübe ve güven kazanmış bir eleman olarak tahliye oluyor. Dosya kapanıyor. İnsan; bildiri dağıtan, basın açıklaması ya da bir panelde konuşma yapanların davalarını düşünmeden edemiyor.
Peki bu organizasyonu kim yapabilir? Bu davayı kim takip edebilir ve böyle sonuçlandırabilir? Hangi güç, hangi yetkili, bir bombalama eylemini böyle basit bir yolla nasıl çözebilir? Kim bu davayı böyle kolay sonuçlandırabilir? Savcılar, hakimler, emniyet müdürleri, jandarma yetkilileri, valiler olmadan ya da ‘derin eller’ uzanmadan bu işleri kotarmak bu kadar kolay olabilir mi? Ya da bir aymazlık durumu mu var?!
Hayal cezaevinden çıktıktan sonra Dink cinayetinin önemli elemanlarından biri olarak işbaşı yapıyor! Hrant Dink’in öldürüleceği 17 kez ihbar ediliyor. Ama 17 kez ihbar edilen olay es geçiliyor. İstanbul Valiliği bile Dink’i çağırıp kimliği açıklanmayan şahıslarca ‘uyarıyor’!
Ama hiçbir tedbir alınmıyor. Eğer bu, organize işlerin bir devamı ise ve Başbakan Erdoğan’ın dediği gibi ‘derin devlet’ olgusuyla ilgiliyse; hükümet, laf etmek yerine gereğini yapmalıdır.
Yine, eğer bu bir siyasi cinayetse; CHP ne yapmakta, Baykal ne ile uğraşmaktadır? Dink’in cenazesine katılanlara sataşacaklarına, atılan sloganlar üzerinden akıllara ziyan yorumlar yapacaklarına, ‘Milliyetçiliğe toz kondurmam’ diyeceklerine; siyasi cinayetin sorumlularını açığa çıkarmak için çaba göstersinler. Hâlâ ciddi bir adımın ne muhalefetten ne de hükümetten atılmamış olması, insanı derin derin düşündürüyor. Bu tutumun ‘milliyetçilik’ ve ‘derinlikle’ ilgisi var mı acaba?
Ogün Samast’ın ortaya çıkan görüntülerinden sonra bu cinayetin derinliği ve boyutu daha da belirginleşti. Trabzon Valisi ve emniyet müdürünün açığa alınması ile yetinilemeyecek denli derin bir durum var. Bununla sınırlı kalındıkça çözümlenmeyecek devasa bir sorunla karşı karşıya bulunduğumuz kabul edilmeli ve gereği yapılmalıdır.
Üzerinde “Vatan Toprağı Kutsaldır, Kaderine Terk Edilemez” yazan bayrağın önünde katille poz verenlerin fotoğrafı, öyle bir iki lafla ve açıklamayla temizlenecek gibi değil.
Cinayetten sonra Tuncel gözaltına alınıyor ama hemen serbest bırakılıyor. Tam bu esnada İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın yaptığı açıklama şok etkisi yaratıyor. “Cinayetin arkasında örgüt bulunmamaktadır. Cinayet milliyetçi duygularla işlenmiştir” mealindeki açıklama, ‘sığ’ mıdır ‘derin’ midir, masum mudur?.. Bu açıklama neden düzeltildi ve ardından ne yapıldı?..
Hrant Dink’i katleden Samast’ın devlet tarafından törenle karşılandığını gösteren görüntüler, cinayetin derinliği ve genişliği hakkında ilginç veriler sunmaktayken, bu ne kadar ciddiye alınmakta ve üzerine gidilmektedir?.. Katilin nasıl el üstünde tutulduğunu gösteren bu kayıtlar, devletin güvenlik görevlileri hakkında çarpıcı sonuçlar veriyor. Samsun Otogarı’nda karşılanan Samast’a, adeta devlet töreni yapılıyor. ‘Gazan mübarek olsun’ deniyor.
Devletin güvenlik görevlileri, katili bir kahraman gibi karşılamışlar. Devletin görevlileri; jandarması, polisi ve diğerleri İstanbul’da Hrant Dink’i öldürüp belinde silahıyla Samsun’a gelen, eli kanlı bir katili bağrına basmış, alnından öpmüşlerdir!
Şimdi Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere tüm ilgililer, bu fotoğrafa baksınlar ve paylarını belirlesinler! Atatürk’ün veciz sözü önünde katil posteri çekip dağıtmak bir devlet organizasyonu olmuşsa, bu tablodaki rollerini gözden geçirsinler.
İşte size devletin fotoğrafı!..
Ender İmrek

Evrensel'i Takip Et