5 Şubat 2007 01:00

EVRENSEL’den


Hürriyet gazetesi dün, “Arapsaçı gibi” başlıklı bir manşet ile çıktı. Gazete, “Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından öyle bir bilgi kirliliği yaratıldı ki elinde silahla yakalanan Ogün Samast unutturuldu, olayın arkasındaki bağlantılara ulaşmak daha da güçleştirildi” demiş. Gazetenin başyazarı Oktay Ekşi, manşeti desteklemek için yazdığı yazıda; İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden birinin “Birtakım kişiler büyük bir bilgi kirliliği yaratıyor” sözlerine yer vermiş. Ekşi, “Şikayet eden bari haklı olsa” başlıklı yazısında, “Hem basın mensuplarına ipe sapa gelmez bilgiler verilmesine göz yumacaksın, hem de ‘Birtakım kişiler bilgi kirliliği yaratıyor’ diye şikayet edeceksin” sözleriyle tepki gösteriyor.
Peki sormazlar mı? Sizin o gazetelerin tepesindeki işiniz ne acaba? Muhabirler, o “sızdırma” bilgileri alıp size rağmen mi o sayfalara sokuyor? O sızdırma bilgilerle “atlatma” haber yapıp sonra da “Budur abi ya! Bu haber sadece bizde var” diyerek müflis bir tüccar gibi elini ovuşturan gazetecilik zihniyeti, medya ortamına hakim olduktan sonra muhabir ne yapsın? Bulunduğu yerde tutunmak, meslekte yükselmek için böylesi “harikalar” yaratmanın bir önkoşul olduğunu, tam da bu medya ortamında benimseyen muhabir; herhalde bu sürecin en masum halkalarından biridir.
Susurluk sürecini anımsayalım: “Derin devlet”, “devlet çetesi” haberleri içinde adı geçmeyen devlet kurumu kalmamıştı; ancak o bilgi bombardımanı içinde her şeyin normalleştirildiği bir sürecin ardından, o bilgileri sızdıranların da gayreti ile o süreç kapatıldı. Şimdi de bağlantıları kopuk haberler silsilesi içinde, benzeri bir sürece sürüklenebiliriz.
Evrensel, tam da bu nedenle dünkü sayısında “Kanıtlar karartılmasın!” başlığını kullandı. Dink cinayetinde yoruma yer bırakmayacak kadar açık olan bir gerçek var ki o da; göstere göstere gelen bir cinayetin, devletin istihbarat ve emniyet birimlerine 1 yıl önce ulaşmış olan bilgilere rağmen önlenmemiş olduğu!.. Ancak buna rağmen o yetkililer, hâlâ koltuklarında oturuyorlar. Bu soruşturmanın halkı ikna edecek bir noktaya vardırılması açısından öncelikle, bu noktada adımlar atılması gerektiği açık.
Ve olayın hemen ardından “Susma hakkını kullandı” denilerek apar topar cezaevine konulan Erhan Tuncel’in arkasında hangi bağlantılar var? Olayın adli soruşturulma süreci açısından bu gerçeklerin üzerine gidilmesi şart.
Cinayetin siyasal bağlantıları bakımından da yukarıdan pompalanarak tırmandırılan milliyetçiliğin, sistemli bir biçimde sorgulanması gerekiyor.
Evrensel, Dink cinayetini bu bakış açısıyla izlemeye devam edecek!..
İyi haftalar

Evrensel'i Takip Et