Bir kırmızı gül yaprağıyla...

Birçok sevgili tarafından ilgi ile beklenen ve pek kimsenin kayıtsız kalamadığı 14 Şubat Sevgililer Günü, yine dakikalara sığmamacasına geçti ve umarız güzel anılarda yerini aldı... Ama bu yıl sevgilileri sevindirecek iki önemli bulguyla uğurlandı bu özel gün.
Birinci haber İtalya’dan geldi. İtalya’da bir kazı sırasında birbirine sarılmış durumda iki ceset bulunmuştu. Bu bulgu, arkeologlar tarafından ‘büyük aşk’ olarak nitelendirilmişti. Sanki 5 bin yıl öncesinden bize sevgiyi, aşkı, vefayı, güveni, emeği haykırıyorlardı o mütevazı halleriyle.
Aldığımız son bilgilere göre ise yetkililer, birbirine sarılmış durumdaki bu çifti ayırmama kararı almışlar. Yani ezeli aşk ebediyete kadar yaşayacak.
İkinci haber ise 4 bin yıl öncesinden bir aşk şarkısı. Hem de Türk Tarih Kurumu tarafından basılan bir kitaptan. Kitabın adı “Tarih Sümer’de Başlar” Yazarı dünyanın ilk sümerologlarından olan Prof. Dr. Samuel Noah Kramer. Kitabı çevirip yayına hazırlayan ise Prof. Dr. Muazzez İlmiye Çığ.
Sümerolog Kramer, 1952 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri Eski Şark Bölümü’nde yaptığı çalışmalar esnasında eline geçen küçük bir tablette yer alan yazıyla, dünyanın bilinen ilk aşk şarkısını ortaya çıkardı.
Sümerlere ait edebi tablet ve parçalarını okuyan Kramer, 2462 numaralı tabletin bir şiir olduğunu fark etti. 4 bin yıl öncesinde gelen bu tabletin, Sümer Kralı Şuşin’e yazılmış bir aşk şiiri olduğunu ve dünyanın bilinen en eski aşk şarkısı olduğunu fark eden Kramer, tablet üzerindeki şiirin, kral ile onun için seçilmiş bir gelin arasında söylenen ve kutsal evlenme töreni ile ilgili bir şarkı olduğunu tespit etti.
“İstanbul tableti” olarak isimlendirilen küçük tablet üzerindeki şiirin, büyük ihtimalle bir yeni yıl bayramını kutlama töreninde, Kral Şuşin için seçilmiş gelin tarafından söylenmek üzere kaleme alındığını belirledi Kramer.
Muazzez Çığ tarafından kopyası yapılan belge, metin transkripsiyonu ve çevirisi ile Belleten Dergisi’nin 16. cildinde yer aldı.
Dünyanın bilinen ilk aşk şarkısının 7 kıtasından ilk 2’si şöyle:
“Güvey, kalbimin sevgilisi,
Güzelliğin büyüktür; bal gibi tatlı.
Arslan, kalbimin kıymetlisi,
Güzelliğin büyüktür; bal gibi tatlı.
Beni büyüledin, önünde titreyerek durayım.
Güvey, senin tarafından yatak odasına götürüleyim.
Beni büyüledin, önünde titreyerek durayım.
Arslan, senin tarafından yatak odasına götürüleyim.”
4 bin yıl öncesinden bir Sümerli aşık, çok sevdiği Sümer Kralı Suşin’e işte böyle sesleniyor. Ve bu Sevgililer Günü de bir kırmızı gül yaprağıyla, bir sıcak tebessümle, bir dudak kenarındaki öpücükten sonra kalan sıcaklıkla son buluyor. Sevgileri bir güne değil tüm zamanlara yayma telaşıyla…
(Bahçelievler/İSTANBUL)
Damla Yıldırım