6 Mart 2007 01:00

ABAKÜS


Daha öncesinde bilişim suçalarına dair kapsamlı olarak hazırlanmış 34 maddelik bir yasa tasarısı üzerinde çalışılırken bir anda ortaya çıkan ve hızla kanun haline getirilmeye çalışılan 8 maddelik “Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi ile 2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM Adalet Komisyonu’nda tartışılmaya başlandı.
Çocuk pornografisi haberlerinin ardından önce Internet kafeler hedefe kondu ardından epey bir süredir hazırlıkları süren 34 maddelik tasarıdan vazgeçilip 8 maddelik bu yeni tasarı hazırlandı. Yeni tasarının “Genel Gerekçe” kısmında, anayasanın “Ailenin Korunması” ve “Gençliğin Korunması” başlıklı maddelerine atıfta bulunularak Internet’in içerik denetimi ve filtrelenmesi (sansürlenmesi olarak okuyunuz) aklanmaya çalışılıyor. Oysa ki tüm çalışmaları bu konu üzerine olan IWF’nin (Internet İzleme Vakfı) raporuna göre çocuk pornografisi görüntülerinin %51’i ABD, %15’i Rusya, %11.7’si Japonya, %8.8’i İspanya, %3.6’sı Tayland, %2.1’i de Güney Kore’de indiriliyor. Listede adı yer almayan diğer tüm ülkelerin çocuk pornografisindeki toplam payı ise %7.7. Daha açık söylemek gerekirse Türkiye’nin çocuk pornografisindeki payı sıfıra oldukça yakın. Tasarının gerekçe kısmında sürekli üstü kapalı göndermeler yapılan çocuk pornografisinde durum böyle olduğuna göre bu tasarının gerçek amacı ne?
Tasarının 2. maddesinde pek çok tanımın yanı sıra “Elektronik ortam” tanımı yapılıyor: “İşaret, sembol, ses, görüntü ve elektrik sinyal ve işaretlerine dönüştürülebilen her türlü verinin, kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, elektrokimyasal, elektromekanik, ve diğer iletim sistemleri vasıtasıyla iletilmesi, gönderilmesi ve alınmasını sağlayan internet ve bilişim ortamı”. Oldukça geniş bir “Elektronik ortam” tanımı yapılarak akla gelebilecek her alan ve her veri yasa tasarısının kapsamına alınmış. Elektrik sinyal ve işaretlerine dönüştürülebilen her türlü veri demek aklımıza gelen, gelmeyen tüm veriler demektir. Çünkü her türlü veri çeşitli işlemlerle sayısallaştırılabilir yani elektrik sinyal ve işaretlerine dönüştürülebilir. Bu durumda yasa tasarısı her türlü verinin hemen hemen her şekilde iletimini kapsıyor.
Tasarının 3. ve 4. maddeleri Telekomünikasyon Kurumu bünyesi içinde bulunan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na yasaklama vb. aşırı yetkiler veriyor. Yine 4. maddenin 4. fıkrasının e bendinde “Elektronik ortamdaki sohbet, mesaj, veya benzeri servislerde yapılacak filtreleme, perdeleme ve izleme esaslarına göre donanım üretilmesi veya yazılım yapılmasına ilişkin asgari standartları belirlemek” yani iletişimimizi daha kolay dinlemeleri için yazılımlarda ve donanımlarda olması gereken arka kapıların standartlarını belirlemek.
İletişimin hızla Internet ortamına kaydığı, VoIP’in (Voice over IP: Veri iletimi için Internet’i kullanan bir tür telefon görüşmesi protokolü) her geçen gün yayınlaştığı, Türkiye’deki Internet kullanıcı sayısının 15 milyonun üzerinde olduğu gibi gerçekler bahsettiğim tasarı maddeleri göz önünde bulundurulursa gerçek niyet kolaylıkla görülebilir. Bize söylenecek sadece bir tek cümle kaldı: Hükümet Internet’imden elini çek!
...
AMD teraflop engelini aştı

AMD, San Francisco’da yaptığı basın toplantısında, AMD Opteron™ çift çekirdekli işlemci teknolojisi tabanlı ve genel “çarpma-toplama” (MADD) hesaplamasıyla saniyede 1 trilyondan yani 1 terafloptan fazla kayan nokta hesaplaması yapabilen iki adet yeni nesil AMD R600 Dizi İşlemcisi kullanan “Teraflop-in-a-Box” sistemini tanıttı. Bu gelişme, saniyede yaklaşık 100 milyar hesaplama yapabilen günümüzün yüksek performanslı sunucu platformlarına göre neredeyse 10 kat performans artışı anlamına geliyor.
“AMD’nin tanıttığı teknoloji, ‘yeni’ AMD’nin endüstriyi nasıl değiştirdiğinin örneklerinden biri,” diyen AMD Görsel Ortam Birimi Başkan Yardımcısı Dave Orton, şöyle devam etti: “Günümüzde teraflop performansı, ancak süper bilgisayar düzeyinde karşılaşabildiğimiz bir durum. Ancak ‘Teraflop-in-a-Box’ sisteminin gerçeğe dönüşmesiyle, AMD performansta çok önemli bir sıçramayı mümkün kılabilecek.”
...
Sinyal karıştırıcılar şikayet edildi

Kesintisiz iletişim sağlamak yükümlülüğü getirilen GSM şirketleri GSM Jammer adı verilen sinyal karıştırıcıları kullananları. Telekominikasyon Üst Kurulu’na şikayet etti.
Kanuna göre, GSM Jammer gibi sinyal karıştırıcıları sadece, Genelkurmay, Emniyet, Sahil Güvenlik ve Milli İstihbarat Teşkilatı gibi kurumlar ‘güvenlik’ amacıyla kullanabiliyor. Ancak camiler, sinema ve tiyatro salonlarıyla bazı özel sitelerin de bu cihazları izinsiz kullandıkları tespit edildi. Yine AKP gibi bazı parti genel merkezlerinde ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği gibi kurumlarda da benzeri sinyal karıştırıcı sistemlerin bulunduğu ve önemli toplantılarda devreye sokulduğu biliniyor.
Bu durumdan şikayetçi olan GSM operatörlerinin şikayetini dikkate alan Telekominikasyon Üst Kurulu, uyarılarına başladı. AKP ve TOBB’deki GSM Jammerların sökülüp sökülmeyeceği merakla bekleniyor.
Gökhan Bayram

Evrensel'i Takip Et