Mardin güvercinlerinden Şahmeran’a
Babasından kalma ahşap kalıpları, 50 yıldır hiç değiştirmediği fırçaları ve kök boyaları aracılığıyla; İncil’den motifleri, Mardin güvercinlerini ve Şahmeran’ı Nasra’ca bir yorum getirerek patiska bezlere işliyor. Bir Süryani geleneği olan basma sanatının son temsilcisi olan Nasra Kadın bu sanatı babasına bakarak öğr

BABAMA BAKARAK ÖĞRENDİM
Nasra Şimmes, basma sanatının bir aile geleneği olduğunu söylüyor. “Babam bana öğretmedi, kendi kendime ona bakarak, kavrayarak öğrendim” diyor. Babasının mirasını devraldığını nefesinin yettiği kadar bu sanatı yaşatmaya çalışacağını ifade ediyor. Nasra Kadın’ın basma sanatını öğrendiği babasının tercih ettiği pastel tonlar yerine canlı ve daha cesur renkler kullanması babasından ayrılan yönü. Nasra Kadın kendinden sonra torunlarının da bu sanatı devam ettirmesini istiyor. Bu sanatın kıymeti bilinmemekle birlikte son yıllarda ilginin arttığını belirten Nasra Kadın, basma sanatını yapmak isteyen gençlere ilk önce istekli olmaları gerektiğini öğütlüyor.
KIRKLAR KİLİSESİ’NDE SERGİLENİYOR
Yaptığı basmalar ev içinde genellikle masa örtüsü, duvar süsü, beşik örtüsü ya da perde olarak kullanılıyor. Dini temalı basmalar, daha çok Süryani kiliselerinde yer alıyor. Ancak Nasra Kadın geçimini sağlayabilmek için ev içi kullanmaya yönelik beşik örtüsü, masa örtüsü, karyola örtüsü gibi çalışmalar da yapıyor. Desenleri çok farklı boyutlarda çalışıyor. Kiliselere gidecek işler çok büyük perdelere yapılırken, ev içi kullanıma yönelik olanlar farklı boyuttaki kumaşlara işleniyor. Nasra Kadının Mardin’deki evinde ürettiği işler Kanada’dan Kudüs’e Suriye’den Brezilya’ya dünyanın dört bir yanında Süryani kiliselerini süslüyor. Nasra Kadın dini temalı çalışmalarının önemli bir kısmı, kendisinin de evlendiği ve çocuklarına vaftiz ettirdiği Mardin’deki Kırklar Kilisesi’nde sergileniyor.
DİNİ RİTÜELLERE NASRA’CA YORUM
Nasra Kadın’ın dini temalı çalışmalarında, Meryem Ana, İsa, 12 havari, azizeler, melekler, kutsal haç en sık kullandığı figürler. Bu tasvirleri çok işlemesinin nedenini: “Eski ve yeni ayetlerle büyüdüğüm için onlardan esinlenerek yaptım” diyerek açıklıyor. Ogün ki ruh halinin eserlerin oluşmasında belirleyici olduğunu da sözlerine ekliyor.
Nasra Şimmes’in yaşamında Mardin ayrı bir yer tutuyor. Doğup büyüdüğü yer olan Mardin atalarından yadigar Nasra Kadın’a. “Ömrümün sonuna kadar yaşayacağım yer olacaktır” diyor. Nasra Kadın basmalarında sanat tarihinin en kadim sahneleri özgün ve yerel bir yorumla resimliyor. Mardinli sanatçı Mardin’in simgelerinden Şahmeran’a da kendine has bir yorum getiriyor. Mardin’in güvercinleriyle çiçek yaprak motifleri, Nasra Kadın’ın imzası olmuş.
(İstanbul/EVRENSEL)
SADECE KİLİSEYE GİTMEK İÇİN EVDEN ÇIKIYOR
Nasra Kadın, çalışmaya sabahın ilk ışıklarıyla başlıyor ve gecenin geç saatlerine kadar işinin başından kalkmıyor. Kiliseye gitmek için evden çıktığı birkaç saat dışında hayatı çalışarak ve üreterek geçiriyor. Babasından kalma ahşap kalıplar, 50 yıldır hiç değiştirmediği fırçalar ve kök boyalarla patiska bezlere işliyor. Büyük ebattaki boyamalarının yapımı kimi zaman aylar sürüyor. Basmaların en çarpıcı özelliği, kökboyalarından elde edilen canlı renkleri. Göz kamaştıracak canlılıktaki renklerde, yaşama sevincini ve heyecanını yansıtıyor.
NASRA KADIN KİMDİR?
Nasra Şimmes, 600 yıl boyunca Mardin’e kök salan, sanatıyla dünyayı dolaşan Süryani bir aileden geliyor. Şimmes’in babası, ressam ve heykeltıraş. 1924 yılında doğan Nasra Kadın, bir asrı devirmek üzere. Doğduğundan beri hiç terk etmediği Mezopotamya Ovası’na bakan taş ev, hem atölyesi hem yaşam alanı. İsveç, Amerika, Kanada, Mardin ve İstanbul’da yaşayan 5 çocuğu var ama Şimmes Mardin’de yaşıyor. Nasra Şimmes; okuma yazma ve Türkçe bilmiyor.
Evrensel'i Takip Et